Ceza Hukuku Avukatı
Ceza hukuku avukatı, hukuk toplumunda, ceza davaları alanında çalışan avukatları tanımlamak için kullanılan terimlerden biridir. Ceza avukatı, savunma avukatı gibi terimler de yaygın olarak kullanılmakta ve aynı anlama gelmektedir.
Ceza Hukuku Nedir?
Ceza hukuku, bir devletin yasalarına göre suç işleyen bireylerin cezalandırılmasını ve bu şekilde kamu düzenini korumayı amaçlayan hukuk dalıdır. Genel ceza hukuku, suç kavramının tanımı, ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, cezayı azaltan veya ortadan kaldıran nedenler gibi bütün suçlar için geçerli olan ilke ve teorileri inceler. Özel ceza hukuku ise, belirli suçları ve bu suçlara öngörülen cezaları ele alır. Ceza hukuku, toplumun huzur ve güvenliğini sağlamak, suç işlenmesini önlemek ve suç işleyenleri adalete teslim etmek için devletin uyguladığı yaptırımları içerir
Ceza hukuku suç oluşturan davranışları ve bu davranışlara ilişkin yaptırımları inceleyen hukuk dalıdır. Ceza yargılama süreci suç işlendiği haberinin alınmasıyla başlar. Ceza yargılamasında, Türk Ceza Kanunda düzenlenen suçlardan herhangi birini işleyen ve cezalandırılması gereken kişiye şüpheli/sanık; söz konusu suçtan zarar gören kişiye de mağdur/müşteki denir.
Sanık veya şüpheliye ceza davası sürecinde hukuki destek veren avukata müdafi, suçtan zarar gören mağdur veya müştekiye hukuki destekte bulan avukata ise mağdur/müşteki vekili denir. Ceza hukuku alanında çalışmaları olan avukatlara uygulamada ceza hukuku avukatı veya ceza avukatı denilmektedir. Ancak ceza avukatı olarak ifade edildiğinde, yalnızca kanunda tanımlanmış suç tiplerini ihlal eden ve hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen şüphelinin/sanığın savunmasını üstlenebileceği anlaşılmamalıdır. Zira bir ceza avukatı yalnızca şüphelinin/sanığın vekilliğini yapmaz, suçtan zarar gören mağdurun/müştekinin de vekilliğini yapar. Yine her ne kadar ceza avukatı olarak anılsa da bu kişiler yalnızca ceza hukuku alanında faaliyet göstermezler.
Ceza Hukuku Avukatı Dosyamı İnceleyebilir Mi?
Ceza hukuku avukatı hakkınızda hazırlanan soruşturma dosyasını inceleyebilir. Türkiye’de Ceza Muhakemesi Kanunu ve Avukatlık Kanunu, avukatların müvekkilleri adına dosyaları inceleme hakkına sahip olduğunu belirtir. Bu, avukatınızın dosya içeriğini incelemesine, delilleri gözden geçirmesine ve savunma stratejinizi belirlemenize yardımcı olacak bilgileri toplamasına olanak tanır. Avukatınızın bu yetkisi, soruşturma aşamasından itibaren geçerlidir ve kovuşturma sürecinde de devam eder. Bu hak, adil yargılanma hakkınızın bir parçasıdır ve savunmanız için önemli bir noktadır.
Ceza hukuku avukatının soruşturma veya dava dosyasını incelemesi avukatın mesleki bir hakkıdır. Bu sebeple işleme konu olacak her türlü beyan, tutanak ve kamera kaydı gibi evrakı inceleme yetkisi vardır. Bu dosyayı incelemek için herhangi bir vekalete de ihtiyaç duyulmamaktadır. Dosyadan örnek almak için ise vekaletnameye ihtiyaç duyulacaktır.
Ceza hukuku avukatının soruşturma dosyasını incelenmesi gizlilik ve kısıtlama kararı olan bazı dosyalarda sınırlandırılabilir.
Ceza Hukuku Avukatı Gizlilik Kararı Olan Dosyayı İnceleyebilir Mi
Ceza hukuku avukatı soruşturmada gizlilik kararı bulunması durumunda, dosyayı inceleme konusunda bazı kısıtlamalarla karşılaşabilir. Bazı durumlarda soruşturmanın gizliliğini korumak, delillerin manipülasyonunu veya kaybolmasını önlemek, tanıkların etkilenmesi ihtimalini ortadan kaldırmak gibi nedenlerle soruşturma dosyasının içeriği genellikle sınırlı bir çevre ile paylaşılır.
Ancak, bu kısıtlama, avukatların müvekkillerini etkin bir şekilde savunma hakkını engellememelidir. Bu nedenle, avukatların, soruşturma dosyasını inceleme veya müvekkillerini temsil etme konusundaki haklarını kısıtlayan kararlar; ölçülü bir şekilde, sadece zorunlu durumlarda ve sınırlı olarak alınmalıdır.
