Başlıklar
Toggle
Etkin pişmanlık, belirli bazı suçlarda, failin, suç bütün unsurlarıyla tamamlandıktan sonra, suçtan kaynaklanan tehlikeyi yahut zararı ortadan kaldırmaya yönelik davranışlarda bulunması durumunda lehine olacak şekilde cezada indirim yapılmasını veya cezanın büsbütün ortadan kaldırılmasını sağlayan şahsi sebep niteliğinde bir ceza yargılaması müessesesidir.
Etkin pişmanlık suç bütün unsurlarıyla tamamlandıktan sonra söz konusu olur. Örneğin gasp veya yağma suçu tamamlandıktan sonra zorla alınan eşyanın geri verilmesi durumunda etkin pişmanlık gündeme gelir. Yağma kastıyla icrai hareketlere başlayan ancak eşya veya parayı henüz almadan, kendi iradesi ile vazgeçen ve neticenin ortaya çıkmasını engelleyen kişinin durumu ise gönüllü vazgeçmeye örnektir.
“Etkin pişmanlık” bütün suçlarda uygulama alnı bulmaz. Sadece kanunda öngörülmüş olan suç tiplerinde söz konusu olabilir.
Cumhuriyet savcısı takdir yetkisini kullanarak, cezayı ortadan kaldıran etkin pişmanlık halleri yönünden, CMK.m.171 uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.
Etkin pişmanlık hükmüne yer verilen suç tiplerinde uzlaştırma yoluna gidilemez.
Etkin pişmanlık en çok malvarlığına karşı işlenen suçlarda uygulama alanı bulur. Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçlarında suç tamamlandıktan sonra ve fakat kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
Gasp suçunda etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek ceza; etkin pişmanlık kovuşturma başlamadan önce gösterilmişse yarısına, kovuşturma başladıktan sonra ancak hükümden önce etkin pişmanlık gösterilmişse üçte birine kadarı indirilir.
Karşılıksız yararlanma suçunda; fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir.
Kısmen geri verme veya kısmen tazmin hallerinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
Etkin pişmanlıkta ceza indirimi kovuşturma aşamasında azaldığından kovuşturma kavramına da değinmek faydalı olur. Ceza yargılamasında kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen safhayı ifade eder. Kavuşturma aşamasının başlaması için İddianamenin düzenlenmesi yeterli değildir. Buna göre iddianame mahkeme tarafından kabul edilene kadar yapılan iade ve tazminin, kovuşturmadan önce gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Kovuşturma başladıktan sonra etkin pişmanlık, hüküm verilinceye kadar, bir başka ifadeyle ilk derece mahkemesinin verdiği son karardan önce yapılmalıdır.
Bununla birlikte ilk derece mahkemesi hükmü, kanun yolu incelemesi sonucu bozulup, yerel mahkemenin bozmaya uyması halinde, kovuşturma aşamasına tekrar dönülmüş olacağından, yeni bir hüküm verilinceye kadar etkin pişmanlığı mümkün olması gerektiği düşüncesi ileri sürülmektedir. Yargıtay’da bu görüştedir
Zararın değişik zamanlarda ve birkaç parçada ödenmesi durumunda, son ödemenin gerçekleştiği aşamaya bakılır. Örneğin, fail, yağma (gasp) suçunun konusu olan bir paranın yarısını soruşturma aşamasında, kalan kısmını ise, kovuşturma aşamasında ve fakat hükümden önce tazmin etmişse, zararın hükümden önce tazmin edildiği sonucuna varılmalıdır. Bununla birlikte zararın kısmen giderilmesi mağdurun rızası ile etkin pişmanlık hükmünün uygulanmasına yol açabildiğinden, bize göre mağdurun rızası ile zarar giderimindin soruşturma aşamasında gerçekleştiğinin kabulü de mümkün olmalıdır.
Soruşturma aşamasında zararın giderilmesi konusunda açık ve samimi bir irade gösterilmiş ve ödeme de banka havalesi veya konutta ödemeli olarak yapılmış ancak failin elinde olmayan bir sebeple muhatabına ulaşmamış ve bu sırada kovuşturma aşamasına geçilmişse failin zararı giderme konusundaki samimi davranışına değer verilerek zararın kovuşturma başlamadan evvel giderildiği kabul edilmelidir. Benzer bir olayda Yargıtay bu doğrultuda karar vermiştir.
Zararın giderilmesi için kambiyo senedi keşide edilmesi veya bir kambiyo senedinin ciro yoluyla devredilmesi, üçüncü bir kişideki alacağın temlik olunması gibi hallerde bu işlemler işlem tarihi itibariyle alacak hakkının devrine yahut kazanılmasına yol açtığından işlem tarihi itibariyle bir başka ifadeyle kambiyo taahhüdü veya temlik tarihi itibariyle zararın giderildiği kabul edilmelidir.
