Başlıklar
Toggle
Ceza kanunlarında suç olarak tanımlanan eylemlerin tamamlanmasından sonra, belirli sürelerin geçmesiyle, suçun faili hakkında kamu davası açılmasına veya açılmış olan davamın görülmesine engel olan ceza hukuku müessesine zamanaşımı denilmektedir. Zamanaşımım gerçekleştiği bir dosyada suç sabit olsa bile kamu davasının düşmesine karar verilir.
Ceza davası zamanaşımı süreleri, Türk Ceza Kanunu’na göre belirlenmiştir. Bu süreler, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. İşte bazı ceza zamanaşımı süreleri:
Beş yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 10 yıl.
Beş yıldan fazla 12 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 15 yıl.
12 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 20 yıl.
Müebbet hapis cezasına çarptırılması gereken suçlarda zamanaşımı süresi: 25 yıl.
Bu süreler, suçun niteliğine ve hükmolunan cezanın miktarına göre değişebilir. Zamanaşımı süreleri, suçun üst sınırına göre belirlenir ve suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Uzamış zamanaşımı süresi ise zamanaşımının kesilmesi sebepleri varsa uygulanır
Zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Ancak bazı suçlar için zamanaşımı uygulanmaz. İşte bu suçlar:
Soykırım Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar: Bu suçlar için zamanaşımı uygulanmaz.
Yurt Dışında İşlenen Ağırlaştırılmış Müebbet veya Müebbet Cezaları: Bu suçlar için zamanaşımı uygulanmaz.
Bu suçlar, toplumsal değerler ve insan haklarına yönelik ciddi ihlalleri içerdiği için zamanaşımı süresi bulunmamaktadır
Zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Bu süreler, suçun üst sınırına göre belirlenir ve suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. İşte bazı ceza zamanaşımı süreleri:
Beş yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 10 yıl.
Beş yıldan fazla 12 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 15 yıl.
12 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar için olağan dava zamanaşımı süresi: 20 yıl.
Müebbet hapis cezasına çarptırılması gereken suçlarda zamanaşımı süresi: 25 yıl.
Bu süreler, suçun niteliğine ve hükmolunan cezanın miktarına göre değişebilir. Zamanaşımı süreleri, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar ve suçun üst sınırına göre belirlenir. Uzamış zamanaşımı süresi ise zamanaşımının kesilmesi sebepleri varsa uygulanır.
Ceza davasında dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmış olmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Bu zamanaşımı iki çeşittir:
Olağan Dava Zamanaşımı Süresi (Asli Dava Zamanaşımı): En hafif suçlarda olağan zamanaşımı süresi genellikle 8 yıldır. Aynı suçlara ilişkin uzamış zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Uzamış Dava Zamanaşımı Süresi: Eğer zamanaşımının kesilmesine yol açan sebepler varsa, şüpheli veya sanık hakkında uzamış zamanaşımı süresi uygulanır. Örneğin, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin işlendiği görülüyorsa, dava zamanaşımı süresi suçun nitelikli hali dikkate alınarak belirlenir.
Dava zamanaşımı, devletin cezalandırma hakkının ortadan kalktığı bir süreçtir. Ceza zamanaşımı ise, mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden itibaren belli bir sürenin geçmesiyle hükmün infaz edilmesinden vazgeçilmesidir
Ceza hukukunda zamanaşımını durduran sebepler, dava zamanaşımı süresinin durmasına ve uzamasına neden olabilir. Türk ceza hukukunda zamanaşımını durduran sebepler TCK m. 67/1 de sayılmıştır.
Dava Açılmasının İzin Alınmasına Bağlı Olması: Eğer dava açılması için izin alınması gerekiyorsa, dava zamanaşımı süresi durur. Örneğin kamu görevlilerinin görevlerinin icrası sırasında işledikleri suçların soruşturulabilmesi genellikle ilgili bakanlığın iznine tabidir. Bu durumda, iznin verildiği tarihe kadar dava zamanaşımı süresi durur.
Dava Açılmasının Karar Alınmasına Bağlı Olması: Hakkında soruşturma yürütülen kişi dokunulmazlığa sahipse dokunulmazlığın kaldırılmasına dair bir karar alınana veya kendiliğinden kalktığı ana kadar, dava zamanaşımı süresi duracaktır.
Bekletici Sorun Sayma: Eğer davanın görülmesi başka bir davada verilecek karara bağlıysa, o davada karar verilinceye kadar dava zamanaşımı süresi durur.
Kaçak Kararı Verilmesi: Kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan fail hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
Bilindiği üzere HAGB yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde karar açıklanmaz ve beş yıllık (çocuklarda 3 yıl) bir denetim süresinin geçmesiyle dava hiç açılmamış gibi bir sonuç ortaya çıkar.
