Bursa Boşanma Avukatı

Bursa boşanma avukatı olarak en çok aşağıdaki dava ve hukuki sorunlara eğiliyoruz.

Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları başta olmak üzere kişiler ve aile hukukunun her alanında bursa boşanma avukatı ve bursa velayet avukatı olarak avukatlık ve yasal yardım hizmeti veriyoruz.

  • Anlaşmalı boşanma davaları
  • Çekişmeli boşanma davaları
  • Velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi, kaldırılması davaları
  • Boşanma davasında ayrı olarak açılan tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminat davaları
  • Ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin alacak davaları
  • Boşanma ve ölüm halinde mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalar, (mal paylaşımı davaları)
  • Vesayet davaları
  • Nesebin düzeltilmesi ve babalığın tespiti davaları
  • Evlat edinmeye izin davaları
  • Yaş tespiti davaları
  • İsim tashihi (düzeltme) davaları
  • 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruma tedbirleri ve bunlara itirazlar
  • Aile konutu şerhi
  • Eşler arasında uygulanacak mal rejimi sözleşmelerinin düzenlenmesi

Boşanma Davası

Farklı hayatlara, kültürlere, alışkanlıklara sahip iki insan, bundan sonraki hayatlarını birlikte geçirmek istediğinde bunu resmi olarak gerçekleştirmek isterler. Bu şekilde iki insan ortak bir hayat kurar ve buna hukuk dilinde evlilik birliği denir. Elbette bu durum karı kocanın bundan sonraki hayatlarını şekillendiren ve onları önemli bazı yükümlülükler altına sokan önemli bir konudur.

Maddi ve manevi zorluklarla oluşturulan evlilik birliği, ne yazık ki çeşitli sebeplerden dolayı sarsılabilir. Bu yüzden her evlilikte bir boşanma ihtimali barındırır. İnsanlar ortak hayatı devam ettiremez ve çeşitli sebeplerden dolayı evlilik birliğini sonlandırmak isterlerse bir davaya ve bu dava sonucunda verilmiş bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulur. Bir başka anlatımla boşanma sadece ve sadece bir mahkeme kararıyla mümkündür.

Boşanma olarak adlandırılan bu dava süreci, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan sebep ya da sebeplere dayalı olarak yürür. Yetkili ve görevli mahkeme dava sonucunda vereceği boşanma kararı ile evliliği resmi olarak bitirir. Bu sebepler özel olabildiği gibi genel sebepler de olabilir. Eğer boşanma anlaşmalı olmayacaksa çekişmeliye döner ve sebep her ne ise, bu sebebe uygun deliller ve tanıklar mahkemeye sunulmalıdır. Anlaşmalı boşanmada ise, taraflarca imzalanan boşanma protokolünün dosyaya ibrazı ve hâkimin onaylaması yeterlidir.

Ülkemizde ve dünyada, boşanma sayıları evlilik sayılarına ulaşmakta ve hatta geçmektedir. Her geçen yıl artan boşanmaların birçok sebebi olsa da genel bir sebebe dayandırmak mümkün değildir. Geçmiş zamanlara bakıldığında boşanma sayıları çok azken, günümüzde oldukça fazladır. Bunda insanların, özellikle de kadınların özgürlüklerini ve finansal bağımsızlıklarını kazanmasıyla haksızlığa, aldatmaya ve şiddete göz yummamalarının etkisi vardır. Bununla birlikte önemsiz ve küçük sebeplerden ya da bazı beklentilerden dolayı da evlilikler tek celsede öfkeyle sonlandırılabilmektedir. Bunun nedenleri arasında değişen insan davranışları, çevre faktörleri ve ekonomik sebepler sayılabilir.

Boşanma davaları birçok şekilde açılabilir. Örneğin bir anlık kızgınlık ve intikam duygusuyla maddi taleplerin ve geçimsizlik iddialarının fazla ve keskin olduğu davalar açılabilirken, yıllarca normal olarak süren evliliklerin de görünürde anlamlı bir sebep ileri sürülmeksizin aniden tek oturumda bittiğini duymak mümkün olmaktadır. Anlaşmalı boşanmalar genelde tek celsede biten davalar olurken, öfkeyle açılan davalar anlaşmalı olmadığı için mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi her konunun da ayrıca görülmesi gerektiğinden ve bir anlaşma olmadığından uzun süren davalardır. Bazı durumlarda çiftler karşılıklı olarak boşanmaya karar verirken, bazı durumlarda da taraflardan biri boşanmayı istemeyebilir. Bazen de eşler boşanma konusunda mutabık iken velayet veya nafaka gibi konularda anlaşmazlık yaşayabilirler. Boşanma davası açılırken davanın anlaşmalı bir boşanma davası mı yoksa çekişmeli boşanma mı olacağı netleştirilmelidir. Davanın hızlı sonuçlanması, eşlerin iradelerine dayanması, daha az masraflı olması ve boşanma sonrasına da taşınabilen çekişmeleri azaltması nedeniyle anlaşmalı boşanma seçeneği ciddi bir şekilde zorlanmalı mümkün olmuyorsa çekişmeli boşanma yoluna gidilmelidir. Eğer taraflar boşanmaya birlikte karar verir ve boşanmanın mali sonuçları ile velayet gibi konularda da mutabakata varırlarsa anlaşmalı boşanma mümkün hale gelir. Eşlerin bu konularda bir anlaşmaya varamaması veya birinin boşanmayı istememesi de ihtimal dahilidedir. Bu durumda, boşanmak isteyen eş yönünden, çekişmeli boşanma davası açmak dışında bir seçenek yoktur. Çekişmeli boşanmada, boşanma sebepleri ciddi ve ispata elverişli delilleri ile birlikte açıklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki iddia eden iddiasını, ispat yükünün yer değiştirdiği istisnai bazı durumlar hariç olmak üzere, ispatlamakla yükümlüdür. Kanıtlanamayan iddianın hiçbir değeri yoktur. Aynı zamanda taraflar boşanmadaki taleplerini de açıkça belirtmelidirler. Tüm bu süreçte uzman bir avukattan yardım alınır ve böylece dava dilekçesi yazılarak bir dosya oluşturularak dava açılır. Bilgisiz ve hukuk eğitimi olmayan kişiler tarafından hazırlanan dilekçelerle açılan davalarda ilgili tarafın zararlı çıkması muhtemeldir. Bir Yargıtay kararında belirtildiği üzere “dava dilekçesi davanın alın yazısıdır.” (1. HD. 1974/7326 Esas, 1974/6426 Karar) Taraflarca veya boşanma hukuku konusunda hiçbir birikimi olmayan arzuhalci gibi kişilerce hazırlanan dilekçelerle dava açanların davayı kaybetmesi ve hak kaybı yaşaması az rastlanan bir durum değildir.