Fail yerine, üçüncü bir kişinin, akrabalarının, arkadaşlarının iade ya da tazminde bulunması halinde de etkin pişmanlık hükümleri tatbik olunur. Ancak failin iradesinin de bu yönde olması izni, onayı veya bilgisi dâhilinde mağdurun zararının üçüncü bir kişi tarafından giderilmesi gerekir.
Ceza hukukunda suça iştirak, birden fazla kişinin aralarında anlaşmak ve iş birliği yapmak suretiyle belirli bir suçu birlikte işlemeleridir.
Ceza Hukukunda azmettirme, bir kişinin başkası tarafından, ikna, telkin veya diğer bir suretle belirli bir suçu işlemeye sevk edilmesi ve suç işleme kararı vermesinin sağlanmasıdır.
Ceza hukukunda suça yardım etme, suç işleme kararını vermiş olan kişinin suçu işlemesine maddi veya manevi olarak katkıda bulunma veya suçun işlenmesini kolaylaştırmadır.
Etkin pişmanlıkta, mağdurun uğradığı zararın fail, azmettiren veya yardım edenlerden biri tarafından giderilmesi halinde, tüm suç ortakları hakkında indirim uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılmıştır. Genel kabul bu kişilerden herhangi birisinin etkin pişmanlık göstererek iade ya da tazminde bulunması halinde, diğer fail yahut şerikler hakkında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğidir. Uygulamada bu istikamettedir. Bununla birlikte fazlasıyla sübjektif bir konu olsa da etkin pişmanlık kurumu faillerin samimi bir pişmanlık duymalarını da gerektirmektedir. Bir failin pişmanlık göstererek zararı gidermesi pişmanlık emaresi göstermeyen suç ortaklarının cezalarında indirim yapmak düzenlemenin amacına ve hakkaniyete uygun olmayacaktır.
Failin etkin pişmanlık hükmünden istifade edebilmesi, mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi, şartına bağlıdır. Aynen geri verme, suçun konusunu oluşturan malın, fiilin işlendiği andaki şekli, değeri, niteliğine herhangi bir zarar verilmeksizin, alındığı andaki haliyle olduğu gibi mağduruna iade edilmesidir. Misli eşyalarda, alınan miktar ve kalitede eşyanın geri verilmesi, aynen iade sayılır. Bu itibarla suçun konusunu para veya altın oluşturuyorsa, aynı nitelik ve miktarda para ve altının iade edilmesi yeterlidir. Faiz, eklemek gerekmez
“Tazmin”, aynen iadenin mümkün bulunmadığı hallerde, suça konu mal veya ekonomik değerin suç tarihindeki ederini para ile karşılamaktır. Uygulamada genellikle bu tazmin yolu kullanılmakta, mağdurun beyan ettiği zarar tutarı esas alınarak ödeme yapılmaktadır. Zarar tutarına ilişkin herhangi bir beyan yoksa veya açık değilse mahkeme veya savcılık tarafından mağdura zararının açıklatılması yoluna gidilmektedir.
Şüpheli yahut sanığın etkin pişmanlık kapsamında zararı gidermeyi teklif etmesine rağmen, mağdur veya katılanın kabul etmemesi durumunda, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının, yargılama aşamasında ise hâkim veya mahkeme başkanının suça konu malın suç tarihindeki değeri ile ödeme yeri ve şekli konusunda mağdurun da görüşünü alarak belirlemeler yapması ve zararın giderilmesini sağlaması gerekir. Zira zararın tam olarak giderilmesi halinde mağdurun rızasına bakılmadan etkin pişmanlık hükmü uygulanmaktadır. Zararın giderilmesi konusunda ceza hâkimi veya savcının, hukuk hâkimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptaması gerekmediğinden, taraf beyanlarının yanında kanaat verici basit bir tahkikat yaparak zarar miktarını belirlemelidir. Uygulamada zararın miktarı müşteki veya katılan tarafa sorulmakta makul bir tutar ise bu beyan esas alınmaktadır. Beyan edilen tutarın makul bulunmadığı veya denetlenebilir olmadığı durumlarda bilirkişi incelemesi yoluyla zarar tutarının belirlendiğine de rastlanmaktadır. Bu şekilde belirlenen zararın giderilmesine yönelik ödeme veya iade yapılmasına rağmen, zarar görenin mağdurun suça konu mal veya karşılığı olan parayı tayin edilen ödeme yerinden almaması durumunda sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır.
Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi mağdurun rızasını gerektirir. Mağdur sayısı birden fazla ise tamamının rızası alınmadan etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Kısmi iade veya ödeme yaptığını beyan eden şüpheli veya sanığın bu savunmasının üzerinde durulması, savunmanın araştırılması ve mağdura sorulması gerekir.
Yargıtay kısmen iade ve tazminin belirli bir ağırlıkta olması gerektiği görüşündedir. Bu çerçevede örneğin, çalınan bir kablonun pek bir işe yaramayacak küçük bir parçasının veya diğer parçaları olmadan işe yaramayacak bölümlerinin iade olunması halinde mağdurun rızası olsa dahi etkin pişmanlık hükümleri uygulanmayabilir.
Son olarak kolluk görevlilerince şüpheli veya sanıktan alınarak veya yapılan aramada gizlendiği yerde bulunarak mağdura teslim edilen suç konusu mal etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yol açmayacaktır. Türk ceza kanununda çeşitli suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri tazmine değil “eylemli pişmanlık” esasına dayanmaktadır. Yasa “tek başına iade ve tazmini” değil, “pişmanlık sonucu ve iradi olan iade ve tazmini “aramaktadır. Bununla birlikte suça konu mal, sanığın eylemli pişmanlığa dayalı işbirliği iradesi sonucu verdiği bilgi üzerine bulunabilmiş ve zarar görene teslim edilmişse bir başka ifadeyle şüpheli veya sanığın verdiği bilgi olmadan suça konu malın ele geçirilmesi mümkün değil ve şüpheli veya sanık etkin bunu mümkün kılan bilgiyi etkin pişmanlık iradesi altında kolluk görevlerine vermişse etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması düşünülmelidir.
Etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu’na göre belirli bazı suçlar bakımından uygulama alanı bulmaktadır.
Etkin pişmanlık, cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi bir sebep olarak kabul edilir. İşte etkin pişmanlığın uygulandığı suçlar:
Organ ve Doku Ticareti Suçu (TCK m. 93)
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK m. 110)
Hırsızlık Suçu (TCK m. 168)
Mala Zarar Verme Suçu (TCK m. 168)
Güveni Kötüye Kullanma Suçu (TCK m. 168)
Dolandırıcılık Suçu (TCK m. 168)
Hileli İflas Suçu (TCK m. 168)
Taksirli İflas Suçu (TCK m. 168)
Yağma Suçu (TCK m. 168)
Karşılıksız Yararlanma Suçu (TCK m. 168)
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmar ve Ticareti Suçu (TCK m. 192)
Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Alma, Kabul Etme veya Bulundurma Suçu (TCK m. 192)
Parada veya Kıymetli Damgada Sahtecilik Suçları (TCK m. 201)
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu (TCK m. 221)
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu (TCK m. 245)
Bu suçlar bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanır ve suçun işlenmesinden sonra kişinin kendi iradesi ile pişmanlık göstererek zararı gidermesi amaçlanır. Ancak unutulmamalıdır ki etkin pişmanlık, suçun tamamlanmış olması gerektiği için teşebbüs halinde uygulanmaz
Bursa ceza avukatı, Bursa şehrinde bulunan savcılıklarda yürütülen soruşturmalar ile Bursa şehrindeki ceza mahkemelerinde görülen davalarda taraflara hukuki yardım ve destek sağlayan avukattır.
Bursa ceza avukatı, dosyası başka şehirlerde olup da Bursa ile bağlantısı olan kişilere de ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku alanında destek vermektedir. Ceza avukatı işlerini yürütürken dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun hareket etmeli meslek kurallarına da uymalıdır.
Ceza hukukunun temelinde yer alan kavramlardan biri, suç ve ceza ilişkisidir. Suç, hukuka aykırı bir davranışı ifade ederken, ceza ise bu suçun karşılığı olan yaptırımı temsil eder. Adaletin sağlanması ve toplum düzeninin korunması adına suç işleyen bireylere uygulanan cezalar, ceza hukukunun ana odak noktalarından biridir.
Bursa ceza avukatı, suçların ele alınması, soruşturulması ve failin yargılanmasıyla ilgili prosedürleri kapsayan bir hukuk alanı olan ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku alanında mesleki donanıma sahiptir. Ceza yargılama süreçlerinin yönetimi, ceza avukatının uzmanlık alanına girer. Ceza hukuku, incelenen suç tipleri ve olası sonuçlar açısından geniş bir çeşitliliğe sahiptir. Özellikle özgürlüğü bağlayıcı cezalar (hapis cezası) gibi ciddi yaptırımların söz konusu olduğu durumlarda, deneyimli bir ceza avukatıyla çalışmak büyük önem taşır