• +90 224 272 19 09
  • +90 542 120 86 16
  • info@demirbas.av.tr
bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2
  • Ana Sayfa
  • Kurumsal
    • Hukuk Büromuz
    • Vekalet Bilgileri
  • Hizmetler
    • Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar
    • Sınai Mülkiyet Hukuku ve Marka Patent Tasarım Davaları
    • Bireysel ve Toplu İş Hukuku Davaları
    • Gayrimenkul, İnşaat ve Kira Davaları
    • Boşanma Avukatı
    • Tazminat Hukuku ve Tazminat Davaları
    • Bursa Miras Avukatı
    • Bursa Ceza Avukatı
    • İdare Hukuku ve İdari Davalar
    • Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • İcra Hukuku, İcra Takipleri ve İcra Davaları
    • Bilişim Hukuku Davaları
    • Tüketici Hukuku ve Tüketici Davaları
  • Blog
  • İletişim
Trafik Kazası Tazminat Davası Zamanaşımı
17 Mayıs 2021
Yayın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı Manevi Tazminat Basın Özgürlüğü
17 Mayıs 2021

708d8cec 05fe 44fd 986c 705f6f1a9f7b

Başlıklar

Toggle
  • 🛡️Yasal Şikayet Hakkı ve Hak Arama Özgürlüğü Kapsamında Manevi Tazminat Sorumluluğu
    • 🔍 Hak Arama Özgürlüğü Nedir?
    • 🚫 Hak Arama Özgürlüğünün Sınırları
    • ⚖️Haksız Şikayet
      • 🔍 Haksız Şikayetin Yasal Çerçevesi
      • 🚫 Haksız Şikayet Sayılan Durumlar
      • ✅ Hukuka Uygun Şikayet için Gerekli Şartlar
    • 📚Haksız Şikayet ve Manevi Tazminat   
  • ⚖️ Haksız Şikayet ve Hak Arama Özgürlüğünün Sınırları: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.06.2008 Tarihli Kararının Analizi
    • 📌 Kararın Temel Konusu
    • 🧑‍⚖️ Somut Olayın Özeti
    • 📚 Hukuki Değerlendirme: Şikayet Hakkı vs Kişilik Hakkı
    • 🔹 Manevi Tazminat Ne Zaman Gündeme Gelir?
    • ⚖️ Kararın Hukuki Önemi
    • 🔍 Sonuç
  • Kararın Tam Metni: Yasal Şikayet Hakkının Kullanılması Manevi Tazminat
    • HUKUK GENEL KURULU KARARI
  • Yasal Şikayet Hakkının Kullanılması Manevi Tazminat
      • İlgili Yazılar:

🛡️Yasal Şikayet Hakkı ve Hak Arama Özgürlüğü Kapsamında Manevi Tazminat Sorumluluğu

Yasal şikayet hakkı ve hak arama özgürlüğü, bireylerin hukuki yollarla haklarını savunabilmelerini sağlayan temel anayasal haklardır. Ancak bu hakların kötüye kullanılması, yani haksız şikayet, mağdur olan kişi açısından manevi zararlara yol açabilir ve tazminat talebine konu olabilir. Aşağıda bu konu uygulamaya dönük bir üslupla ele alınacak ve konu ile ilgili bir Yargıtay kararı incelenecektir.

🔍 Hak Arama Özgürlüğü Nedir?

Hak arama özgürlüğü, bireylerin haklarını korumak, hukuka aykırılıklara karşı başvuruda bulunmak ve yargı mercileri önünde iddialarını ileri sürmek amacıyla başvuru yapabilme yetkisidir. Bu özgürlük, Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınmış temel bir haktır:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

⚖️ Hak Arama Özgürlüğünün Kapsamı

  1. Dava Açma Hakkı
    Bireyler, kendilerine karşı yapılan hukuka aykırı bir işlemi, yargı mercilerine taşıma hakkına sahiptir.
  2. Şikayet ve Başvuru Hakkı
    Suç işlendiğini düşünen herkes, Cumhuriyet savcılığına veya ilgili kuruma başvurarak şikayette bulunabilir.
  3. Savunma Hakkı
    Kişi, hakkında yürütülen hukuki süreçlerde iddialara karşı savunma yapabilir.
  4. Adil Yargılanma Hakkı
    Tarafsız ve bağımsız bir mahkeme önünde yargılanmak, yargılamanın makul sürede tamamlanmasını istemek bu kapsamda değerlendirilir.