Bununla birlikte, avukatlar müvekkillerini yasal olarak en iyi şekilde temsil etmek ve savunmakla yükümlüdürler. Bu çerçevede, avukatlar, mevcut kanunlar ve etik kurallar çerçevesinde, müvekkillerinin haklarını korumak ve onları en etkin şekilde savunmak için gerekli işlemleri yürütürler.
Özetle, bir soruşturmada gizlilik kararı varsa, avukatların soruşturma dosyasını inceleme yetkisi kısıtlanabilir. Ancak, avukatların yine de müvekkillerini yasal olarak temsil etme ve savunma görevleri bulunmaktadır. Bu çerçevede, avukatlar müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde korumak için yasalar çerçevesinde gerekli adımları atarlar.
Ceza Hukuku Avukatı Delil Toplayabilir Mi?
Ceza hukuku avukatının delil toplayıp toplayamayacağı bir miktar tartışmalıdır. Türk hukuk sisteminde delillerin toplanması işlemi, daha çok bir mahkeme fonksiyonu olarak ele alınıp hakimin ve ceza soruşturulmalarında cumhuriyet savcısının takdir ve yetkisine bırakılmış bir konudur. Türk hukuk sisteminde, avukatların bilgi alma ve inceleme ile sınırlı bir delil toplama yetkileri bulunmaktadır. Avukatın rolü daha çok belirli bir delilin toplanmasını savcılık ve mahkemeden talep etme şeklindedir. Doğru bir şekilde ifade edilmiş çözülmesi istenen hususla mantıklı bir ilgisi kurulmuş delil toplama taleplerinin, ilgili makam tarafından genellikle yerine getirildiği de gözlenmektedir.
Bu konunun Avukatlık Kanunu 2. maddesinin 3. Fıkrası kapsamında ele alınması ve incelenmesi gerekir.
Avukatlık Kanunu Kapsamında Avukatın Bilgi Alma ve İnceleme Yetkisi ve Delil Toplayabilmesi
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2. maddesinin 3. Fıkrası kapsamında yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Yasa öngörülen özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü olup avukatın yalnızca incelediği belgelerden örnek alabilmesi için vekaletname sunması gerekir. Avukatlar, müvekkillerinin savunmasını hazırlarken gerekli gördükleri delilleri toplayabilir ve bu delilleri mahkemede sunabilir. Ancak, delil toplama süreci ve yöntemleri, yasal düzenlemelere ve etik kurallara uygun olarak gerçekleştirilmelidir.
Avukatın bilgi alma ve inceleme yetkisi kapsamında varlığından haberdar olduğu delillerin toplanmasını mahkeme veya savcılıktan talep etme hakkı da bulunmaktadır. Aydınlatılması istenen iddia ile ilgisi varsa sözü geçen makamlar bu talebi geri çevirmeyecektir. Bu nedenle, ceza hukuku avukatının delil toplama sürecindeki yetkilerinin sınırsız olmadığını, ancak her türlü delilin toplanmasını ilgili makamdan talep edebileceğini göz önünde tutarak; kanunlar ve etik kurallar çerçevesinde ne tür adımlar atabileceği konusunda daha detaylı bilgi almak için doğrudan avukatınızla iletişime geçmeniz önerilir.
Yargısal süreçlerde deliller etkili bir savunma yapılması ve gerçeğin ortaya çıkartılması açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu sebeple ceza hukuku avukatı en uygun ve etkili delilleri bulmaya ve bunlardan yararlanmaya çalışacaktır. Ayrıca tüm kamu kuruluşları davanın gidişatını değiştirebilecek tüm verileri avukatın incelemesine müsaade etmek zorundadır. Bu delillerin toplanması ve sunulması konularında, yasal destek aldığınız, ceza hukuku avukatı gerekli girişimlerde bulunacaktır.
Ceza Davalarında, Davanın Görüldüğü Yerden Bir Ceza Avukatı Tutmak Mı Gerekir?
Bunun birçok yönden faydalı olacağı muhakkaktır. Ancak ceza yargılamasında davanın açıldığı / veya soruşturmanın yürütüldüğü yerde faaliyet gösteren bir avukattan yardım almak zorunlu değildir. Bir avukat Türkiye’nin her yerinde görülmekte olan herhangi bir davayı takip edebilir. Ceza davası için avukat arayışında olan kişilerin internet ortamındaki içeriğe ulaşmak için Örneğin Bursa Ceza Avukatı, Yalova Ceza avukatı gibi ibareleri aratarak bunu yaptığı gözlenmektedir. Bulunulan yerden bir avukat seçmek, yüz yüze görüşme olanakları, gözaltında veya tutuklulukta yapılacak ziyaretler, yol ve konaklama gibi masraflardan kaçınma gibi konularda faydalı olacaktır.
