Başlıklar
ToggleÖğretide asıl adı kira bedelinin tespiti/belirlenmesi davası olan halk arasında ise kira tespit davası olarak anılan dava türü Türk Borçlar Kanunu’nun 344. ve 345. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yargıtay söz konusu davayı şu şekilde tanımlamıştır;
“Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre kira bedelinin tespiti davalarında verilen kira tespiti kararları, diğer tespit davalarında olduğu gibi bir hukuki ilişkiyi tespit etmez. Amacı sadece kira sözleşmesinin yeni dönemde belli olmayan unsurunu belirli bir hale getirmekten ibarettir. Gerçekten de taraflar anlaşamamışlarsa, kiranın tespitinde hukuki sonuç ancak hakimin kararı ile doğar. Böylece kira tespiti kararları eda davaları sonunda verilen mahkumiyet kararlarına değil, inşai davalar sonunda verilen kararlara yakın bir nitelik gösterirler.” (YHGK, 2014/4/3-348 E., 2016/173 K., T: 24.02.2016)
Kira bedelinin tespiti davası, sadece konut ve çatılı işyeri kiraları için açılabilir. Dolayısıyla, bunun dışındaki gerek taşınır gerekse taşınmaz kiraları için bu yola başvurulamaz.
Bu dava, ancak ortada bir kira sözleşmesi varsa ve davacının davayı ikame etmede hukuki yararı varsa (5 yıl ve üstündeki kira sözleşmeleri için hukuki yarar şartı aranmamaktadır.) açılabilecektir.
Kiraya zam yapılma vakti geldiğinde kiracı, normal şartlar altında, kira bedeline en fazla TÜFE (TÜFE’ nin 12 aylık ortalaması alınır) oranında zam yapabilecektir. Bu, kanun tarafından belirlenen yasal azami zam miktarıdır. Bu oran, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanmaktadır.
Kira tespit davası iki şekilde karşımıza çıkar:
Kira bedelinin belirlenmesi için, kira tespit davasını kiraya veren, malik veya kiracı açabilir.
Nitekim Yargıtay da bu konuda kira bedelinin tespitine ilişkin davayı, kira sözleşmesinin tarafları olan kiracı ve kiraya verenin açabileceği gibi, kiralanan taşınmazın maliki veya paylı mülkiyette paydaşlardan her birinin de açabileceğini belirtmiştir.
Uygulamada karışıklığa yol açan husus ise birden fazla kiraya veren, malik veya kiracı bulunması halinde davanın nasıl açılacağı durumudur.
Bu hususu sıfatları aynı olan taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tespiti ile incelemek gerekmektedir.
Yargıtay’ın kararında da açıkça ifade edildiği gibi, birden fazla kiraya veren veya kiralanan yerin maliki paylı mülkiyet niteliğinde ortaklığa sahip olduğu durumlarda; (yani her tarafın bir pay oranı varsa) bu durumda kiraya verenlerden herhangi biri kendi payı bakımından kira tespit davası açabilmektedir. Zira Yargıtay bu paydaşlar arasında ihtiyari dava arkadaşlığını kabul etmiştir. Bunun için ihtar şartını da tek başına yerine getirmesi yeterli olacaktır.
Öte yandan elbirliği ile mülkiyette birden fazla kiraya veren veya kiralanan yerin maliki sıfatını haiz ortak olması halinde ise; bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Dolayısıyla biri dava açtığında diğerleri de davaya dâhil edilmelidir. Aksi halde dava hâkim tarafından usulden reddedilecektir. bir başka deyişle, burada taraflar hep beraber hareket etmelidir. Beraber ihtar çekmeli, beraber dava açmalı ya da taraflardan biri dava açarsa diğerleri muvafakat vermelidir.Fakat ihtar konusunda Yargıtay’ın tavrı son derece katıdır. İhtarname, dava açıldıktan sonra eksikliğinin giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı niteliği haiz olması nedeniyle davayı usulden reddedilmesine karar vermiştir. Bu bağlamda söz konusu ihtarnamede tüm tarafların adı muhakkak bulunmalıdır.
“iştirak halinde mülkiyete konu ise, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya katılmaları yahut izin belgesi vermeleri ya da miras şirketine mümessil tayini ile mümkündür. Kiralanan müşterek mülkiyete tabi ise, her paydaş kendi payı oranında kira parasının tespitini isteyebilir.” (Yargıtay 3. H.D. 2017/4020 E. , 2018/12776 K. T: 13.12.2018 T.)