🚫 Hak Arama Özgürlüğünün Sınırları

Her temel hak gibi, hak arama özgürlüğü de mutlak değildir. Aşağıdaki durumlar bu hakkın kötüye kullanılması anlamına gelir ve hukuka aykırılık teşkil edebilir:

✅ Kötü Niyetli Başvurular
Gerçeğe aykırı bilgilerle, sırf karşı tarafı zarara uğratmak amacıyla yapılan başvurular.

✅ Delilsiz ve Dayanaksız İhbar/Şikayetler
Hiçbir somut olguya dayanmayan, yalnızca itham amacı taşıyan eylemler kişilik haklarını ihlal edebilir.

✅ Hakaret ve İftira İçeren Dava ve Şikayetler
Kişiyi küçük düşürme veya toplumsal itibarını zedeleme kastıyla yapılan yargı başvuruları, TMK m.24-25 kapsamında tazminat doğurabilir.

✅ Şikayet Hakkının Sınırsız Olduğu Yanılgısı
Her ne kadar bireylerin yetkili mercilere başvurma hakkı olsa da, bu hak kamu düzenine, kişilik haklarına ve adil yargılama ilkesine aykırı şekilde kullanılamaz.

⚖️Haksız Şikayet

Haksız şikayet, bir kişinin gerçeğe aykırı iddialarla veya hiçbir somut delile dayanmadan, yalnızca karşı tarafa zarar vermek amacıyla yetkili makamlara yaptığı asılsız başvurudur. Bu tür şikayetler, hak arama özgürlüğünün kötüye kullanılması anlamına gelir ve şikayet edilen kişinin kişilik haklarını ihlal eder.

Haksız şikayet, gerçek dışı iddialarla veya karşı tarafı zararlandırma amacıyla yapılan şikayetlerdir. Örneğin, bir kişiyi suç işlediği yönünde asılsız bir iddiayla savcılığa şikayet etmek, haksız şikayet olarak değerlendirilebilir.

🔍 Haksız Şikayetin Yasal Çerçevesi

🔹 Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 24-25
Kişilik haklarına saldırı sayılır.
🔹 Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 267 – İftira
Yetkili makamlara gerçeğe aykırı şekilde suç isnadı yapılması suçtur.
🔹 Borçlar Kanunu m. 58
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istenebilir.

🚫 Haksız Şikayet Sayılan Durumlar

  • Bile bile yalan beyanla suç isnadı yapmak
  • Hiçbir somut delile dayanmayan başvuru
  • Şikayet edilenin yalnızca itibarsızlaştırılması amacıyla işlem yapılması
  • Şikayetin, ihbarcının kişisel düşmanlığına veya çıkarına dayanması

✅ Hukuka Uygun Şikayet için Gerekli Şartlar

  • Somut ve gerçek olaylara dayanması
  • En azından makul bir emare veya kanaat oluşturacak bilgi/belge bulunması
  • Kötü niyet taşımaması
  • Kamu düzenini veya toplum yararını gözetmesi

3200e4b1 9ea3 4bf5 b4f0 79949a4a11a4

📚Haksız Şikayet ve Manevi Tazminat   

Hukuk sistemleri, bireylere haklarını arama özgürlüğü tanır. Ancak bu özgürlük sınırsız değildir; kötü niyetli veya dayanaksız şikayetler, hukuki yaptırımlara yol açabilir.

Haksız şikayet nedeniyle mağdur olan kişi, manevi tazminat talep edebilir. Yargıtay kararlarına göre, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan haksız şikayetler manevi tazminat gerektirebilir. Ancak her şikayet otomatik olarak tazminat doğurmaz; şikayetin kötüye kullanılıp kullanılmadığı değerlendirilir.