Bu nedenle boşanma avukatı tercihi iyi yapılmalıdır. Bir hakkın basit hatalar sonucunda elden çıkması kimsenin kolay tahammül edebileceği bir durum değildir. Çoğu zaman kaybedilen hakkın telafisi de mümkün olmaz. Evlilikler birçok sebepten ve davranıştan yıpranabilir. Bazen görünürde önemli bir sebep olmasa da evlilik birliğinin devamı katlanılamaz bir hal alabilir. Birçok kişi bunu “birbirinden sıkılma”, “sevginin bitmesi”, gibi sözcüklerle ifade eder. Her ne sebepten olursa olsun, büyük emeklerle kurulan evliliklerin sonlanması elbette kolay değildir. Ancak evlilik birliğinin devamında bir fayda kalmamışsa ve tek çare artık boşanmaksa, bunun kişi için en az yıpratıcı, en az masraflı, en hızlı sürede ve haklarını azami düzeyde koruyacak şekilde olması önemlidir.

Boşanma, her çiftte, her davada farklı cereyan eder ve farklı etkiler doğurur. Bu yüzden boşanan çiftler, kendilerini diğer boşanan çiftlerle karşılaştırmamalıdır.

Boşanma Avukatı

Boşanma davalarında, dava türü ne olursa oldun avukat büyük önem taşır. Özellikle çekişmeli davaları kazanmak için iyi ve alanında uzman bir boşanma avukatı şarttır. Bursa boşanma avukatı için de oldukça fazla seçenek vardır.

Her geçen yıl boşanma dava sayıları artmakta ve artmaya da devam etmektedir. Bu yüzden iyi ve başarılı avukatı bulmak biraz zor olsa da doğru ve deneyimli bir avukatla çalışmak elbette avantajlı olacaktır.

Çekişmeli boşanma davalarında avukat, dava sonucunu etkileyen önemli bir belirleyicidir. Aynı şart ve durumdaki davada iki farklı avukat çok farklı sonuçlara sebep olabilir. Bu yüzden alanında başarılı olan ve tanınan boşanma avukatlarının seçilmesi iyi olacaktır. Bazı durumlarda ise boşanma avukatları, sizin talebinizden daha fazlasını bile elde etmenizi sağlayabilir.

Boşanma davası açılırken dava dosyasının bir avukat tarafından hazırlanmasının önemi konusunda şunu da ekleyebiliriz. Bir avukat tarafından yazılmayan dava dilekçeleri, usulden red kararlarına dolayısıyla gecikmelere neden olabileceği gibi kalıcı hak kayıplarına da sebebiyet verebilir. Boşanma davalarında bir avukat tarafından temsil edilme zorunluluğu yoktur. Ama rahatsızlandığınızda (bazı bulaşıcı hastalıklar hariç) bir hekime görünme zorunluluğunuz da yoktur. Bununla birlikte bir hekimden yardım almanın faydasına herkes inanır. Avukatın bir dava sürecindeki rolü de bunun gibidir. Boşanma davasında avukatların öneminin zaman geçtikçe daha iyi anlaşıldığı gözlenmektedir. İyi bir avukat sizin için en iyisini yapmaya çalışır, iddia ve savunmalarınızı delillerle ilişkilendirir ve sizi inançla ve bilgelikle savunur. Bu yüzden bulunduğunuz şehirde alanında tecrübeli ve iyi bir avukatla çalışmak sizin için kesinlikle faydalıdır.

Boşanma davalarını konu edinen filmlerdeki klişelerden biri de kadınların kadın avukat, erkeklerin ise erkek avukat tutmalarıdır. Bunun temel sebebi toplumdaki algılardır. Zira insanların büyük bir çoğunluğu, doğası gereği bu tür ilişkilerde hem cinsinin kendisini daha iyi anlayacağını ve empati kurarak daha iyi sonuçlar elde edeceğini düşünmektedir. Ancak elbette bu inanç bilimsel bir kesinlik taşımaz. Boşanmak isteyen bir kadını erkek bir avukat da oldukça başarılı şekilde temsil ederek harika sonuçlar elde etmesini sağlayabilir. Kendinizi hangi avukatla daha iyi hissediyorsanız onunla çalışabilirsiniz.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Evlilik birliğinin bitirilmesi için resmi makamlara başvurulmasıyla açılan davalar sonucu boşanmalar gerçekleşir. Boşanma davaları çekişmeli ve anlaşmalı olarak iki türde açılır. Anlaşmalı boşanma davaları için herhangi bir aile mahkemesinde açılabilir. Tarafların yaşadığı yerin bir önemi yoktur, istenen her yerdeki aile mahkemesinde dava açılabilir.

Bu davalarda en önemli şey protokoldür. Aile mahkemesi karar verirken bu protokolü esas alır. Çekişmeli boşanma davalarında uygulanan detaylı usuller anlaşmalı boşanma davalarında uygulanmaz. Tebligat gönderme ya da cevap dilekçesi gibi aşamalar olmaz. Taraflarca hazırlanıp imzalanan ve mahkemede tekrar edilen ortak protokol, hâkim tarafından onaylandıktan sonra anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olur. Boşanma protokolü, anlaşmalı olarak hazırlandığı için, kesin onaylanır ve boşanma gerçekleşir, demek zordur. Bazen hâkim yetersiz, açık olmayan ifadelerden ya da taraflardan birinin yahut çocukların zarar göreceği veya hak kaybına uğrayacağı durumlar ortaya çıkacağı düşüncesiyle protokolün yenilenmesini ya da düzeltilmesini talep edebilir. Bazen de tarafların kararlaştırmaları kamu düzenine aykırılık veya infaz edilemezlik gibi sorunlar taşıyabilir. Yargıç muhtemelen bunlara da müdahale edecektir.

