• +90 224 272 19 09
  • +90 542 120 86 16
  • info@demirbas.av.tr
bursa-avukat-logo-2bursa-avukat-logo-2bursa-avukat-logo-2bursa-avukat-logo-2
  • Ana Sayfa
  • Kurumsal
    • Hukuk Büromuz
    • Vekalet Bilgileri
  • Hizmetler
    • Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar
    • Sınai Mülkiyet Hukuku ve Marka Patent Tasarım Davaları
    • Bireysel ve Toplu İş Hukuku Davaları
    • Gayrimenkul, İnşaat ve Kira Davaları
    • Boşanma Avukatı
    • Tazminat Hukuku ve Tazminat Davaları
    • Miras Hukuku ve Miras Davaları
    • Ceza Hukuku ve Ceza Davaları
    • İdare Hukuku ve İdari Davalar
    • Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • İcra Hukuku, İcra Takipleri ve İcra Davaları
    • Bilişim Hukuku Davaları
    • Tüketici Hukuku ve Tüketici Davaları
  • Blog
  • İletişim
Yargıtay Kararı: İşe İade Davası İşveren Vekili ve Yardımcıları
17 Mayıs 2021
İş Hukuku Yargıtay Kararı: Sendika Yetki Tespitine İtiraz
17 Mayıs 2021

Yargıtay Kararı: Esnaf ve Sanatkar Faaliyeti Kapsamında Kalan İşyeri

Yargıtay Kararı: Esnaf ve Sanatkar Faaliyeti Kapsamında Kalan İşyeriYARGITAY İLAMI   ESAS NO       :2008/43998 KARAR NO :2010/39187     MAHKEMESİ           :Bursa 3.İş Mahkemesi TARİHİ                     :07/10/2008 NUMARASI             :2007/592-2008/772 DAVACI                   :…………………………………… DAVALI                   :…………………ADINA AVUKAT HÜSEYİN DEMİRBAŞ     DAVA                                   :Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma, bayram ve genel tatil ücreti ve vergi iadesi alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda: ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizin incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/12/2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına Avukat Erdal Yüksel geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü:     YARGITAY KARARI               Davacı açmış olduğu bu davada davalıya ait market işyerinde iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatlarıyla bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.             Davalı, davacının işyerinden kendisinin ayrıldığını savunmuş, diğer istekler yönünden de davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili kararı yasal süresi içinde temyiz etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu ek temyiz dilekçesinde işyerinin Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.   Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirler. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava “iş mahkemesi sıfatıyla“ açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda, asliye hukuk mahkemesi ara kararı ile “iş mahkemesi sıfatıyla” baktığını belirterek davaya bakmaya devam eder. İşçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde iş mahkemesine açılan davada, dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve davanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırı olacaktır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.             4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının 1 bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2’ inci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde “bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, işçi esnaf niteliğindeki işyerinde çalışıyor ve bu işyerinde çalışan işçi sayısı 3 ve daha az ise, işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.             507 sayılı Kanunun 2. maddesinde “İster gezici olsun ister bir dükkan veya sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer ve gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyla ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, aynı niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasına) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şöförlükle  temin eden kimselerin 1. maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir” denilmektedir.             507 sayılı Kanun 21.06.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5362 Esnaf ve Sanatkarlar Meslek kuruluşları Kanunun 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin 2. cümlesi ile diğer yasaların 507 sayılı yasaya yaptıkları atıfların 5362 sayılı yasaya yapılmış sayılacağı da açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinde 507 sayılı yasaya yapılan atıf, 5362 sayılı yasaya yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni yasal düzenlemede esnaf ve sanatkar tanımı değiştirilmiştir. Yeni yasanın 3. maddesine göre “Esnaf ve Sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi   İle birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri olarak belirtilmiştir. 507 sayılı yasada yazılı olan “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükte temin eden kimselerin” sözcükleri yeni yasada yer verilmemiştir. Yeni yasanın düzenlemesi karşısında artık 21.06.2005 tarihinden sonra İş Kanunun kapsamını belirlerken, “geçimini münhasıran bu işten sağlama” ölçütü dikkate alınmamalıdır.                                     5362 sayılı yasadaki düzenleme ile esnaf ve tacir ayrımında başka kriterlere yer verilmiş olup, kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlük yapanların da ekonomik sermayesi, kazancının tacir sanayici niteliğini aşmaması ve vergilendirme gibi ölçütler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekecektir. 507 sayılı yasa döneminde esnaf sayılan kamyoncu, taksici, dolmuşçu gibi kişilerin de bu yeni kriterler çerçevesinde esnaf sayılmama ihtimali ortaya çıkmaktadır. Ekonomik faaliyetini daha çok bedeni çalışmasına dayandıran düşük gelirli taksi ve minibüs işletmesi sahiplerinin esnaf olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirtmek gerekir. Dairemizin 2008 yılında vermiş olduğu kararlar bu doğrultudadır (Yargıtay 9.HD.28.04.2008 gün 2008/3568 E, 2008/10904 K.).                         5362 sayılı yasanın 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkar faaliyeti kapsamında kalan işyerinde 4857 sayılı yasanın 4/1 bendi uyarınca, üç kişinin çalışması halinde bu işyeri iş kanunun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede, üç işçi yerine “üç kişi” den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri, İş Kanununa tabi olacaktır.                         Somut olayda, davacının çalıştığı market işyeri yönünden yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma yapılarak görev konusu açıklığa kavuşturulmalıdır. Yapılacak olan araştırma sonunda işyerinde geçen çalışmaların İş Kanunu kapsamında olup olmadığı belirlenmeli, buna göre görev konusunda bir karar verilmelidir.             SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 825.000 TL. Duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.   

İlgili Yazılar:

  1. İş Güvencesi ve İşe İade Davası
  2. İş Mahkemelerinde En Çok Açılan Davalar
  3. İş Kanunu` nda yapılan Değişiklikler
  4. Kötü Niyet Tazminatı
  5. İşçi Bakımından Önelsiz Fesih Sebebi
  6. Çalışanın Görevini Yaparken İşverene Verdiği Zararın Tazmini Davası – Zamanaşımı
  7. Fesih Bildirimi; Şekli, Usulü Ve Sonuçları:
  8. Pcr Testi İş Akdi
Share
1
Demirbas Hukuk
Demirbas Hukuk

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İLETİŞİM


Demirtaşpaşa Mahallesi Ankara yolu Cad. No:36, Tüze İş Merkezi, Kat:10, 16220

+90 542 120 86 16

+90 224 272 19 09

info@demirbas.av.tr


DANIŞMA KURALLARI VE UYARILAR

Bu web sitesinde yer alan yazı ve açıklamalarda değinilen konular soyut ve genel olarak ele alınmıştır. Bu nedenle bu yazı ve açıklamalar somut bir olay hakkında yapılmış hukuki tavsiye olarak kabul edilemeyecekleri gibi Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları kapsamında yazılı veya sözlü hukuki danışma olarak da değerlendirilemezler.
© 2021 Demirbaş Hukuk Bürosu Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım

WhatsApp