“Olayımıza gelince; davacılar kiralanan taşınmaza elbirliği halinde malik bulunmaktadırlar. Elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu hallerde tüm mirasçıların birlikte ihtar gönderip birlikte dava açmaları gerekir. Elbirliği halinde maliklerin tümü tarafından gönderilmeyen temerrüt ihtarnamesi tahliye yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle temerrüde esas alınamaz. İhtarnamedeki bu noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Bu durumda temerrüt ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı göz önüne alınarak, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekir.” (Yargıtay 6. HD 2012/4999 E. , 2012/7656 K. T: 22.05.2012)
Kira tespit davası, kira sözleşmesi kiminle yapılmış ise onun aleyhine açılmalıdır.
Eğer kira sözleşmesinde kiracı olarak birden fazla kişi varsa husumetin her kiracıya yöneltilmesi gerekir. Burada kiracılar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır ve kiracılardan birisine yapılan ihtardan diğer kiracının da birlikte haberdar olması asıldır.
İhtar hususu aslında davanın açılma süresi ve etkisi yönünden sonuç doğurur.
Buna göre; ancak kiraya veren kira döneminin sona ermesine en az 30 gün kala yazılı ihtarda bulunması veya dava açması durumunda, mahkeme tarafından ortaya konulan tespit kararı, yenilenen kira döneminin başlangıç tarihinden itibaren geçerlilik kazanacaktır.
Yani ihtar çekmek mahkemece belirlenecek olan kira bedelinin geçerli olacağı kira bedelinin belirlenmesi için önemlidir. kira tespit bedelinin sona erecek kira döneminden sonraki dönemde geçerli olabilmesi için;
YENİ MALİK KİRA TESPİT DAVASI AÇABİLİR Mİ?
Kiralananın el değiştirmesi, kiracının kira sözleşmesine bağlılığı açısından bir farklılık yaratmamaktadır. Zira yeni mal sahibi de aynen eski kiraya veren gibi kira ilişkisi ile bağlıdır. Bu bağlamda yeni malik ile yeni kontrat yapılsa dahi ilk yapılan kira sözleşme tarihi aynen geçerliliğini devam ettirir. Yani yeni bir kira ilişkisi kurulmuş sayılmaz. Dolayısıyla eski malik, kira tespit davası açabilme konusunda hangi noktadaysa yeni malik de o noktadan devam edecektir. Bu durum kira sözleşmelerinde sözleşmeye bağlılık ilkesinden (ahde vefa – pacta sunt servanda) kaynaklanmaktadır.
Ayrıca Kira Süresi Dolmadan Tahliye Nedeniyle kar kaybı ile ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Kira tespit davalarında görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemeleri; yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
KİRA TESPİT DAVALARINDA HARÇ VE VEKALET ÜCRETİ NASIL HESAPLANIR?
Kira tespit davalarında harç, talep edilen aylık kira bedeli ile mevcut aylık kira bedeli arasındaki fark üzerinden hesaplanır. Örneğin; mevcut kira bedeli 10.000 TL, talep edilen kira bedeli 20.000 TL olsun. Bu durumda harca esas değer; 20.000-10.000 = 10.000 TL’dir. Harç miktarı bu tutar üzerinden Harçlar Kanunu ekindeki (1) numaralı tarifeye göre hesaplanır.
Kira tespit davalarında vekalet ücreti; talep edilen kira bedeli ile mevcut kira bedeli arasındaki farkın yıllık miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. Kısmına göre hesaplanır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2792 E. , 2021/267 K. sayılı, 16.03.2021 tarihli kararında da görüleceği üzere, kira bedeli bölünmezdir. Bu nedenle de kira tespit davalarında ıslah yoktur. Dava açılacağı zaman kesin bir bedel talep edilmelidir. Bunun için yapılması gereken ise dava açılmadan önce emsal kira bedelinin araştırılmasıdır.
Daha önce de belirtildiği gibi kira bedelinin tespiti davaları kendine özgü bir dava olup inşai davalar sonunda verilen kararlara yakın bir niteliktedir. Bu davalarda sadece ilgili kira döneminde geçerli olacak kira bedelinin tespiti istenir ve kira bedelinin tespiti davasının sınırlı bir konusu vardır. Dava sonucunda hâkim, ileriye yönelik olarak bir yıllık süre zarfında uygulanacak olan kira bedelini belirler ve kira sözleşmesinde yer alan kira bedeli, hâkim kararı ile değiştirilmiş olur. Davanın bu niteliği gereğince kira bedelinin tespitine ilişkin talep bölünemez ve kira bedeli davacı tarafından bir seferde açık ve net olarak istenilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla kira bedelinin tespiti davalarında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamaz ve saklı tutulan bu hakla ilgili olarak ıslah talebinde bulunulamaz.