HAGB ‘ ye bağlanan bir karar, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi halinde açıklanır. Bu durumlarda HAGB kararının kesinleştiği tarih ile failin yeni bir suç işlediği tarih arasında zamanaşımı süresi durur.
Zamanaşımının durmasına ilişkin hükümlerle, başka bir nedenle yargılamanın yapılamadığı hallerde dava zamanaşımının işlemesinin önüne geçilmektedir. Dava zamanaşımı süresinin durması, zamanaşımı süresinin dondurulması anlamına gelir. Yani önceden işlemiş zamanaşımı süresi aynen varlığını korur, ancak bu süre işlemeye devam etmez. Durma sebebinin ortadan kalkmasıyla süre, kaldığı yerden işlemeye başlar. Örneğin, 8 yıl dava zamanaşımının uygulandığı tamamlanmış bir suçun faili, suç tarihinden 4 yıl sonra milletvekili olmuşsa, 8 yıllık sürenin 4 yılı tamamlanmıştır. Fail hakkında yargılamaya devam edilebilecek tarihe (dokunulmazlığın kalktığı veya kaldırıldığı tarih) kadar dava zamanaşımı işlemez. Örnekten devam edecek olursak, şüpheli veya sanığın 10 yıl sonra milletvekilliği sona erdiğinde, zamanaşımı süresi durduğu 4. Yıldan itibaren işlemeye devam edecektir. Dava zamanaşımı süresinin durmasında kanun koyucu üst sınır belirlememiştir. Kişi, örneğin 5 kez arka arkaya milletvekili seçilse, milletvekilliği sona erdiği tarihte hala dava zamanaşımının 4 yılı tamamlanmış gibi değerlendirilecek ve yargılamaya devam edilebilecektir.
Dava zamanaşımının kesilmesi sebepleri TCK md. 67/2’de sınırlı olarak sayılmıştır.
İfade Alma İşlemi: Sadece savcılık tarafından şüphelilerden veya sanıklardan herhangi birinin ifadesinin alınması işlemi dava zamanaşımı süresinin kesilmesine neden olur. Kolluk tarafından alınan ifade aynı etkiyi doğurmaz. Cumhuriyet savcısı suç isnadı ile ilgili şüpheli veya sanıkların ifadesine ilk bir kez başvurduktan sonra, aldığı diğer ek ifadeler dava zamanaşımı süresini kesmez.
Sorguya Çekilme İşlemi: Sorgu, şüpheli veya sanığın, hakim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi anlamına gelir (CMK md. 1/h). Aynı fiil nedeniyle suçlanan şüpheli veya sanıklardan herhangi birinin sorguya çekilmesi dava zamanaşımı süresinin kesilmesine neden olur.
Sorgu, şüphelinin tutuklanması veya adli kontrol uygulanması istemiyle mahkemeye sevk edilmesi halinde mahkemece ilk defa dinlenmesi işlemidir. Hakim veya mahkemenin herhangi bir şekilde şüpheliyi tekrar dinlemesi halinde dava zamanaşımı süresi kesilmez.
Ceza davası kararının Yargıtay temyiz incelemesi neticesinde bozulması halinde, tekrar sanığın beyanı alınsa bile zamanaşımı süresi bu yüzden kesilmez.
Şüphelilerin yokluğunda CMK md. 98 gereği sulh ceza hakimlikleri tarafından ‘tutuklamaya yönelik yakalama kararı’ verilmesi dava zamanaşımı süresini kesmez.
Suç ile İlgili İddianame Düzenlenmesi: İddianame, CMK md. 170 gereği savcılık tarafından düzenlenen, soruşturmayı sona erdirip ceza davası açılmasını (kovuşturmanın başlamasını) sağlayan belgedir. İddianame düzenlenmesi de zamanaşımını kesen sebepler arasındadır.
Mahkemenin Mahkumiyet Kararı Vermesi: Ceza mahkemesinin sanık veya sanıklar hakkında mahkumiyet kararı vermesi de dava zamanaşımı süresini keser. Beraat, davanın reddi, ceza verilmesine yer olmadığı, düşme gibi mahkeme kararları aynı etkiye sahip değildir.
Direnme Kararı: Temyiz mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını bozması ve ilk derece mahkemesinin bu karara karşı direnmesi zamanaşımı süresinin işlemesini keser
Dava zamanaşımı süresi, her kesilme nedeninden sonra tekrar işlemeye başlar. Kesilme nedenleri varsa, zamanaşımı süresi ilgili suç için kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar. Kesilme halinde, ceza davasının düşmesi için ‘uzamış zamanaşımı süresinin’ geçmesi gerekir (TCK md. 67/4).
Hemen belirtelim ki ceza davası hakkında düşme kararı verilebilmesi için uzamış zamanaşımı sürelerinin tümüyle geçmiş olması gerekmez. Olağan dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra, kesilme halinde eklenmesi gereken süre hesaplanarak düşme kararı verilip verilmeyeceği bulunmalıdır.
