Başlıklar
Toggle5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 27. maddesinde yapılan 29.04.2017 tarihli değişiklikle birlikte, yurt dışında verilen boşanma, evliliğin iptali veya butlan kararlarının mahkeme kararı olmaksızın idari yoldan nüfus kütüklerine işlenebileceği düzenlenmiştir.
Bu değişiklik sayesinde, belirli koşullar sağlandığında tanıma ve tenfiz davası açılmaksızın, yalnızca idari başvuru yapılarak boşanma kararlarının Türk nüfus sistemine kaydedilmesi mümkün hale gelmiştir. Böylece, yabancı ülke mahkemelerinin verdiği boşanma kararlarının Türkiye’de geçerli olması için öncelikle idari başvuru yolu denenmeli, eğer bu yöntem sonuç vermezse tenfiz veya tanıma davası açılmalıdır.
Ancak, boşanma kararının yalnızca nüfus siciline işlenmesi yeterli olmayabilir. Eğer kişi, nafaka, velayet, tazminat veya mal rejiminden kaynaklanan alacak gibi hükümleri de uygulatmak istiyorsa, tenfiz davası açması gereklidir.
Tenfiz davasının şartlarından biri yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olmasıdır.
Aşağıda bu konuya değinen bir Yargıtay kararını inceleyeceğiz
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:
Boşanma
Tenfiz
Yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerektiği
(MÖHUK Md.50,53,59)
Esas No : 2008/18047
Karar No : 2009/5488
İncelenen Kararın
Mahkemesi : İhsaniye Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Tarihi : 25/7/2008
Numarası : Esas no: 2008/42 Karar no: 2008/96
Davacı : Dilek Kabadayı
Davalı : Ömer Kabadayı
Dava Türü : Boşanma
Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı Dilek Kabadayı vekili tarafından Ömer Kabadayı`ya karşı açılan davada boşanmaya ilişkin Besançon Asliye Hukuk Mahkemesi İkinci Dairenin 2007/02212 sayılı kararının tenfizine karar verilmesinin istenildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 50. maddesinde yer alan hükme göre yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye`de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.
Anılan hükümde tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerektiği açıkça ifade edildiği gibi Kanunun 53 üncü maddesinde de tenfiz dilekçesine ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin de eklenmesinin zorunlu olduğu hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Yapılan incelemede, yabancı mahkeme kararının kesinleştiğini gösteren bir yazı veya belgenin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yukarıda değinilen hükümler ile Kanunun 59`uncu maddesinde yer alan yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğine ilişkin hüküm göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 25/3/2009 (*) 07.05.2009 tarih ve 27221 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanmıştır.
Bu karar, Fransa Besançon Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının Türkiye’de tenfizine (icra edilebilirliğine) yönelik açılmış bir davada, usuli eksiklik nedeniyle kanun yararına bozma istemine ilişkindir.
Yabancı bir mahkemece verilmiş boşanma kararının Türkiye’de tenfizine karar verilmesi için, kararın kesinleştiğinin belgelendirilmemesi sorunu.
Karar, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümlerine dayanıyor:
Dosyada, Fransa’da verilen boşanma kararının kesinleştiğine dair hiçbir belge bulunmamaktadır.
Oysa bu belge, tenfiz davasının kabul edilebilmesi için olmazsa olmaz bir şarttır.
Mahkeme, bu eksikliği görmeden hüküm kurmuştur. Yargıtay bu durumu usul ve yasaya açıkça aykırı bulmuştur.
Yargıtay 2. HD şu sonuca ulaşmıştır:
Ancak dikkat:
Bu bozma, “sonuca etkili olmamak üzere” yapılmıştır. Yani karar kesinleşmiş olduğundan fiilen etkisizdir; ancak mahkemelerin benzer şekilde hata yapmaması için emsal nitelikte bir içtihattır.
Bu karar, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli olabilmesi için şu ilkeyi pekiştirir:
“Tenfiz talep edilen yabancı kararın, ilgili ülke hukukuna göre kesinleştiğini gösteren belge olmadan, Türkiye’de mahkeme kararı verilemez.”
Bu içtihat, hem avukatlar hem yurtdışında boşanmış Türk vatandaşları için önemli bir uyarıdır:
BURSA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI
Adı Soyadı : Dilek Kabadayı
T.C. Kimlik No: 12345678901
Adres : Nilüfer, Bursa
VEKİLİ
Av. Hüseyin Demirbaş
Osmangazi; Bursa
DAVALI
Adı Soyadı : Ömer Kabadayı
T.C. Kimlik No:
Adres : [Almanya’daki veya bilinen son adresi – bilinmiyorsa “adres bilgisi mevcut değildir” yazılabilir]
DAVA KONUSU
Almanya Duisburg Aile Mahkemesi’nin …/…/…… tarihli ve [esas/karar no] sayılı kesinleşmiş boşanma kararının Türkiye’de tanınması ve hüküm altına alınmış nafaka/tazminat gibi fer’i edimlerin tenfizine karar verilmesi talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
HUKUKİ NEDENLER
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) md. 50, 52, 53, 54, 55, 58, 59 ve ilgili sair mevzuat.
DELİLLER
SONUÇ ve TALEP
Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
Tarih: …/…/2024
Davacı Vekili
Av. Hüseyin Demirbaş
(İmza)