Yargıtay’ın Görüşü Yargıtay, hak arama özgürlüğü ile kişilik hakları arasında denge kurulması gerektiğini vurgulamaktadır. Eğer bir şikayet makul bir gerekçeye dayanmıyorsa ve kişilik haklarını ihlal ediyorsa, manevi tazminat talep edilebilir.

Aşağıda haksız şikayet iddiasıyla açılmış olan bir manevi tazminat davasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği karar incelenmektedir.

⚖️ Haksız Şikayet ve Hak Arama Özgürlüğünün Sınırları: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.06.2008 Tarihli Kararının Analizi

📌 Kararın Temel Konusu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kişilik haklarına saldırı iddiasıyla açılan bir manevi tazminat davasında, şikayet hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığı noktasında önemli bir ilkeye imza atmıştır:

“Gerçek olgulara ve bazı emarelere dayalı şikayet hakkının kullanılması, neticesi beraat kararıyla sonuçlansa dahi, başlı başına kişilik haklarına saldırı teşkil etmez.”

Bu karar, hak arama özgürlüğü ile kişilik hakkı arasında denge kurulmasına yönelik emsal nitelikte bir içtihat oluşturur.

🧑‍⚖️ Somut Olayın Özeti

  • Davalı doktor, bir hasta şikâyeti üzerine davacı doktor hakkında hakaret suçundan şahsi ceza davası açmıştır.
  • Ceza yargılaması sonunda davacı beraat etmiş, ardından kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla manevi tazminat davası açmıştır.
  • Yerel mahkeme tazminata hükmetmiş, ancak Yargıtay bu kararı şikayet hakkının meşru sınırlar içinde kullanıldığı gerekçesiyle bozmuştur.

📚 Hukuki Değerlendirme: Şikayet Hakkı vs Kişilik Hakkı

🔹Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, vatandaşlara yetkili makamlara başvurma, suç duyurusunda bulunma ve dava açma hakkı tanır.

Yargıtay kararına göre:

“Kişi, gerçek olgulara ve makul şüpheye dayalı olarak yetkili makamlara başvurmuşsa, sonucunda beraat kararı çıkması, şikayetin haksız veya kişilik haklarına aykırı olduğunu göstermez.”

🔹 Manevi Tazminat Ne Zaman Gündeme Gelir?

Bir şikayetin kötü niyetli, asılsız ya da sırf kişiye zarar vermek amacıyla yapıldığı durumlarda hakaret, iftira gibi kişilik haklarına saldırı sayılan eylemler nedeniyle manevi tazminat talep edilebilir.

Ancak somut olayda:

  • Davalının şikayeti hasta beyanlarına ve tanık ifadelerine dayanıyordu.
  • Şikayet, dava açılmasına yetecek delil seviyesinde idi.
  • Ceza yargılamasında delil yetersizliğinden beraat verilmişti.

Bu durumda, Yargıtay’a göre:

“Hak arama özgürlüğü Anayasal bir hak olup, hukuki dayanağı olan şikayet nedeniyle kişilik hakkı ihlal edilmiş sayılamaz.”

⚖️ Kararın Hukuki Önemi

🔹 Bu karar, hukukun temel ilkeleri olan dürüstlük, hak arama özgürlüğü ve kişilik hakkı arasında bir denge kurar.
🔹 Şikayet hakkının özgürce ama sorumlu biçimde kullanılmasının teşvik edilmesini sağlar.
🔹 Aynı zamanda hak arama özgürlüğünü tazminat tehdidi altında bırakmama prensibini yerleştirir.

🔍 Sonuç

Her şikayet kişilik hakkı ihlali sayılmaz.
Eğer şikayet, gerçek olaylara, tanık ifadelerine veya makul emarelere dayanıyorsa ve kötü niyet unsuru yoksa, sonuçta beraat verilmiş olsa dahi, manevi tazminat sorumluluğu doğmaz.