Çekişmeli boşanma davaları ise biraz daha uzun sürer hatta bazen yıllar sürer. Çekişmeli boşanma davalarında iki tür sebep olabilir; genel ve özel sebepler. Bu genel ve özel sebeplere dayanarak sunulan sebepler ve deliller eşliğinde dava dilekçesi yazılarak boşanma davası açılır. Bu sürede karşı tarafa (davalı) tebligat gönderilir, davalı 14 gün içerisinde cevap dilekçesi ile davacı iddialarına cevap verir ve karşı delil ve iddialarını bildirir.

Tek taraflı olarak açılan boşanma davalarında, karşı tarafın adresine boşanma dava dilekçesi ve ekleri gönderilir. Yukarıda belirtildiği gibi en geç iki hafta içerisinde karşı taraf da dilekçeyle yanıt vermelidir. Davalı boşanmayı istemiyorsa bunu belirterek davanın reddi yönünde deliller sunmalıdır. Davalı dilerse 14 günlük esasa cevap süresi içerisinde karşı dava olarak kendisi de bir boşanma davası açabilir. Bu ihtimalde kendi karşı davasının kabulünü asıl davanın ise reddini talep eder. Bu süreçte davalı taraf gerektiği şekilde davaya cevap vermez, delillerini ve dayandığı vakıaları bildirmez ise bu durum onun için dezavantaj olur. Davalı hiç veya zamanında dilekçe vermez ve mahkemeye gelmezse boşanma süreci onsuz da devam eder.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü

Boşanma protokolü, anlaşmalı boşanacak çiftlerin imzalaması gereken protokoldür. Bu protokolde velayet, maddi ve manevi talepler, boşanma ve avukatlık ücretleri, ziynet ve çeyiz eşyaları, nafaka ödenip ödenmeyeceği ve ödenecekse tutarı, varsa mevcut (edinilmiş) malların paylaşımı ve mal rejiminden kaynaklanan konular açık, net, infazda tereddüde yol açmayacak bir şekilde protokolde belirtilmiş olmalıdır. Çiftler karşılıklı olarak protokoldeki her maddeyi kabul etmiş ve onaylamış olduğunu beyan ederek bu protokole imza atarlar. Ardından boşanma ilgili mahkemenin hâkimi tarafından onaylandıktan ve resmileştikten sonra taraflardan herhangi biri kararlaştırılan hususların aksini iddia edemez.

Anlaşmalı boşanmalarda boşanma protokolü

Anlaşmalı boşanmalarda boşanma protokolü en geç mahkeme gününe kadar imzalanmış ve teslim edilmiş olmalıdır. Çiftlerin imzalaması, hâkimin kesin olarak onaylayacağı anlamına gelmez. Hâkim kendisine göre protokolün bazı hükümlerinde bir olumsuzluk gördüğü takdirde boşanma protokolünü onaylamayabilir. Bu konu genellikle velayet ve nafaka gibi durumlarda gerçekleşir. Bu durumda hâkim taraflardan genelde yeni bir protokol ister.

Eşlerin hak kaybına uğramaması ve tarafların mağdur olmaması için hâkim protokolün her maddesini dikkatle ve özenle inceleyerek karar verir. Bu sayede olası haksızlık ya da art niyetli durumların önüne geçilir. Bir anlaşmalı protokolde olması gerekenler;

• Tarafların isimleri ve adresleri
• Velayet ve çocukla görüşme gün ve saatleri
• Babanın çocuk için ödeyeceği nafaka
• Diğer maddi ve manevi talepler
• Soy isim kullanımı
• Vekalet ve avukatlık ücretleri

Bu bilgileri içeren protokol hazırlanıp her iki tarafça imzalandıktan sonra mahkemeye sunulur. Anlaşmalı boşanmaların her zaman karşılıklı oturup, müzakere edilerek hazırlanan protokolle gerçekleştirildiği söylenemez. Bazen taraflardan biri, sanki birlikte hazırlamışlar gibi avukatıyla protokol oluşturup diğer eşe bunu dayatabilir ve imzalaması için ısrar edebilir. Bu durum gerçek bir anlaşmaya dayanmadığından önemli sorunlara ve hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bir an önce boşanmak amacıyla acele edip istenmeyen, ağır koşullarda boşanma protokolüne imza atmaktan kaçınmak gerekir. Bu süreçte eşlerden birinin diğerini olumsuz koşullarda boşanmaya ikna etmek için tehdit ve şantaj içerikli fiillerde bulunabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Gözlemlerimize göre diğer eşi dezavantajlı koşullarda boşanmaya ikna etmek için en çok aldatma ve sadakatsizlik gibi iddialar ileri sürülmekte ve kullanılmaktadır. Bu çeşit şüphelerin yanlış anlamlardan kaynaklanma ihtimali çok yüksek olduğu gibi kanıtlanmaları da genellikle zordur. Bu nedenle iyi bir boşanma avukatı size bu çeşit iddiaları soğukkanlılıkla karşılamanızı ve paniğe kapılmamanızı tavsiye edecektir.

Boşanma Sebepleri

İnsanların tanıştıktan sonra evlilik kararı almaları kimi zaman çok uzun bir süreçken kimi zaman da neredeyse yıldırım hızında gerçekleşmektedir. Tarafların evlilik kararını uzun süre düşündükten vermeleri yıldırım hızı ile boşanmayacakları anlamına da gelmemektedir. Kararların ne kadar sürede alındığı ya da ne kadar süre nişanlı kaldıktan sonra evlenildiği önemli olmaksızın eşler boşanmaya karar verebilmektedir. Her zaman evliliklerin bitmesine sebep olacak nedenler bulunarak boşanmalar gerçekleşebilir. Hatta görünürde hiçbir makul sebep bulunmadığı halde karı kocanın “sevgi bitmesi” diye adlandırdığı sebeplerle bile evlilikler sonlanabilmektedir. Mahkemenin boşanmayı resmi olarak gerçekleştirmesi için Türk Medeni Kanununda yer alan boşanma sebeplerinden birinin ya da birkaçının gerçekleşmiş olması ve elbette bunun kanıtlanması gerekir. Genel boşanma sebebi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Bunun nedeni de daima eşler arasında ortaya çıkmış şiddetli veya hafif bir geçimsizliktir.

Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan başlıca eylemler şunlardır:

  • Saygısız davranışlar. Eşlerden biri, diğerini toplumda ya da insan içinde küçük düşürecek şekilde davranması ve uyarıldığı halde bu duruma devam etmesi, aynı zamanda ev içinde de eşini sevmediğini belli etmesi ve sürekli belirtmesi gibi durumlar haklı boşanma sebebidir.
  • Her türlü şiddet. Bir eşin diğerine karşı fiziksel, psikolojik, duygusal, ekonomik, sosyal, şiddet içeren davranışlarda bulunması boşanma için haklı bir sebeptir.
  • Ailelere karşı davranış bozukluğu Eşlerden birinin diğer eşin ailesine saygısızca ve küçük düşürücü hareketlerde bulunması boşanma için geçerli bir sebeptir.
  • Güvenin sarsılması. Eşlerden biri, evlilik birliğini zedeleyecek şekilde güven sarsıcı bir davranışta bulunursa, hâkim bu evliliğin devamında bir yarar kalmadığı sonucuna varır.
  • Cinsel isteksizlik. Evlilikte önemli bir yere sahip olan cinsel yaşamı çiftlerden biri uzun süre boyunca reddederse geçerli boşanma sebebi olur.
  • Aşırı borçlanma, icra ve diğer durumlarla karşılaşma. Eşlerden biri içinden çıkılamaz derecede borçlanırsa ve eve icra takibi gelmesi gibi durumlar olursa haklı boşanma sebebidir.
  • Evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmeme. Eş, baba ve anne olmaktan kaynaklanan kanunların veya sosyal ilişkilerin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeme de boşanma sebebidir. Örneğin babanın bir iş bulup çalışmak konusunda isteksiz olması ve ailenin geçimine katkı sağlamaması veya ev hanımı olan annenin yemek, temizlik, çocukların bakımı gibi konularda ihmalkar davranması.
  • Kötü alışkanlıkların sıklaşması Eşlerden biri kumar, alkol gibi kötü alışkanlıklarını hayatının merkezi olacak hale getirir, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmezse haklı boşanma sebebidir.
  • Aldatma Eşi, üçüncü kişilerle duygusal veya fiziksel ilişki kurması geçerli ve haklı boşanma sebebidir.
  • Bunlar yalnızca ilk akla gelen majör sebeplerdir. Beşeri ilişkilerin ve sosyal hayatın çeşitliliği yüzlerce belki binlerce geçimsizlik sebebini ortaya çıkarmakta ve bunlar dava dosyalarına konu olmaktadır.

    “Boşanma davasını açan haklıdır” diye düşünenlerin sayısı epey olsa da geçimsizlikte daha ziyade kusurlu olduğu halde boşanma davası açan da çoktur. Sevgilisiyle evlenebilmek için veya nafaka almak için boşanmak isteyenlere de rastlanmaktadır. Modern sosyal hayat her türden insana ve düşünceye ev sahipliği yapmaktadır. Ortalamaya bakıldığında boşanmalarda kadınların isteyip erkeklerin istemediği boşanma oranı, erkeğin isteyip kadının boşanmak istemediği orandan daha fazladır. Bunu da şu şekilde açıklamak mümkün olabilir, erkekler alışkanlıklarını değiştirmeyi, düzenlerini bozmayı ve yeniden tek başlarına yaşadıkları hayatlarına dönmeyi göze alamazken, kadınlar artık sevgileri, saygıları kalmadığında ya da sevilmediklerini hissettiklerinde cesur kararlar almaktan çekinmez ve bu evliliği devam ettirmek istemezler.

    Aynı zamanda sırf maddi ihtiyaçları karşılanıyor diye evliliği sürdürenler de elbette olabilir. Aynı şekilde boşandıktan sonra bağlanan nafaka, kadın yeni bir evlilik yaptığında son bulacağı için kadınlar hayatlarına yeni biri girse de evlenmemeye devam edebilmektedir. Evlenme, boşanma, evlenmeme ve ayrılmama konularında verilebilecek birçok örnek bulunabilir. Boşanma davalarının büyük bir çoğunluğu çekişmeli olarak görülmekte ve ortalama olarak bir yılı geçmeden de tamamlanmaktadır.

    Boşanma nedenlerine ayrıntılı örnekler için tıklayınız

    Boşanmada Mal Paylaşımı

    Mal paylaşımı, boşanma davasında karara bağlanmaz. Mal paylaşımı için boşanma gerçekleştikten sonra yeniden dava açılması gerekir. Mal paylaşımı, evlilik süresi boyunca alınan, daha doğru bir terminoloji ile edinilen, malların boşanan eşler arasında paylaştırılması anlamına gelir.

    Mal paylaşımı ile ilgili olarak 2002 yılına kadar geçerli olan kanuna göre, evlilik süresince alınan mal kimin adına kayıtlıysa mal ona aittir ve sahibi odur. Ancak 2002 yılında yapılan düzenlemeyle evlilik süresince alınan (edinilen) malların değeri, istisnai durumlar dışında, yarı yarıya paylaştırılır. Her iki dönemde de geçerli olan kural ise, bekarken alınan mallar, boşanırken açılan mal paylaşımı davasına dahil edilmez. Bunlar kişisel mallardır.

    Boşandıktan sonra açılan mal paylaşımı davasına göre, önce her eş kendisine ait olan kişisel eşyalarını alır. Eşlerden birinin başka sebeplerden üçüncü kişilerden alacağı varsa bu davaya konu edilmez. Sadece eşlerden birine tahsis edilmiş ve ona ait olmuş eşyalar mal paylaşımı davasına dahil edilmez.

    Ardından evlilik süresince edinilmiş mallar yarı yarıya paylaştırılır. Örneğin çift evliyken, başka bir ev alarak yatırım yaptıysa bu ev yarı yarıya paylaştırılır. Bazı çiftler evlenirken evlilik sözleşmesi yaparlar. Bu yapıldıysa kişisel mallar ve paylaşıma dahil olmayacak kişisel eşyalar ve mallar hariç tutulacaktır. Eşlerden biri eğer, evlilik süresince elde edilen bir malın kişisel mal olduğunu iddia ediyorsa bunu ispat etmek zorundadır. İspatlayamadığı takdirde o mal, edinilmiş mal sayılır ve yarı yarıya paylaştırılır.