MUĞLA 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
( Çocuk Mahkemesi Sıfatıyla )
GEREKÇELİ KARAR
DÜŞME
DOSYA NO : 2024/352 Esas
KARAR NO : 2024/492
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2014/312
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : K.H.
KATILAN : …
VEKİLİ : …
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : …
MÜDAFİİ : AVUKAT HÜSEYİN DEMİRBAŞ, Demirtaşpaşa Mah. Ankara Yolu Cad. No:36 Tüze İş Merkezi Kat:10/34-35 Osmangazi/ BURSA
SUÇ : Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma
SUÇ TARİHİ : 2013 yılı Nisan ayı
SUÇ YERİ : Muğla/Marmaris
KARAR TARİHİ : 14/11/2024
Yukarıda açık kimliği ve müsnet suçu yazılı sanık hakkında Mahkememize açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 05/02/2014 tarih ve 2014/312 tarihli iddianamesi ile … hakkında ” Birden Çok Kişi İle Birlikte Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Cinsel Amaçlı Birden Çok Kişi İle Birlikte Çocuğa Karşı Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma” suçundan TCK’nın 37/1, 103/2, 3, 4, 31/3, 109/2, 3-b, f, 5, 31/3 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemi ile mahkememize kamu davası açılmıştır.
Mahkememizce 2014/43 Esas sayılı dava dosyasından suça sürüklenen çocukların yapılan yargılama sonucu mahkememizce verilen kararın temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 01/07/2015 tarih, 2015/2821 Esas ve 2015/7862 Karar sayılı ilam ile suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdure …’ a yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma suçundan dava açıldığı halde karar verilmediği zamanaşımı süresi içerisinde bu hususta mahkemesince karar verilmesinin mümkün görüldüğü belirtilerek mahkememize gönderilerek mahkememizin 2015/247 Esas sırasına kaydının yapıldığı, suça sürüklenen çocukların yapılan yargılamaları sonucunda 16/10/2015 tarih 2015/247 Esas, 2015/307 Karar sayılı dosyasında suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdure …’a yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma suçundan tanzim olunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 05/11/2015 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun 3 yıllık denetim süresi içinde Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/501 Esas, 2024/194 Karar sayılı dosyasına konu suçu işlediği ve mahkememize ihbarda bulunulması üzerine mahkememizce 2024/352 Esas sırasına kaydı yapılmakla sanığın yargılamasına başlanılmıştır.
KATILAN BEYANLARI:
Katılan …’un mahkememizde alınan beyanında: “daha önceden sanıklardan … ile bir samimiyetim arkadaşlığım yoktu, benim arkadaşımın arkadaşıydı. Basketbol oynarken arkadaş ortamında tanıştık. Olay tarihinde buluştuktan sonra yukarıda bir yere götürdü. Burada benim göğüslerime dokunmak istedi, ben istemeyince ellerimi tuttu. Ben aşağıya inmek istedim. Hatta aşağıya doğru inerken ayağımda çatlak oluşmuştu. Daha sonra da kendisi ile görüştüm ancak böyle bir eylemi bulunmadı. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Katılan … vekili …mahkememizce usulüne uygun olarak alınan savunmasında: “Önceki savunmalarımızı tekrarla zaman aşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA :
Suça Sürüklenen Çocuk … ‘ın mahkememizde alınan savunmasında: “ben …isimli bir kızla çıkıyordum. … tartışmıştık aramız açılmıştı o sırada … ile konuşmaya başladık o bana beni sevdiğini söylüyordu ben ne evet ne hayır diyordum, çünkü sevgilim vardı. …buluşmak istedi sahilde bir kez buluştuk. Bir şey olmadı sonra bir kez daha buluşmak istedi ben de dışarıda olmaz dedim. Arkadaşımızın restoranında buluşalım dedik orada içecek koydum, bardak koydum. … gittikten sonra … geldi. … …den ayrılmamı istediğini söyledi, ben bunun mümkün olmadığını söyledim, sonra … ayrılmana gerek yok böyle buluşabiliriz dedi bana, ben de olmaz dedim. Kız arkadaşım var