Savcılık ve Mahkemede Ceza Hukuk Avukatı
Savcılık (Soruşturma) ve mahkeme (kovuşturma) aşamalarında ceza hukuku avukatının rolü, şüpheli veya sanığın haklarını korumak ve onları etkili bir şekilde temsil etmektir.
Ceza Hukuku avukatının bu iki aşamada üstlendiği bazı temel görevler şunlardır.
Ceza Davalarında Avukatlık Hizmetlerinin Kapsamı?
Ceza davalarında avukatlık temel olarak şu hizmetleri içerir.
Soruşturma aşamasında şüphelinin müdafiliği, yakalama, arama, gözaltı gibi koruma tedbirlerine itiraz.
İsnat edilen eylemlere ilişkin yasal delillerin toplanması talepleri
Tutuklamaya itiraz
Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalarda sanık müdafiliği ve katılan vekilliği
Çocuk Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalarda sanık müdafiliği ve katılan vekilliği
Fikri ve Sınai Ceza Mahkemesinde görülen davalarda sanık müdafiliği ve katılan vekilliği
Çocuk Mahkemelerinde görülen davalarda sanık müdafiliği ve katılan vekilliği
Asliye ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalarda sanık müdafiliği ve katılan vekilliği
İcra ceza mahkemelerinde müşteki ve sanık vekilliği
Ceza Hukuku Avukatı Neden Gereklidir?
Mümkün olduğunca basit ve uygulamaya dönük bir tanımlama yapmak gerekirse, Ceza hukuku; kanunlarda suç sayılmış fiillerden birini işlediği isnadı altında bulunan kişinin, gerçekte bu fiili işleyip işlemediği, bu fiilden dolayı bir ceza hukuku yaptırımı uygulanabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı konuları ile ilgilenen bir kamu hukuku dalıdır. Suçun kanuni tanımına, unsurlarına, ceza sorumluluğunun diğer şartlarına ve fiiller için öngörülen yaptırımlara ilişkin kurallar ceza hukukunun konusunu oluşturur.
Ceza hukuku alanında çalışan avukatlar sıklıkla ceza avukatı olarak adlandırılmaktadır.
Ceza hukuku avukatı, bireylerin haklarını koruma altına alabilmeleri için son derece önemli bir işlev görür. İşte ceza hukuku avukatının gerekliliğinin temel nedenlerinden bazıları
Adil Yargılama Hakkının Korunması: Ceza avukatı, müvekkilinin adil yargılama hakkını garanti altına alır ve mahkemede haklarının ihlal edilmemesini sağlar.
Hukuki Danışmanlık: Ceza avukatı, müvekkiline dava süreci, olası sonuçlar ve hukuki seçenekler hakkında detaylı bilgi vererek bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.
Delil İncelemesi ve Toplama: Avukat, dosyada yer alan tüm delilleri titizlikle inceler ve müvekkil lehine olabilecek eksik delillerin toplanması için girişimde bulunur.
Savunma Stratejisinin Belirlenmesi: Ceza yargılamasında, hangi savunma stratejisinin izleneceği büyük önem taşır. Avukat, dava detaylarına göre en uygun savunma stratejisini belirler.
Müzakere ve Uzlaşma: Bazı durumlarda uzlaşma görüşmeleri yapmak gerekebilir. Avukat, bu müzakerelerde müvekkilini en iyi çıkarlarını gözetir.
Temsil ve Savunma: Avukat, duruşmalarda müvekkilini aktif bir şekilde temsil eder ve savunma yapar.
İtiraz, İstinaf ve Temyiz: Mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapar ve gerekirse itiraz ve kanun yolları sürecini başlatır.
Ceza hukukunun karmaşık yapısı ve hürriyeti bağlayıcı cezaların verilebilmesi nedeniyle, ceza avukatının varlığı, adil yargılama ilkesinin gerçekleşmesine katkıda bulunur ve bireylerin haklarını en üst düzeyde korur.
Ceza Hukukunda Yasak Delil Kavramı
Ceza hukukunda “yasak delil” terimi, yasalara veya mahkeme kararlarına göre kabul edilemez veya kullanılamaz olan delilleri ifade eder. Yasak deliller, genellikle kanunlar veya yargısal içtihatlarda belirlenmiş kurallara veya standartlara aykırı olan delillerdir. Bu tür deliller adaletin sağlanması ve adil yargılama sürecinin korunması amacıyla yok sayılırlar.
Ceza hukukunda sıkça görülen yasak delil türleri şunlardır.