    Çiftler boşandıktan hemen sonra mal paylaşımı davasını açmak zorunda değildir. 10 Yıl boyunca mal paylaşımı davası açabilirler ancak 10 yılın geçmesi durumunda artık böyle bir dava açılamaz. Anlaşmalı boşanmalarda, mal paylaşımları boşanma protokolünde açık olarak belirtilir ve çiftler bunu imzalayarak mahkeme huzurunda da kabul ederlerse artık başka bir davada ileri süremez ve aksini iddia edemezler. Ancak biz niteliği gereği çabuk sonuçlanan ve kapsamlı bir yargısal tahkikatın bulunmadığı anlaşmalı boşanma davalarında, protokole derc edilen birkaç cümlelik kararlaştırılmalarla mal paylaşımı konularının karara bağlanmasını tavsiye etmiyoruz. Boşanma avukatlarının bildiği üzere anlaşmalı boşanmanın temel amacı çiftlerin dostça ve hızlı bir şekilde boşanmalarıdır. Mal paylaşımı ise kapsamından hesaplama yöntemine kadar oldukça teknik bir konudur ve alışılageldik anlamda tahkikat süreçleri içermeyen anlaşmalı boşanma davalarının kapsamına dahil edilmemelidir. Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın ferilerinden kabul edilen hususular dışındaki konulara girilmemelidir. Aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında, aldatan eş, edinilmiş mallardan mahrum bırakılabilir. Evlilik birliğini sarsan temel sebeplerden olan aldatma durumunda, diğer eşin istemesi durumunda aldatan eş hiçbir pay alamayabilir.

    Bazı durumlarda eşler anlaşmalı boşanmalı boşanma davası devam ederken daha önce mutabık kaldıkları hususlarda anlaşmazlığa düşebilirler. Ya da fikirlerini değiştirerek daha fazla mal konusunda talepte bulunabilirler. Bunun nedeni her konuda anlaşmadan dava açılması da olabilir. Bu durumda anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli davalara döner ve süreç uzar.

    Çok sık olmasa da formalite olarak da boşanan çiftlere rastlanabilmektedir. Bunlar genellikle eşin aşırı borçlanması sebebiyle cebri icra süreçlerinden sorumlu olmamak, ölen sigortalı nedeniyle yetim aylığı bağlatmak ya da başka türlü maddi menfaatler düşünülerek gerçekleştirilen boşanmalar olmaktadır. Sebebi ne olursa olsun mahkeme salonlarında kesinleşen boşanmalar, resmi olarak çiftlerin ayrılığı anlamına gelmektedir. Boşanma protokolünde açıkça belirterek hakimin onayına sunabilirler. Ancak çekişmeli boşanmalarda eğer kusur yoksa genelde yarı yarıya mal paylaşımı yapılır.

    Çiftlerin bekarken aldıkları mallar bu paylaşıma dahil edilmez. Aynı şekilde evlendikten sonra alınan ama taraflardan birinin şahsına ait olan mallar da bu paylaşımlara dahil edilmez. İyi ve deneyimli bir avukatla mal paylaşımları konusunda haksızlığa uğramazsınız. Bu yüzden avukat seçimi oldukça önemlidir.

    Boşanma Davası : Ziynet Ve Çeyiz Eşyası ile ilgili yargıtay kararı örneği

    Boşanma Avukatı Ücreti

    Boşanma avukatlarının ücretlerinde üst sınır belirtilmezken, alt sınır her yıl adalet bakanlığının uygun bulmasıyla barolar birliği tarafından yayınlanır. 2022 yılı için belirlenen boşanma avukatları ücretlerinin alt limiti 5100 TL’dir. Ancak bu tutara davaya bakacak avukat bulmak çoğunlukla mümkün olmaz. Tercih edeceğiniz boşanma avukatı en az 5100 TL ile anlaşabilirken üst limit için herhangi bir tutar belli değildir. Ancak avukatın bu tutarın altında bir ücret alması yasaktır. Üst limit ise tamamen avukata bağlıdır.

    Yayınlanan bu asgari ücretin yanı sıra avukatların mensubu oldukları barolar tarafından da tavsiye niteliğinde ücret tarifeleri açıklanmaktadır. Avukatlar için bu tarifedeki ücreti uygulamak zorunlu değildir. Avukat asgari ücretin altına düşmediği takdirde dilediği fiyatı belirleyebilir. Bu tavsiye niteliğindeki ücretler dava türüne göre belirlenir. Örneğin Bursa Barosunun tavsiye niteliğinde olan 2022 ücret tarifesine göre, anlaşmalı boşanma davası 12.000 TL, çekişmeli boşanma davası 15.750 TL olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda Bursa Barosundan örnek vermeye devam edersek, aile mahkemelerinde görülen davalar için de tavsiye niteliğinde ücret yayınlarlar. Bunlar;

  • Nişan bozulmasından kaynaklanan davalarda en az 10.250 TL,
  • Nafaka davası 11.000 TL,
  • Evlat edinme davası 11.000 TL,
  • Velayet davası 11.000 TL olarak örnek verilebilir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi bunlar yalnızca tavsiye niteliğinde ücretlerdir. Bursa boşanma avukatı olarak iş yapan bir avukat, bu tavsiye niteliğindeki ücretlere bire bir uyabilir ya da kendisi daha az ya da daha fazla bir ücret de talep edebilir. Bu şekilde belirlenen avukatlık ücretlerinde size ve bütçenize en uygun olan avukatla çalışabilirsiniz.

    Boşanma davalarında ödemeyi kim yapar sorusunun yanıtı ise, ücret konusunda en çok sorulan sorulardan biridir. Tutulan avukatın ücretini elbette karşı taraf ödemez. Karşı taraf, ancak mahkeme tarafından haksız bulunursa çeşitli yargılama giderlerini öder, bu da mahkeme kararıyla belirlenir. Onun dışında taraflar tuttukları avukatların ücretlerini kendileri öder.