Yargıtay’ın bu kararı, hukukun temel güvenlik mekanizması olan “hak arama özgürlüğü”nü güçlendirmekte ve haksız tazminat davalarıyla bireylerin bu hakkı kullanmalarını engelleme riskini ortadan kaldırmaktadır.

13c5fa7a 86d7 47d1 b468 884ad2b911fb

Kararın Tam Metni: Yasal Şikayet Hakkının Kullanılması Manevi Tazminat

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/4-421
Karar: 2008/422
Tarih: 04.06.2008

KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki ‘manevi tazminat’ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.6.2006 tarih ve 2004/291 E, 2006/204 K. s. kararın tetkiki davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 4.7.2007 tarih ve 2006/10324 E, 2007/9020 s. ilamı ile, (…Davacı vekili, müvekkilinin Dokuz Eylül Üniversitesi`nde profesör olduğunu, Doç.Dr. olan davalının müvekkili hakkında haksız olarak şahsi dava açtığını, müvekkilinin beraat ettiğini, bu dav sebebiyle müvekkilinin manevi olarak çok yıprandığını iddia ederek manevi tazminat istemiştir.

Davalı şikayet hakkını kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece istek kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dışı olan hasta davalı doktorda muayene olmuş, yapılan patolojik test sonucu hastaya kanser teşhisi konulmuş, tedavi için ameliyat olması gerektiği söylenmiştir. Davacı doktorun yaptığı muayene sonucunda ise hastada kanser dokusu olmadığı ve daha önce konulan teşhisin yanlış olduğu belirlenmiştir. Bunun üzerine hasta davalıya giderek davacının teşhisini söylemiş ve ayrıca davalıyı Tabipler Odası`na şikayet etmiştir. Bu olaylar üzerine davalı, hastanın beyanları doğrultusunda davacı hakkında şahsi dava açmıştır.

Davalı Sulh Ceza Mahkemesinde davacı hakkında hakaret iddiasıyla şahsi dava açmıştır. Yargılama sonunda davacı yeterli delil elde edilememesi sebebiyle beraat etmiş ve karar kesinleşmiştir. Sulh Ceza Mahkemesinde dinlenen davalı (şahsi davacı) tanıkları, şikayet dilekçesinde belirtilen hususları doğrulamışlar, ancak mahkeme hastanın ve davacı (sanık) tanıklarının beyanlarına itibar etmiştir. Ceza mahkemesinde dinlenen tanık beyanları, ceza dosyası içeriği ve dava dışı hastanın şikayet dilekçesi ile kanser olmadığı durumda kanser teşhisi koyan doktora hastanın söyleyebileceği ifadeler dikkate alındığında şikayet hususunda yeterli emarenin bulunduğu açıktır. Bu sebeple şikayet hakkının kullanıldığı kabul edilerek açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması uygun görülmüştür..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptığını; davalının ihtisasını yanında tamamladığını, doçent olduğunu davalının dava dışı hasta Şengül`ün göğsündeki kitle sebebiyle patalojik inceleme sonunda ameliyat önerdiğini; aynı hastanın kendisine gelmesi sonucu kanser kuşkusu taşıyan örneklerin yeniden patolojide incelendiğini, kanser hücrelerine rastlanılmaması üzerine durumun hastaya anlatıldığını; hasta Şengül`ün, davalı doktoru şikayet edeceğini beyan ettiğini; ileri geri konuştuğunu; davalıya gittiğini, görüşme sonrasında davalının, kendisi aleyhine Sulh Ceza Mahkemesinde şahsi dava açtığını ileri sürerek, davalının şikayeti sonucunda sanık olarak yargılanmasına üzüldüğünü, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek 6.000.000.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap dilekçesiyle, meme cerrahisi konusunda uzman olduğunu, dava dışı hasta Şengül`e teşhis koyup ameliyat önerdiğini, hastanın bu teşhisle yetinmeyerek davacıya da muayene olduğunu, ameliyatın gereksiz olduğunun davacı tarafından kendisine bildirildiğini; hastanın bunun üzerine muayenehanesine gelerek davacının hakaretemiz sözlerinden bahsettiğini, şahsi dava açması üzerine davacının Sulh Ceza Mahkemesinde yargılandığını, şikayet hakkını yerinde kullandığını, bazı emare ve bulguların mevcut olduğunu, sanık olarak yargılanmasının tazminat hakkını vermeyeceğini, davanın reddini cevaben bildirmiştir.

Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ait olarak kurulan karar Özel Dairece yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuş, Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyize konu bu davada davacı, kişilik haklarına saldırı sebebiyle Borçlar Kanunu`nun 49. maddesinden kaynaklanan manevi tazminat isteğinde bulunmuştur.

Dava dışı hasta Şengül, davalı doktora başvurduğunda, patolojik test yapılmış, kanser teşhisi konulmuş, tedavi amacıyla ameliyat olması gerektiği söylenmiştir. Daha sonra hasta Şengül`ün davacı doktora gitmesiyle yapılan muayene ve yeniden yapılan patolojik inceleme sonucu, hastanın kanser olmadığı ve önceki teşhisin yanlış olduğu anlaşılmıştır. Hastanın sarf ettiği sözlere dayanılarak davalı doktor tarafından davacı doktor aleyhine Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret iddiasıyla şahsi dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda davacı, delil yetersizliğinden beraat etmiştir. Sulh Ceza Mahkemesinde dinlenen davalı (şahsi davacı) tanıkları, davalının şikayet dilekçesinde belirttiği iddialarını doğrulamışlar; davacı (sanık) tanıkları ve hasta Şengül, davacının beyanları doğrultusunda ifade vermişlerdir. Sulh Ceza mahkemesince, davacı (sanık) tanıkları ve hasta Şengül`ün beyanına itibar edilerek davacının (sanığın) beraatine karar verilmiştir.

Sulh Ceza Mahkemesinde dinlenen tanık beyanları ve dava dışı Şengül`ün Tabipler Odasına verdiği şikayet dilekçesi göz önüne alındığında, davalının davacı aleyhine şahsi ceza davası açması için yeterli emarenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının şahsi ceza davası sonunda beraat etmiş olması tamamen yargı görevinin yasalara göre takdir hakkı kullanılmak suretiyle yerine getirilmesine ilişkindir. Somut olayda ve özellikle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve buna karşı Anayasal şikayet hakkının kullanılması gibi çatışan hakların sınırının belirlenmesinde davacı lehine değerlendirilecek nitelikte bir neden teşkil etmez. Esasen beraat kararı, hiçbir zaman şikayet hakkının kişilik haklarına zarar verecek biçimde hukuka aykırı kullanıldığının ölçüsü olmaz. Yargıtay`ın istikrar kazanmış uygulamaları da bu doğrultudadır. Kişinin gerçek bir olguya dayanan iddiasını kısmen ya da tamamen doğrulayacak kanıtlara dayanarak (bu kanıtlar dava açılması ve mahkumiyet için yeterli olmasa dahi) resmi mercilere başvurması ya da ceza davası açması uygulama ve doktrinde hukuka uygun bir davranış olarak kabul edilmektedir. Bu davranış hak arama özgürlüğü kapsamında mütalaa edilmektedir. Aksi görüşü kabul etmek, yani her ihbar ve şikayetin yapılabilmesini ve ceza davası açılabilmesini her halükarda mahkumiyet için yeterli delil ikamesine bağlı tutmak; özellikle delillerin takdiri sonucu beraat halinde de şikayetçi ya da davacıyı manevi tazminat tehdidi altında bırakmak, hak arama özgürlüğünü sınırlamak ve kişilik hakları karşısında bu özgürlüğü yok etmek olur. Böyle bir yorum, Medeni Yasa ve Anayasa`nın kişilik hak ve özgürlükleriyle güttüğü amaca ters düşer. Kişinin Anayasa ile sağlanması amaçlanan özgürlük ortamında yaşaması, gelişme ve faaliyet göstermesi, ona verilmiş görevleri yerine getirebilmesi için gerekli olan özgürlükler, kanuni yollardan kullanıldığı ölçüde kısıtlanamaz ve kimse bu özgürlüğü kullandığı için tazminatla sorumlu tutulamaz.