dedim. … üzerime geldi öptü beni, sonra kalktık yaklaşık 5 dk oturduk, sonra ben …yı aradım eve gittik. … daha sonra bana tehdit mesajları attı, hatta erkek arkadaşı edinmiş ona neler anlattı bilmiyorum, beni tehdit ettiler. Kimseye söylemedik, olayın kız arkadaşımın kulağına gitmesini istemedim. … ile aramda geçen olay bu kadardır. Ama okulda öpüştüğünü, yattığını söylemiş. Okulda … ile hiç konuşmam. …’ nin … isimli bir arkadaşı var. … de bir konuşmuşluğum yoktur. … ile … kavga etmişler, … gelip benden resimler istedi, akıllı tahtaya vermek için istedi. Ben de resim olmadığını söyledim. Tartıştık. Sanırım … ile … in kavgasında … … ‘ye sen git …’ ın altına yat diye bir söz söylediği için okulda bu hususta söylentiler yayılmaya başladı. Öğretmenler bizi çağırıp ifade almaya başladılar, kimya öğretmeni bana sordu böyle bir şey olmadığını söyledim. 300 kişilik okul birçok arkadaşımı … ve benim için ifadeye çağırdılar. Lehimize ifade verenleri bir daha çağırmadılar, ancak aleyhimize ifade veren tartıştığımız kişileri tekrar tekrar ifadeye çağırdılar. … ile eski den bir ay kadar çıkmışlığımız oldu. Onunla öpüştük, el ele gezdik dolaştık, o da benden hoşlandığını söylemişti. Sonra ayrıldık. O zaman 15 yaşındaydım. Bu yılın başında …’ e çıkma teklif etsem kabul eder mi diye düşündüm, sonra çıkma teklif ettim. … o gün akşamında çıktığı erkek arkadaşından ayrıldı benimle çıkmaya başladı. İki gün sonra …’ den tekrar ayrıldım. Bu olaylar ortaya çıktıktan sonra … de benimle çıktığını söylemiş, … de benden intikam almak için hocalara biz de beraber olduk diye anlatmış. Onun hakkında söyleyeceklerim bu kadardır, … ile geçen sene bir hafta çıktık, 5-6 kez buluştuk, anlattıklarında öpüşmemiz doğrudur. Ama anlattıkları az çok yaşandı ama elini tutup cinsel organıma götürdüğüm yoktur. O beni ilk öpmüştür. … … ile ilgili olarak, sokak basketbolu oynarken tanıştık, en fazla iki kere görüştük. … arkadaşı olduğunu biliyorum. Bütün görüşmem bundan ibarettir hiçbir şey yaşanmadı. … ile konuşup ona destek çıkmak için bu şekilde ifade vermiş olabilir. Çünkü elini bile tutmuşluğum yoktur. … kalıplı bir kızdır, iki elini arkaya tutup bir şey yapmam mümkün değildir. Mağdur … iddialarını kabul etmiyorum işçi koğuşu diye tabir edilen yerde sadece söylediğim gibi oturduk. Kendisi beni öptü. Burada kendisine cinsel istismarda bulunmadım. … ile anlattıklarım haricinde hiç bir yakınlaşmamız olmadı. Okulun üst tarafında ağaçlık alanda kendisi ile buluşmadım oral seks yaptırmadım. İddia ettiği gibi kendisine mesajlar da göndermedim. Tehdit etmedim. Bir insana zorla oral seks yaptırmak nasıl olabilir ben anlamıyorum. … ile sadece belirttiğim gibi buluştuk ancak kendisine oral seks yaptırmadım. Yine fiili livata yoluyla da ilişkiye girmedim. İfadesini okudum. Tam olarak … cinsel organına cinsel organımın girip girmediğini fark etmediğini söylemiş benim düşünceme göre böyle bir şey olamaz insan nasıl fark etmez, böyle bir şey olsa. … ile hiçbir şey yaşamadım. Ancak … ile çıktık doğru, öpüştük ama aramızda geçenler sadece bunlar, abartarak anlatmış. Biz orası kullanılmadığı için orada zaman geçiriyorduk, çöplerimiz falan vardı orada bir şeyler yiyip içiyorduk, o yüzden toplamak istedim. Benim annem İstanbul da yaşıyor, babam emniyet görevlisi ev boş böyle bir amacım olsa eve götürürdüm. … e reklam ederdim anahtarı alarak. Mağdurların ve tanıkların ifadelerinde aleyhe olan hususları kabul etmem. Tanıkların ve mağdurların ifadelerindeki çelişkileri tek tek çıkardım yazılı olarak sunduğum dilekçemde belirttim, bütün bunların dikkate alınmasını istiyorum hukuk fakültesi için hazırlanıyorum. Öyle bir video ve resim söz konusu değil tanıklara böyle bir resim video göstermedim. … çıktığımızı söylüyor duygusal bir yakınlığımız olduğuna dair bir tane mesaj getirsin.” şeklinde savunma yapmıştır.