    Boşanma davalarında, diğer tüm davalarda da olduğu gibi avukat şartı elbette yoktur. Taraflar savunmalarını kendileri yaparak avukat tutmaz ve avukat ücreti de ödemekten kurtulabilirler. Ancak bu hesaptan karlı çıkana nadiren rastlanabilir. Elbette boşanma davalarında iyi bir avukat tutulması avantajlı olacaktır.

    Maddi olarak avukat tutacak gücü olmayanların adli yardım kurumu kapsamında ücretsiz avukat yardımından yararlanmaları mümkündür. Her baro bünyesinde adli yardım büroları bulunmaktadır. Bursa’da ücretsiz avukat yardımından yararlanmak için Bursa Barosu Adli Yardım Merkezine başvurmak gereklidir. Adli yardım bürosunca atanan avukatların ücretli tutacağınız avukattan bir farkı yoktur. Onlarla da davalarınızda istediğiniz başarıları elde edebilirsiniz.

    Çekişmeli Boşanma

    Eşler boşanma konusunda anlaşamadığında deliller ve tanıklarla birlikte çekişmeli boşanma davası açılır. Anlaşmalı boşanma davasına göre daha uzun süren ve daha masraflı olan çekişmeli boşanma davalarında bu yüzden avukat seçimi çok daha önemlidir. Çekişmeli boşanma davalarında özel ya da genel olacak sebepler sunulmalıdır. Taraflar sunduğu sebepleri delillerle ve tanıklarla desteklemek zorundadır.

    Taraflardan biri boşanma davası açtığında dava dilekçesi, diğer tarafa tebliğ edilir. Ardından duruşma günü belirlenir ve ilk duruşma aslında bir ön inceleme ve anlama duruşmasıdır. Ön inceleme ve araştırma yapılır. Bu aşamada hâkim uyuşmazlığı tespit edip tarafları sulha yani dava konusu üzerinde anlaşmaya davet eder.

    Eğer taraflar anlaşmaya varamaz ve sulh olmazsa, hâkim tanıkların dinlenmesi ve delillerin toplanması için yaklaşık iki hafta süre verir. Taraflar bu sürede hukuka uygun her türlü delilin toplanmasını talep edebilir veya kendileri mahkemeye sunabilirler. Elbette bu delilleri ve ilgili oldukları vakıaları (olayları) dava ve cevap dilekçelerinde zikretmiş olmalıdırlar. Aksi halde savunmanın veya iddianın genişletilmesi yasağıyla karşı karşıya kalabilirler. Avukatınız bu gibi riskler konusunda sizi bilgilendirecektir. Bu bahsedilen deliller birçok şeyi içerebilir. Fotoğraf, video, arama kayıtları, whatsapp konuşmaları gibi elektronik deliller, delil olarak sunulur. Ancak ikinci bir talep olmazsa konuşma içerikleri verilmez. Yalnızca mevcut olan iletişim trafiği tespit edilir.

    Ufak bazı araştırmalar da mahkeme ve polis tarafından yapılır. Hastane kayıtları, çalışma yerleri gibi sosyal ve ekonomik durumları, yaşadıkları yerler gibi tespitler yapılır. Bunun dışından en önemli deliller, üçüncü kişilerin ifadeleri olur.

    Boşanma davalarında tanıklar en yakınlardan, yaşanan geçimsizlik ya da diğer sorunları en iyi bilenlerden ve şahit olanlardan seçilmelidir. Bu davanın başarılı olmasında büyük etkendir. Tanıkların görgüye dayalı bilgisi olan kişiler arasından seçilmesi önemlidir. İddia edilen vakıayı bizzat görmüş, duymuş olay anında orada bulunmuş kişilerin tanıklıkları güçlü delil olur. Örneğin şiddet sebebiyle ortaya çıkmış geçimsizlik nedeniyle açılan bir davada, bu şiddet eylemini görmüş olan karşı komşu tanık olarak sunulabilir. Anne, baba, kardeş gibi çok yakın akrabalarının tanık olarak gösterilemeyeceğini veya bunların ifadelerinin mevcut yakınlık nedeniyle taraflı olarak kabul edileceğini ve dikkate alınmayacağını düşünen kişilere de rastlamaktayız. Bu doğru değildir. Önemli olan tanığın akrabalık veya samiyet derecesi değil iddia olunan vakıaya gerçekten şahit olmasıdır. Aksi kanıtlanmadıkça her tanığın doğru söylediği kabul edilir. Taraflar ile yakınlık tanıklığa engel değildir. Ancak kişinin tanıklıktan çekilmesi için bir sebep olabilir. Kaldı ki boşanma davalarında ileri sürülen iddialar genellikle kişilerin özel yaşam alanları ile ilgili olduğundan bu vakıaların (olayların) tanıkları çoğu zaman sadece yakın akraba ve arkadaşlar olabilir.

    Boşanma davaları ortalama bir sene olmadan sonuçlanabilir. Anlaşmalı olmayan bir davaya göre oldukça iyi bir süredir. Üstelik yıl içerisinde 40 günlük adli tatil de vardır. Ancak deneyimli ve başarılı bir avukat seçimi oldukça önemlidir. Doğru bir avukatla çekişmeli boşanma davasında tahmin ettiğinizden ya da razı olduğunuzdan daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu yüzden özellikle alanında başarılarıyla tanınan ve bu işte iyi olan avukatların tercih edilmesi önemlidir. Boşanma davalarında avukat, en çok çekişmeli davalarda önemlidir.

    Çünkü deliller, tanıklar ve bunların sunulması, mahkemece kullanılması ve sorgulanması davaya büyük ölçüde yön verir. Sizin çok iyi sonuçlarla mahkemeden ayrılmanızı iyi bir avukat sağlayabilir. Tahmin ettiğinizden daha olumsuz bir şekilde sonuçlanmasına da avukatın varlığı ve rolü etkili olabilir. Bu yüzden nerede olursanız olun bulunduğunuz yerde boşanma avukatları konusunda iyi bir araştırma ile avukat seçimini yapmanız özellikle çekişmeli olan boşanma davalarında oldukça önemlidir. Bu sayede zarar görmez, daha iyi sonuçlarla mahkemeyi bitirebilirsiniz.