O halde, bazı delil ve emarelere dayanılarak gerçekleşen bir şikayet ya da açılan ceza davası sonunda verilen beraat kararı, soyut olarak o şikayet veya davanın hukuka aykırı olduğunun delili sayılamaz. Haksız şikayet ya da haksız ceza davası açıldığı hukuksal sebebine dayanan manevi tazminat davalarında, şikayet ya da dava hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığı, bir başka ifade ile şikayetin veya davanın hukuka aykırı olup olmadığı sorunu ancak, şikayetçinin veya davacının şikayetine dayanak yaptığı kanıtların hukuk hakimi tarafından değerlendirilmesi ile çözümlenmelidir. Ceza hakiminin delilleri takdir konusundaki kanaati, hukuk davasına etkili değildir.

Bu durumda, davalının, davacının suçsuz olduğunu bildiği durumda onu zararlandırmak amacıyla dava ettiği sabit olmadığından; davacı aleyhine bazı delil ve emarelere, özellikle tanık beyanlarına dayanarak dava açtığı anlaşıldığından, verilen beraat kararı delil yetersizliğine dayandığından deliller mevcut olup, sanığın cezalandırılmasını gerektirecek yeterlikte olmadığı belirlendiğinden manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi mümkün görülmemiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan sebeplere ve Hukuk Genel Kurulu`nun 9.4.1982 tarih ve 1981/4-56 E, 1982/438 K; 10.10.2001 tarih ve 2001/4-602 E, 680 K; 24.11.2004 gün, 2004/4-604 E, 608 K; 9.2.2005 tarih ve 2005/4-13 E, 37 K; 21.9.2005 gün, 2005/4-468 E, 514 K; 22.3.2006 tarih 2006/4-66 E, 99 s. Kararlarında vurgulanan ilkelere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429 maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yasal Şikayet Hakkının Kullanılması Manevi Tazminat

c1d60ed3 410a 4d9a ba81 45fbb0c35c0e

İlgili Yazılar:

  1. Yayın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı Manevi Tazminat Basın Özgürlüğü
  2. Ceza Hukukunda Şikayet
Share
1
demirbas
demirbas

2 Comments

  1. Menderes dedi ki:
    2 Mart 2023, 21:23

    05.08.2022’de tır kazası geçirdim. 5 ay yataktan kalkamadım Tutanakta yüzde 75 kusur yazılmış SGK dan 3000 tl rapor ücreti verdi ben 28.01.2023 te sağlık sorunlarımdan dolayı işten ayrıldım benim tazminat veya güç kaybı yaşadığım için tazminat davası alabilirmiyim

    Yanıtla
    • Demirbas Hukuk dedi ki:
      3 Mart 2023, 14:26

      Dilerseniz detaylı değerlendirme yapmak için 224 272 19 09 veya 0542 120 86 16 numaralı telefonlardan bizimle irtibata geçebilirsiniz.

      Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İLETİŞİM


Demirtaşpaşa Mahallesi Ankara yolu Cad. No:36, Tüze İş Merkezi, Kat:10, 16220

+90 542 120 86 16

+90 224 272 19 09

info@demirbas.av.tr


DANIŞMA KURALLARI VE UYARILAR

Bu web sitesinde yer alan yazı ve açıklamalarda değinilen konular soyut ve genel olarak ele alınmıştır. Bu nedenle bu yazı ve açıklamalar somut bir olay hakkında yapılmış hukuki tavsiye olarak kabul edilemeyecekleri gibi Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları kapsamında yazılı veya sözlü hukuki danışma olarak da değerlendirilemezler.
© 2023 Demirbaş Hukuk Bürosu Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım web tasarım