Uygulamada kira sözleşmeleri genelde bir yıllık yapılmasına rağmen, bir yıllık kira döneminin bitiminde, kendiliğinden devam eder. Kirasını düzenli ödeyen ve artışlarını düzenli yapan kiracı uzun yıllar kiralananı kullanabilmektedir. Bu noktada 1 yıllık olarak yapılan kira sözleşmesi yıllar boyunca devam edebilmekte, bu sırada rayiç kira bedelleri çok değişebilmektedir. Burada şöyle bir sorun ortaya çıkmaktadır ki; anılan düzenleme yalnızca belirli süreli kira sözleşmeleri açısından yapılmıştır. Peki kira sözleşmesi belirsiz süreli ise ne olacak? Burada kanımızca, sanki sözleşme belirli süreli imişcesine hareket etmek gerekir. Yani sözleşmenin akdedildiği tarih esas alınarak yenileme zamanı, bu tarihin üzerinden geçen yıllık periyotlar olarak belirlenmelidir. Bu şekilde, mahkemenin tespit edeceği tutar, yenilenen sözleşme yılı açısından hüküm doğuracaktır.
Kanunda kira tespit davası açılması için herhangi bir süre düzenlenmemiştir. Kural olarak kira tespit davası yasal şartların sağlanması halinde her zaman açılabilir. Öte yandan TBK m.345/2’de kira tespit davası ile belirlenen (tespit edilen) kira bedelinin geçerli olacağı kira dönemine ilişkin süreler öngörülmüştür.
TBK m.345/2 – Ancak, bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar.
Madde hükmünü bir örnek ile kısaca açıklayalım.
Örneğin, 01.01.2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğunu varsayalım. Buna göre Mahkemece belirlenen kira bedelinin 01.01.2023-31.12.2023 tarihleri arasındaki dönem için geçerli olabilmesi için iki ihtimal vardır.
İlk olarak; 01.12.2022 tarihinden önce kira tespit davasının açılması gerekmektedir.
İkinci olarak; 01.12.2022 tarihinden önce kira bedelinin artırılacağına ilişkin ihtarın kiracıya gönderilerek ve kira tespit davasının 31.12.2023 tarihine kadar açılması gerekmektedir.
Ne var ki kanunumuz söz konusu sürelere ilişkin TBK m. 345/3’te önemli bir istisna öngörmüştür.
TBK m.345/3 – Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.
İlgili madde gereğince kira sözleşmesinde yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa (yine aynı örneğimiz üzerinden devam edelim) 31.12.2023 tarihine kadar açılacak kira tespit davası ile belirlenen kira bedeli söz konusu tarihler itibariyle geçerli olacaktır.
Buna ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararı aşağıdadır.
“iki yıl süreli kira sözleşmesinde her yılın kira parası miktarının yazılı olması nedeniyle kira parasının tespiti istemli davalarda tespite konu sözleşmelerdeki “… ikinci yıl kira parası … Ticaret Odası Tüketici Fiyat Endeksi artışı baz alınarak tespit edilecektir ” hükmünün kira artış şartı olarak kabul edilip edilm…….Her iki davaya konu olan kira sözleşmeleri konut ve çatılı iş yeri kira türüne ilişkin olup iki yıl sürelidir. Sözleşmede ilk yılın kira bedeli belirlendiği halde sözleşmenin 10. maddesinde “…ikinci yıl kira parası … Ticaret Odası Tüketici Fiyat Endeksi artışı baz alınarak tespit edilecektir ” düzenlemesi mevcuttur.
Dairemizin istikrarlı uygulamasına göre kira sözleşmelerinde tarafların belirledikleri ilk yıla ilişkin kira bedelinde sonraki kira yılları için artışlı olarak belirlenmesi veya sözleşmede sonraki yılın kirasında artış usulünü kararlaştırmış olmaları kira sözleşmesinin süresi sonrasındaki yenileme dönemleri için kira bedelinin yenilenen dönemlerde artırılacağına dair taraflar arasında bir artış iradesi olduğunun kabulünü gerektirir.
Sözleşmedeki tarafların artış iradesi ise kira tespit davalarının yeni dönemin başlangıcından en geç 30 gün öncesinde dava açılması veya bu süre öncesinde yazılı bildirim yapılmasının hukuksal önemini ortadan kaldırır. Sözleşmede tarafların yeni dönem kirası bakımından artış iradesini ortaya koymaları halinde davanın tespit konusu yeni dönem içinde açılması yeterli olacaktır.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1029 E., 2019/1790 K. kararından alıntıdır.)