    Çekişmeli boşanma için ayrıntılı soru cevap

    Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse

    Boşanma davalarında sık yaşanan durumlardan biri de karşılıklı olmayarak açılan davalardır. Eşlerden birisi boşanmayı isterken, diğer eş istemez. Bu durumda ortaya çıkan çekişme mahkemece karar bağlanır. Ancak şöyle bir durum da olabilir. Hatta buna çok rastlanır. Tarafların ikisi de boşanmayı ister ancak velayet, nafaka gibi durumlarda anlaşamazlarsa bu durumda da dava çekişmeli olarak açılır. Bu ihtimalde çoğunlukla her iki tarafta boşanma davası açar. Burada daha çok erkeğin boşanmayı kabul etmeyip, kadının boşanma konusunda kararlı olduğu örneklere rastlanmaktadır. Bu durumlarda her bir olay için somut delillerle dava dilekçesi hazırlanıp sunulmalıdır. Bunun için de uzman bir avukatla çalışılması gerekir.

    Sade bir şekilde, kadın boşanmak isterken, erkek diğer sebeplere bakmaksızın boşanmak istemiyorsa bu durumda yalnızca tek seçenek kalır. İhtilaflı yani diğer adıyla çekişmeli boşanma davası açılması gerekir. Boşanmak istemeyen eş, hala istemiyorsa bile davaya katılmak zorundadır. Israrla katılmazsa, dava o olmasa da devam eder. Bu durum elbette boşanmak istemeyen erkeğin zararına sonuçlara sebep olacaktır. Bu yüzden boşanmak istemese bile davaya katılması onun için daha iyi olacaktır. Boşanmayı istemeyen taraf da, mahkemeyi boşanma davasının reddi konusunda ikna etmesi için deliller sunmalıdır. Eğer davaya katılmazsa, delil sunmaz, sessiz kalır ve boşanmamak için çaba göstermezse sonucun aleyhine çıkması kuvvetle muhtemeldir. Taraflardan boşanmak isteyen kadın boşanma talebini dayanakları ve delilleri ile birlikte dava dilekçesi dediğimiz bir dilekçe ile mahkemeye sunar. Erkek de boşanmak istemediğine dair talebi ile dayanak ve delilerini cevap dilekçesi adı verilen bir dilekçe ile mahkemeye bildirerek davanın reddini ister. Avukat aracılığıyla takip edilen davalarda bu dilekçeleri müvekkili ile işbirliği içerisinde avukat hazırlar. Burada avukatın rolü çok büyüktür ancak iyi bir sonuç avukat ile müvekkilinin senkronize çalışmasıyla gelir. Boşanmak istemeyen taraf ağır veya en azından eşit kusurluysa ve bu ispatlanabiliyorsa, bu durumda boşanma gerçekleşir. Önemli olan kusurların ve sebeplerin ispatlanabilir olmasıdır. Boşanmak istemeyen eş, kendisine ulaşan evraka en geç 2 hafta içerisinde cevap vermek ve karşı dilekçe yazmak zorundadır.

    Örneğin, boşanmak isteyen kadının dilekçede belirttiği tek bir sebebe, erkek itiraz ederek deliller ve tanıklarla da olayın ya da konunun öyle olmadığını ispatladığında hâkim tarafından kadının açtığı boşanma davası reddedilir. Kadın, bu konuda haksızlığa uğradığını düşünmeye devam eder ve gerekçe onun için yetersiz gelirse bir üst mahkemeye davayı taşıyabilir. İstinaf ve Yargıtay’a başvurduğunda evlilik statüsü hala devam eder. Kadın da dava sürecinde boşanma konusundaki ısrarını ve haklı gerekçelerini göstermelidir.

    Ne olursa olsun boşanmak istemeyen bir erkek varsa, süreç oldukça zor ve uzun olacaktır. Eş, boşanmamak için elinden geleni yapar, açıkça ben eşimi seviyorum, boşanmak istemiyorum, gibi ifadelerde de bulunursa ve eğer ağır kusurlu değilse boşanmanın gerçekleşmesi oldukça uzun sürecektir. Bu hem maddi hem de manevi olarak süreci uzatarak yıpranmaya da sebep olacaktır.

    Çekişmeli boşanmaların zaman zaman anlaşmalı boşanmaya dönmesi de mümkündür. Bu genelde oldukça uzayan ve sancılı olan süreçlerin sonunda, çiftlerden diğer tarafın da artık yıpranarak barışma umudunun kalmaması sonucunda boşanmaya karar vermesiyle gerçekleşir. Bu durumda yapmaları gereken anlaşmalarını açık ve net bir şekilde belirterek hâkime sunmalarıdır. Hâkim onayladıktan sonra boşanma gerçekleşir. Bazı durumlarda ise tam tersi olarak anlaşmalı boşanmalar, çekişmeli boşanmaya dönebilir. Bu durumda da taraflardan biri, bir ya birkaç konuda anlaşmazlık yaşamaları nedeniyle vazgeçerek süreci çekişmeli hale getirir.

    Eğer boşanma davası reddedilirse, kadın yeniden aynı belgelere dayanarak boşanma davası açamaz. Yeni delil ve olaylara istinaden dilekçe yazılarak dava açılabilir. Yani aynı çift yeni bir davada yeniden bir araya gelebilir. Aynı konulardan dava açılması mümkün değildir. İlk davada boşanmak istemeyen taraf, bu olaylardan sonra karar değiştirerek boşanmak isteyebilir. Bu sefer o da aynı şekilde delillerle birlikte dava açmalıdır.

    Kadının boşanmak isteyip, erkeğin istemediği duruma sık rastlanır. Öncelikli sebebi kadınların eşlerini sevseler bile kendi onur ve gururunu inciten olayların yaşanmasıdır. Erkek ise eşini severek hata yapmış olsa bile pişman olarak kurulu düzenini bozmak istemez. Aynı zamanda iş hayatı ve sosyal hayatında da yaşayacaklarından ve eğer kusurluysa yaşayacağı itibar kaybından da endişe duyarak boşanmak istemeyebilir. Bazı durumlarda ise erkek sırf inat sebebiyle boşanmak istemeyebilir. Erkek boşanmak istemese bile kusurlar ve deliller yeterliyse boşanma gerçekleşir.

