İdare Hukuku ve İdari Davalar

Bursa idari davalar avukatı

İdare hukuku, taraflarından en az birinin idare olduğu hukuki ilişkilere uygulanan ve kaynağını temel olarak anayasa ve kanunlardan daha doğru bir ifadeyle pozitif hukuk kurallarından alan bir kamu hukuku dalıdır.

Anayasa’nın 5. maddesinde devletin temel amaç ve görevleri şu şekilde hükme bağlanmıştır: “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır”. Öyleyse idarenin temel görevi de budur. Zira “İdare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir” (Anayasa Md. 123) Anayasaya göre idare, Merkezi idare, mahalli idareler ile kamu kurum ve kuruluşlarından oluşur. Bakanlıklar ve kamu iktisadi teşebbüslerinin de idareyi oluşturan bütüne dahil olduğu söylenebilir.

İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Anayasa Md. 125)

Bir idari dava avukatının en çok karşılaştığı dava türü idari işlemin iptali davasıdır. İdari işlem, idarenin kamu gücünü kullanarak yaptığı, rızaları olsun ya da olmasın kişileri veya onlara ait mal varlığı değerlerini etkileyen, kamusal nitelikli, tek taraflı, idare hukukuna ve yargı denetimine tabi irade açıklamalarıdır.

Her idari işlemin mutlaka taşıması gereken beş unsur bulunmaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. Maddesine göre bu unsurlar sırasıyla yetki, şekil, sebep, konu ve maksattır. İdari yargı mercileri bir idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını idari işlemin bu beş unsurunu incelemek suretiyle denetlerler. İdari dava avukatları da bir iptal davasında tezlerini bu unsurlar üzerine kurarlar. Bu beş unsurdan birinde veya bir kaçında hukuka aykırılık varsa, idari yargı yerince, işlemin iptaline karar verilir.

İdari eylem ise idarenin maddi fiil ve hareketleridir. Ancak burada kastedilen eylemler bir idari işleme dayanan fiil ve hareketler değildir. Örneğin kaçak bir yapının yıkılması öncesinde bir yıkım kararına dayandığından idari eylem değil bir idari işlemdir. İdari eylemler her hangi bir idari işlemin yerine getirilmesini amaçlamayan veya onun devamı olmayan müstakil fiillerdir. Bu nedenle her hangi bir kamu görevlisinin fiiliyle oluşabilirler. Aynı nedenle idari eylemde yetki unsuru da aranmaz.

Bursa İdari dava avukatlarının sık karşılaştığı idari dava türlerinden bir diğeri de hizmet kusuruna dayalı tam yargı davalarıdır. İdare yükümlü olduğu kamu hizmetlerini görürken kişilere verdiği zararları, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, tazmin etmek zorundadır. İdare hukukuna ait bir kavram olan hizmet kusuru özel hukuktaki kusur kavramından farklıdır. Bu kavram genellikle kamu hizmetlerinin görülmesinde ortaya çıkan hatalı uygulamalar ile aksaklık ve eksikliklerdir. Örneğin sağlık kuruluşunun hatalı tıbbi uygulaması gibi. İdarenin eylem ve işlemleri ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağı ve kusur mevcutsa idarenin sorumluluğu söz konusu olur. Bu sorumluluk idare mahkemelerinde açılan tam yargı davalarının konusunu oluşturur.