Suça sürüklenen çocuk … … 14/11/2024 tarihinde mahkememizce usulüne uygun olarak alınan beyanında : ” Mahkemenizin daha önce 2014/43 esas sayılı dosyasında 09/04/2014 tarihinde vermiş olduğum savunmamı tekrar ederim, beraatime karar verilmesini talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER :
1-Suça sürüklenen çocuğa ait nüfus ve adli sicil kayıtları
2-Suça sürüklenen çocuk savunması
3-Katılan beyanları
4-Doktor raporları
5-Muğla Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporu
6-Mesaj tespit tutanağı
7-Yargıtay ilamı
8-İhbar evrakı
9-Tanık beyanları
Tanık … … ‘ın mahkememizde alınan beyanında: “… soyunma odasında ben, …, … l ve … ye telefonda bir resim gösterdi, resimde … net görünüyordu, … ın cinsel organı kızın ağzındaydı. Kız net görünmüyordu. Kızın kim olduğunu sormadım. Başka bir bilgim yoktur. Herkesle olduğu gibi aramızda arkadaşlarla ergen muhabbeti yapıyoruz, mağdure … gördüm ama muhabbetim yoktur,… görmedim ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … ‘nın mahkememizde alınan beyanında: “mağdure … nin … bir ilgisi vardı, biz de onun kız arkadaşı var sana bakmaz dedik o da siz öyle sanın dedi. Birkaç gün sonra … bir resim gösterdi fotoğrafta … abi görünüyordu, kızı tam göremedim. Videoda oral seks vardı. … cinsel organı kim olduğunu göremediğim kızın ağzındaydı. Kim olduğunu sormadım. O da bir şey söylemedi. … ile aynı basketbol takımında birlikte oynuyoruz bizim kaptanımız, diğer mağdurelerle ilgili bir bilgim yoktur. Aradan uzun bir zaman geçti o zaman ne dediğimi de hatırlamıyorum. Videoda … vardı. Oral seks yapan … . Diğeri yani videoda … abi net değildi.” şeklinde beyanda .bulunmuştur.
Tanık … … ‘ün mahkememizde alınan beyanında: “ben olayı görmedim, … nin anlattığı kadarını biliyorum. Benim konuya ilişkin bilgim …nin anlattığından ibarettir. Görgü tanığı değilim. … dan hoşlandığını söyledi, bu yüzden de teklifini kabul ettiğini okulun yakınında bir yerde ağız yoluyla ilişkiye girdiğini söyledi o sırada video yada fotoğrafının çekildiğini sonrasında tehdit edildiğini söyledi, tehditte arkadan ilişkiye zorlandığını söyledi, okulun yakınında bir yerde arkadan ilişkiye girdiğini söyledi. … aynı sınıftayız. … ilişkiye girdiğinde yanında … da varmış, … da ters ilişkiye girdiğini anlattı. Emniyette verdiğim ifade doğrudur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … ‘ün mahkememizde alınan beyanında: “Okulumuzun öğrencileri arasında Bir yıldır biz bu kızlarla çıktık erkeklerle çıktık şeklinde dedikodular vardı. Öğretmen arkadaşlar arasında da bu konuşulunca ilçe milli eğitim müdürü ile görüştüm. Daha sonra soruşturma açıldı olaylar ortaya çıktı. Kaymakamla görüşüp savcılığa bildirdik. Okulda kız öğrenciler arasında da şu erkekle çıktık birlikte olduk şeklinde dedikodu furyası vardı, olaylarla ilgili görgüye dayalı bir bilgim yoktur. Mağdurlardan … …ın rehber öğretmene verdiği ifade üzerine buna ilişkin bilgim oldu. Diğer mağdurelerle ilgili olaylarla ilgili bir bilgim yoktur. Rehber öğretmen raporunu hazırladı biz de savcılığa teslim ettik. ben buraya sanıkları uzun zamandır tanıdığım için öğretmenleri ile üç aydır bu konuyu konuşuyoruz öğretmen arkadaşlarımın kanaatini açıklamak üzere geldim, … bizim okulun basketbol takımındadır. Teşekkür ortalamalı bir öğrencidir zorla bir şey olduğunu düşünmüyoruz, şantajla bir şey olduğunu düşünmüyoruz. … da örnek bir öğrencidir, karıncayı incitecek bir çocuk değildir. Yalan söyleyecek bir çocuk değildir. Yalan söyleyeceğini düşünmüyoruz, poliste ve savcılıkta doğruları söyleyeceğini değerlendirdik, … bu yıl bize geldi. Çok tanımıyoruz, babası denizde çalışmaktadır, annesi ile problemleri olduğunu düşünüyoruz … okul basketbol kaptanı çevresi çok geniş birçok arkadaşı olduğunu görüyorduk, … nin … ın kız arkadaşı olduğunu biliyorduk. … da arkadaşının kız arkadaşı ile böyle bir ilişki yaşamayacağını düşünüyoruz. … ile ilgili okulda bir şey yoktur kız arkadaşı vardır 4 yıldır ailecek görüşürler. Okulda dedikodular var, … ın rıza ile de olsa kızlarla ilişkisi olduğuna dair bir bilgim yoktur. Olaylardan önce … nin bir kopya çekme olayına ilişkin okulumuzda görevlendirilen rehber öğretmenin görüşmesi oldu. Bu olaylardan sonra ise bilirkişi olan psikologla görüştüler. Ailesiyle olaylardan önce görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … ‘in talimat ile alınan beyanında: “Ben … ve … isimli arkadaşlarımla birlikte ayrıca isimlerini hatırlamadığım birkaç arkadaşım ile parkta