Kira hukuku avukatlığı, kira ilişkileriyle ilgili hukuki konularda danışmanlık sağlamayı ve gerektiğinde kira sözleşmesinin taraflarını uyuşmazlık çözüm süreçlerinde, mahkemelerde veya icra dairlerinde temsil etmeyi kapsayan bir avukatlık faaliyetidir. Kira sözleşmeleriyle ilgili hukuki sorunlar yaşandığında veya kiracılar ile kiraya verenler arasında uyuşmazlık ortaya çıktığında taraflar kira hukuku avukatı veya kira avukatı tarafından sağlanan hukuki desteğe ihtiyaç duyacaklardır.
Kira hukuku avukatlığı veya kira tahliye avukatlığı şunları içerebilir:
Kira Sözleşmelerinin Hazırlanması: Kiracı ve kiraya veren arasında adil ve geçerli bir kira sözleşmesi hazırlamak avukatın yapabileceklerinden biridir. Kira sözleşmesi, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini belirler ve gelecekte çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçer.
Kiracı ve Kiralayan Arasında Anlaşmazlık Çözümü: Kira hukuku avukatı, kiracı ve kiralayan arasında, ortaya çıkabilecek, örneğin kiracının ödeme yapmaması, mülke zarar verilmesi, sözleşme ihlalleri veya tahliye süreçleri gibi hukuki sorunların çözümünde etkili bir rol oynayabilir. Bu rol; tarafları alternatif uyuşmazlık çözüm süreçlerinde ve mahkeme önünde temsil etmeyi de içerir.
Yasal Düzenlemeler Hakkında Bilgilendirme: Kira hukuku, oldukça dinamik, zaman zaman değişikliklere uğrayan ve Türk hukukunda genellikle emredici olarak düzenlenmiş bir hukuk dalıdır. Kira tahliye avukatı, kiracı veya kiraya vereni mevcut yasal düzenlemeler hakkında bilgilendirir, haklarını ve sorumluluklarını anlatır ve kira ilişkileriyle ilgili yasal gereklilikleri takip eder. Kira hukuku avukatı, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta kira ilişkisine dair olguları inceleyerek hukuki karşılıkları hakkında yorum ve tavsiyelerde bulunabilir.
Kira Artışları ve Tahliye İşlemleri: Kira hukuku avukatı, kira artışları, tahliye işlemleri ve diğer kiralama süreçleri konusunda müvekkilini bilgilendirip tavsiyelerde bulunmanın yanında icra takibi ve tahliye davası gibi yasal prosedürleri başlatır, takip eder ve sonuçlandırır.
Özetlemek gerekirse, kira hukuku avukatlığı veya halk arasındaki söyleyiş şekliyle kira tahliye avukatlığı; kiracı ve kiraya veren arasındaki kira ilişkileriyle ilgili hukuki konularda danışmanlık ve hukuki temsil işlemlerini içeren bir avukatlık faaliyetidir.
Kira hukuku bir çok prosedürü ve şekil şartlarını barındıran bir alandır. Bu nedenle kira tespit davaları ile ilgili uyuşmazlıklarınızda hak kaybına uğramamak için bir gayrimekul kira hukuku avukatı ile temasa geçmenizde yarar vardır.
Demirbaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu
5 Comments
merhaba ev sahibimle zam konusunda whatsapla yaptığımız anlaşma nekadar geçerlidir. işe yararmı
Yeni dönem kira bedeli WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları ile de belirlenebilir. Her hangi bir şekil şartına tabi değildir.
Kiracı olarak kşra tespit davası açtığımda dava süresince eski kira bedelini mi yoksa kararlaştırılan yeni bedeli mi öderim
Merhaba kiracı ya ihtar çekmeden whatsapp üzerinden kira artışını bildirsem olurmu. Tef. Konuşarak meblağı söyledim ertesi günü meblağı ödeyemiyeceğini en fazla 5000 ₺ yapacağını kendisi watsapdan yazdı. Bende kabul e demiyeceğimi ve kira tespit davası açacağımı watsapdan yazsam ihtar yerine geçermi
Merhaba,
TBK m.345/3 – ”Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.” ibaresine tüfe oranı dahil midir ? bu konu hakkında net bir bilgi yok yoruma açık diye düşünüyorum. Çünkü sabit bir oran olmadığı gibi tavan fiyatı uyguluyor. Dönüş yaparsanız sevinirim.