İllegal Arama veya El Koyma Sonucu Elde Edilen Deliller: Yasal olmayan bir şekilde yapılan arama veya el koyma sonucu elde edilen deliller yasaklanabilir. Örneğin, yasal bir arama kararı olmadan bir kişinin evine girilmesi ve delillerin bulunması durumunda, bu deliller yasaklanabilir.
İtirafa Zorlama Sonucu Elde Edilen Deliller: Şüpheli veya sanığın ikrarı, zorlama, tehdit, işkence veya yasal olmayan yöntemlerle elde edilmişse, bu itiraflar yasaklanabilir ve bu itiraflarla ilişkili deliller de yasaklanabilir.
Mahremiyet İhlali Sonucu Elde Edilen Deliller: Bir kişinin mahremiyetinin ihlali sonucu elde edilen deliller, örneğin, gizli dinleme veya kamera kayıtları, yasaklanabilir. Bu tür delillerin elde edilmesi, kişisel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelebilir.
Kusurlu Zincirleme Deliller: Yasak delillerin bulunduğu bir zincirleme delil durumunda, bunların tüm delil zincirini etkileyebileceği ve dolayısıyla dışlanması gerekebileceği düşünülür.
Gizli Tanıklıkta İhlal: Tanıkların kimliklerinin gizli tutulması gerektiği durumlarda, tanıkların kimliklerinin ifşa edilmesi sonucu elde edilen deliller yasaklanabilir.
Adalet ve İyilik
“Her İyiliğin Kaynağı Adalettir” -Kanuni-
Adalet, insanlığın en temel ve evrensel değerlerinden biridir. Bu değer, toplumsal yaşamın düzenleyici unsuru olmasının ötesinde, bireysel ahlakın da özünü oluşturur.
Adalet, insanlar arasındaki ilişkilerde denge ve hakkaniyetin korunmasını sağlar. Bir kişi adil olmaya çalıştığında, yalnızca diğerlerinin haklarına saygı duymakla kalmaz, aynı zamanda sürekli iyiliğin tohumlarını da atar. Adalet olmadan iyilik sürdürülebilir değildir. Bu durumda merhamet kaynaklı bazı iyilik örnekleri ortaya çıkabilirse de kalıcı veya yaygın bir uygulamaya dönüşmez. İyilik, adaletle beslendiğinde anlam kazanır. Adil bir insan, sadece kendi menfaatlerini değil, başkalarının haklarını da gözetir. Bu da iyiliğin yayılmasını, güven ve dayanışmanın artmasını sağlar. Örneğin, bir öğretmenin tüm öğrencilerine eşit ve tarafsız davranması, onların potansiyellerini ortaya koyabilmelerine olanak tanır. Benzer şekilde, bir yöneticinin adil kararları, toplumun huzur ve refahına katkıda bulunur.
Bireyler ve toplum, adaletten uzak bir şekilde hareket ettiğinde, çıkar çatışmaları, haksızlıklar ve huzursuzluk kaçınılmaz hale gelir. Oysa adalet, herkese hakkını vermeyi, kimseyi ayrıcalıklı ya da mağdur etmemeyi gerektirir. Bu, insanların eşit fırsatlara sahip olduğu, huzurlu ve mutlu bir toplumun temel taşıdır.
Adaletin olmadığı bir toplumda, haksızlıklar ve eşitsizlikler, insanları kötülüğe ve kaosa sürükler. Oysa bireyler, adil muamele gördüklerinde kendilerini güvende ve huzurlu hissederler. Bu duygu, iyilik yapma isteğini ve başkalarına yardım etme arzusunu tetikler.
İyilik ile adaletin bu karşılıklı ilişkisi, bireylerin birbirlerine daha duyarlı ve anlayışlı yaklaşmalarını sağlar. Bir insan adil olduğunda, sadece kendi haklarını değil, başkalarının da haklarını korumaya çalışır. Bu, aynı zamanda bir topluluk içinde ortak bir iyilik anlayışının yayılmasına vesile olur.
İyiliğin kökleri adaletin derinliklerinde saklıdır. Adalet, sadece bir erdem değil, aynı zamanda iyiliğin filizlendiği ve büyüdüğü bir zemindir. İnsanlık, adaleti rehber edinerek hem bireysel hem de toplumsal anlamda “iyi” bir dünya inşa edebilir.
Adaletin olmadığı yerde ise iyilik yozlaşır, yerini çıkarcılık ve bencilliğe bırakır. Bu nedenle adalet, yalnızca bir erdem değil, aynı zamanda iyiliğin yaşaması için bir gerekliliktir. Adalet, bireylerin vicdanına rehberlik eden bir ışık, toplumların ise huzur ve barış teminatıdır.