oturuyordum. … ile ilgili olayı bana … ve … anlattılar. … ile … ‘ın beraber olduklarını söylediler. … ve …’ın cinsel ilişkiye girdiklerini söylediler. Ayrıca birlikte ormana gittiklerini de söylediler. Ormanda … …la oral seks yapmış. Bunları … den öğrenmişler. Daha sonra ben … ile de konuştum. … de bunları kabul etti. Arkadaşlarına anlattığını herkesin onunla ilgili konuştuğunu söyledi. … … ile telefonda konuştum. Yaptıklarımdan pişmanım dedi. … bana birebir … ile ilişkiye girdiğini söylemedi ama olanlardan dolayı pişman olduğunu söyledi. … ve … ilgili kamera görüntülerini görmemişler fakat bu görüntülerin olduğundan bahsettiler. … ın … görüntülerini kaydedip onu tehdit ederek … ve … ‘nın … ile ilişkiye girdiklerini kimden duyduğumu hatırlamıyorum. Fakat duydum. … .. … ‘ın önceden yakın arkadaşı idim. … bana 2 -3 yıl önce … ile beraber olduklarını anlattı. … olayındaki gibi birlikte olmuşlar. bana … bu kadarını anlattı. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti istemiyorum. olaylarla ilgili herhangi bir fotoğraf ve video görmedim. Sadece duyduklarımı anlattım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … … ‘ın talimat ile beyanında: “…nin … a ilgisi vardı. Bizde … ye o seninle ilgilenmez demiştik. … görürsünüz siz diyip oradan ayrıldı. … bir gün … yanına çağırmış. Sanırım … … nin bir yere gitmesini istiyordu. Bunu da … ‘a söyledi. Bize … bir hafta sonra bir fotoğraf gösterdi. Bu fotoğrafı bize kendi telefondan gösterdi. Fotoğrafta kendisi ve bir kız vardı. O kızın … olup olmadığından emin değilim. Fotoğraftaki kız ve erkek oral seks yapıyordu. Biz …’a … ile birlikte olup olmadığını sormuştuk. O da bunun üzerine bu fotoğrafı gösterdi. Fotoğrafı gösterip örnek alın dedi. Ben video görmedim. Sadece fotoğraftan haberdarım. … … ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Onunla ilgili herhangi bir fotoğraf görmedik. … bize gösterdiği fotoğrafı WhatsApp’dan kendisine … … ‘nın gönderdiğini söyledi. … sanırım daha önce de … isimli bir çocukla da ilişkiye girmiş. Okulda bunları anlatıyordu. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti istemiyorum … rahat birisiydi. Olup bitenler yaşanmış gibi bize anlatırdı. Bize sevgililerinin fotoğrafını gösterirdi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … …’in talimat ile alınan beyanında: “… bize soyunma odasında cep telefonundan fotoğraf gösterdi. Fotoğrafta … ve kız vardı. Kızın yüzü kapalıydı. … olduğunu sonradan öğrendik. … ‘ın üstünde kapşon vardı kız ise çıplaktı. Oral seks yapıyorlardı. Ayrıca ben … … nın …yi tehdit ettiğini duydum. Benle ilişkiye girmezsen bu fotoğrafı herkese gösteririm demiş. Bunların hepsi okulda konuşuluyordu. … ile … bunların hepsini sınıfta anlatıyorlardı. İsmini saydığınız diğer mağdur ile de …’ın ilişkiye girdiğini duydum. Bunlarda yine okulda konuşuluyordu. Tanıklık ücreti talebim yoktur. Bütün bildiklerim bundan ibarettir. … … nın bana bizzat anlattığı bir şey olmadı. … ile ilgili görüntü görmedim. … kişiliği ile ilgili herhangi bir bilgim yok. Kendisini olaydan sonra tanıdım. Ben görüntüleri sadece … ‘ın telefonunda gördüm … ‘nın telefonda görmedim. Kendisi telefonunu kimseye göstermez. Okulda neden öyle bir ifadede bulunduğumu hatırlamıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … …’in talimat ile alınan beyanında: “… ile ilgili hiçbir şey duymadım bilmiyorum. … bana telefonundan bir kızla olan fotoğrafını gösterdi. Fakat kızın ismini söylemedi. Fotoğraftaki kız yan profilde idi. Yüzü net değildi ve daha önce görmediğim için çıkaramadım. Olayı öğretmenlerimizden duyduk. … ‘ın … ile çıktığını bilmiyordum ama biri ile çıkıyordum dedi. … çok fazla kız ile çıkıyordu. Gördüğüm fotoğraf dağlık açık bir alandı. Fotoğrafta … ‘ın cinsel organı kızın ağzında idi. … ile … tanıyorum. … ‘ı tanımıyorum. … ‘in lise 1 de iken … ile çıktığını biliyorum. … ile … ‘ın çıktığını … ın ağzından duymadım. Aralarında herhangi bir cinsel ilişki olup olmadığını bilmiyorum. Tanıklık ücreti talebim yoktur söyleyeceklerim bundan ibarettir. … şahsen tanımıyorum fakat söylentilerini çok duydum. Olaydan sonra 3 -4 erkekle daha çıktığını duydum. Kendisinde olayla ilgili herhangi bir eziklik hissetmedim. Rahatsız olduğunu düşünmüyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … … ‘ın talimat ile alınan beyanında: “Benim … ile ne … ile ne de … ile bir arkadaşlığım yok. Görüntülerle ilgili hiçbir fikrim yok. … benim arkadaşlık yapabileceğim bir insan değil. Ben … nin olayı bir arkadaşıma anlattığı kadarı ile duydum. Arkadaşım … ye hiç mi kötü olmadın diye sormuştu oda hayır utanmadım dedi. Duyduğum kadarı ile … ile … ağız yolu ile cinsel ilişkiye girmişler. Bunun dışında herhangi bir bilgim yok. Fotoğrafla ilgili de bir bilgim yok. ben …’ın başkaları ile cinsel ilişki yaşadığına dair herhangi bir şey duymadım. ayrıca bana saydığınız diğer mağdurlardan … ile … i tanıyorum fakat samimi bir arkadaşlığım yok olaylarla ilgili bilgimde yok. Ayrıca … ile ilgilide hiçbir şey duymadım. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talep etmiyorum. Benim şu anda vermiş olduğum ifadem doğrudur. …’ın başkası ile cinsel ilişkiye girdiğini duymadım. Zaten Okula geleli bir sene oldu. … nin hal ve hareketleri bu olaydan ders almış gibi değil. Hala erkek arkadaşı olduğunu duydum. Disiplin cezaları da aldı. Öğretmenler ile ilgili de problemleri var.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … …’ın talimat ile alınan beyanında: “Ben olayla ilgili resim ve video görmedim. Fakat okulda dedikodular vardı. Ben … ile …nin birlikte olduklarını duydum. … hakkında pek bir şey duymadım. Ben savcılık aşamasında verdiğim ifademde duyduklarımı söylemiştim. … ve … hava atmayı seven birileri idi. Olmayan şeyleri oldu gibi göstere bilirler. Ben öncelikle duyduklarımı anlatmıştım. Okulda biraz baskı vardı. Öğretmenlerimiz görmüşsünüzdür duymuşsunuzdur demişlerdi. Bende bu yüzden duyduğum şeyleri görmüş gibi anlattım. … bana … ile birlikte olduklarını söyledi. İkisinin de böyle bir cesaretleri olduklarını zannetmiyorum. … da gülerek kanka yaptık diye ayrıntıya girmeden bana imalarda bulundu. Ama öyle bir şey yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talep etmiyorum. Öğretmenlerimiz herkese karşı baskıcıydılar. Ben hakkımda yalan tanıklıktan dolayı işleme başlanıldıktan sonra ilgili durumu arkadaşlarıma anlattım. Örneği tanık … bu durumu biliyor diğerleri ile de paylaşmış olabilir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … ‘in talimat ile alınan beyanında:” Beden eğitimi dersinde idik. Daha doğrusu ya derse giriyorduk ya da çıkmıştık. Soyunma odasında idik. … telefonunu açtı bize … ve yüzü belli olmayan bir kızın ağız yolu ile cinsel ilişkiye girdiklerine dair bir fotoğraf gösterdi. Bir şey demedi. Normal bir erkek muhabbeti içeriği ile ilgili gösterdi. Kızı ben daha öncesinde tanımıyordum. … kızın 9. Sınıflardan olduğunu söyledi fakat isim vermedi. sonra kızın kim olduğunu dedi kodu yolu ile öğrendim. …nın kendisinden bir şey duymadım. … da … ile ilgili de bir şey anlatmadı. Görüntüyü çeken kişinin … olduğuna ilişkin … bir şey söyledi mi söylemedi mi hatırlamıyorum fakat daha sonra ki dedikodulardan duymuş olabilirim. …nın … ile ilgili bir şeyini duymadım. Bana sorduğunuz …’ın …’ya ‘… de çaktık abi ” dediği cümleyi net olarak hatırlamıyorum fakat muhabbet olarak sınıfta geçmiş olabilir. … ile … ‘u tanıyorum. Sadece ikisinden biri ile … ‘ın bir dönem arkadaşlık ettiğini biliyorum. Ama hangisi olduğunu bilmiyorum. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talep etmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAA:
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16/10/2015 tarih 2015/247 Esas, 2015/307 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında, mağdur … … ‘a yönelik olarak işlemiş olduğu çocuğa yönelik cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili yapılan yargılama neticesinde suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet hükmü kurularak verilen iş bu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, verilen iş bu kararın 05/11/2015 tarihinde kesinleştiği, sanığın 3 yıllık denetim süresi içinde Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/501 Esas, 2024/194 Karar sayılı dosyasına konu hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediği gerekçesiyle Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulduğu, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/501 Esas, 2024/194 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; suça sürüklenen çocuk … … hakkında suç tarihi 05/05/2016 olan hükümlü ve tutuklunun kaçması suçundan hapis cezası verildiği ve bu cezanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’nin 27/05/2024 tarih, 2024/1363 esas ve 2024/1894 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği olayda,
Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda yer alan suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı çocuğu cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin suç tarihinin Nisan 2013 olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında zamanaşımını kesen son işlemin kovuşturma aşamasında sorgusunun yapıldığı 09/04/2024 tarihi olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen HAGB kararının kesinleştiği 05/11/2015 tarihinden HAGB ihbarına konu suçun işlendiği 05/05/2016 tarihine kadar ki 6 aylık durma süresi de dikkate alındığında atılı suça ilişkin TCK’nın 66/1-d ve 66/2 maddelerinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin 09/10/2024 tarihinde dolduğu anlaşılmakla,
Suça sürüklenen çocuk hakkında açılan davanın TCK’nın 66/1-d, 66/2 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE karar verilmesi Kamu adına talep ve mütalaa olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/312 esas sayılı iddianamesi ile açılan dava üzerine, Mahkememizce 2014/43 Esas sayılı dava dosyasından suça sürüklenen çocuklar hakkında yapılan yargılama sonucu mahkememizce verilen kararın temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 01/07/2015 tarih, 2015/2821 Esas ve 2015/7862 Karar sayılı ilam ile suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdure … ‘a yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma suçundan dava açıldığı halde karar verilmediği zamanaşımı süresi içerisinde bu hususta mahkemesince karar verilmesinin mümkün görüldüğü belirtilerek mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2015/247 Esas sırasına kaydının yapıldığı, mahkememizin 16/10/2015 tarih 2015/247 Esas, 2015/307 Karar sayılı dosyasında mahkememizce yapılan yargılama sürecinde, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdure … ‘a yönelik çocuğa yönelik cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/3, 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve verilen iş bu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kararın 05/11/2015 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun 3 yıllık denetim süresine tabi tutulduğu, denetim süresi içerisinde Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/501 Esas, 2024/194 Karar sayılı dosyasına konu hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediği gerekçesiyle mahkememize ihbarda bulunulduğu, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/501 Esas, 2024/194 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; suça sürüklenen çocuk … … hakkında suç tarihi 05/05/2016 olan hükümlü ve tutuklunun kaçması suçundan hapis cezası verildiği ve bu cezanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’nin 27/05/2024 tarih, 2024/1363 esas ve 2024/1894 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda yer alan suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı çocuğu cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin olağan zamanaşımı süresinin TCK’nın 66/1-d ve 66/2 maddeleri gereğince 10 yıl olduğu, iş bu dosyada suç tarihinin Nisan 2013 olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında zamanaşımını kesen son işlemin kovuşturma aşamasında sorgusunun yapıldığı 09/04/2014 tarihi olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen HAGB kararının kesinleştiği 05/11/2015 tarihinden HAGB ihbarına konu suçun işlendiği 05/05/2016 tarihine kadar ki 6 aylık durma süresi de dikkate alındığında atılı suça ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin 09/10/2024 tarihinde dolduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan davanın TCK’nın 66/1-d, 66/2 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Her ne kadar SSÇ hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; karar tarihi itibariyle 5237 sayılı yasanın 66/1-d ve 66/2 maddeleri uyarınca öngörülen olağan dava zaman aşımı gerçekleştiği dikkate alınarak CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının olağan zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Yargılama giderlerinin takdiren kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair; katılanın yokluğunda, katılan vekili, sanık ve müdafiinin yüzüne karşı, C.Savcısı … … ‘nin huzuru ile, mütalaaya uygun, gerekçeli kararın taraflara tebliğ itibaren iki hafta içinde Mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyan üzerine tutulacak tutanakla Denizli Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, süresinde istinaf yoluna başvurulmadığı taktirde kararın kesinleşeceği ihtarı ile, oy birliği ile verilen karar açıkça okunarak usulen anlatıldı. 14/11/2024
Başkan Üye Üye Katip