    Boşanma Avukatına Sıkça Sorulan Sorular

    Boşanma konusunda birçok soru sorulmaktadır. Bazen anlık bir öfkeyle açılan davalara, bazen yıllarca sabredilen veya düşünülen süreçlerin sonunda açılan davalara rastlanmaktadır. Her türünde de çoğu insan için ilk kez yaşanan süreçler olduğu için oldukça fazla soru işareti de bulunur. Ayrıntı için web sitemizde bulunan Anlaşmalı Boşanma Davaları Hakkında Sık Sorulan Sorular Ve Çekişmeli Boşanma Davaları Hakkında Sık Sorulan Sorular başlıklı makalelerimizi okuyabilirsiniz.

    Bu bölümde de çok rastlanan birkaç örneğe yer verilecektir.

    1Nasıl en kısa sürede boşanırım?

    Bunun için tek seçenek eşinizle her konuda anlaşarak bir boşanma protokolü hazırlamanız olacaktır. Ardından avukatlarınızla açtığınız anlaşmalı boşanma davasında dilekçe sunulur. Hâkim, taraflardan birini aşırı derecede mağdur edecek bir durum görmediği sürece boşanmayı onaylar ve resmi olarak çiftin ayrılığı kesinleşmiş olur.

    2Boşanma davasını açan taraf olmak önemli midir?

    Bazı eşler boşanmaya karar verdiğinde ve bu genellikle hiddetli bir süreç olduğunda çiftler önce dava açmak için yarışırlar. Bu durum davayı açan, eşini boşar anlamına gelmez. Herhangi bir artısı ya da eksisi yoktur. Bu yüzden boş yere önce dava açmaya uğraşmak yerine haklı sebepler konusunda yeterince güçlü deliller bulmak daha avantajlı olacaktır.

    3Boşanma davası ne kadar sürer?

    Bu sorunun net bir cevabını vermek mümkün değildir. Anlaşmalı boşanma davaları oldukça kısa sürede sonuçlanırken, çekişmeli boşanma davaları daha uzun sürmektedir. Bunun sebebi ise tarafların süreci anlaşamadıkları konular sebebiyle uzatmasıdır. Ancak ortalama olarak bir yılı geçmez.

    4Tek taraf istemezken boşanma davası açılabilir mi?

    Elbette açılır. Ancak eşiniz istemiyorsa süreç uzun olacaktır. Eğer eşiniz davaya hiçbir şekilde katılmaz ve sessiz kalırsa yine sizin için yararlı bir durum olur ve süreç hızlanır. Ancak eşiniz de davaya katılır ve boşanmamak için sebepler gösterirse, hakim de bunlara hak verirse boşanma reddedilir. Bunun yanı sıra eğer ağır kusurlu bulunan taraf eşinizse, istemese de boşanma gerçekleşir.

    5Avukat tutmadan boşanma davası açılabilir mi?

    Dava türü ve konusu ne olursa olsun avukat tutmak zorunlu değildir. Adli yardımın koşulları varsa devletin atadığı avukatla işleri devam ettirebilir ya da avukatsız olarak da duruşmalara katılabilirsiniz. Ancak eğer imkân varsa bir avukat tutmanız daha iyi olacaktır. Hem süreci bilen hem de işi bu olan avukatlar bu sayede sizlerin olabildiğince az zarar görmenizi sağlayarak işlerini yapacaktır.

    6Boşanma kâğıdı gönderildiğinde ne yapılır?

    Eğer eve gelen bir boşanma kâğıdı bir başka ifadeyle dava dilekçesi varsa, bu eşinizin çekişmeli bir boşanma davası açtığını gösterir. Burada iddia edilen konular doğru mu, boşanmayı istiyor musunuz ya da sizin açınızdan durum farklı mı gibi soruların cevaplarına karar vererek cevap dilekçenizde durumu bildirmeniz gerekir. Bu işlemler, dilekçe geldikten sonraki iki hafta içerisinde yapılmalıdır. Eğer dilekçe vermez ya da vermeyi unutursanız tanık dinletme, delil sunma gibi avantajları durumları artık kullanamazsınız. Davanın büyük ölçüde lehinize dönmesine sebep olursunuz.

    7Yıllarca ayrı yaşıyoruz, karı – koca hayatımız yok. Hâkim bizi otomatik olarak boşar mı?

    Böyle bir şey hukuksal açıdan mümkün değildir, siz dava açmadan ve boşanma talebinde bulunmadan ve elbette boşanma sebeplerini kanıtlamadan bu şekilde boşanma gerçekleşmez.

    8Dava türüne göre boşanma ücretleri değişebilir mi?

    Elbette dava türüne göre de avukata göre de ücretler değişiklik gösterebilir. Anlaşmalı bir boşanma davası ile çekişmeli bir davanın ücretleri aynı olmaz. Seçtiğiniz avukatların da ücretleri birbirinden farklı olabilir. Bunda en çok tecrübenin etkisi vardır. Aynı zamanda bulunulan il ya da bölge de fiyatlarda etkilidir. Alt limit belli olacak şekilde ancak üst limit sınırsız olarak avukatlar kendi ücretlerini belirleyebilir.

    9Boşanmak istemiyorum, mahkemeye gitmesem olur mu?

    Ne yazık ki bu süreçten kaçmanızı sağlamaz. Gereken yazılara ve dilekçelere zamanında dönüş yapılmazsa süreç karşı tarafın sessiz kalmasına rağmen devam eder. Eğer boşanma istenmiyorsa bile boşanmak istemeyen taraf bu konuda hâkimi ikna edecek deliller sunmalıdır.

    Boşanma davalarında, birçok kişi bu süreçle daha önce karşılaşmadığı için sorularının olması çok normaldir. Bunlar en çok sorulan sorular olsa da daha farklı birçok soru da akla gelebilir.  Bu ve bunun gibi sorularına avukatları sayesinde yanıt alabilirler. Bu açıdan bilgili ve tecrübeli avukatların tercih edilmesi daha avantajlı olur. Böylece sorulara doğru ve kesin yanıtlar alarak süreçte daha hâkim olarak daha başarılı sonuçlar elde edebilirisiniz. 

    10Dosyamız istinafta ne zaman döner?

    Bölge adliye mahkemelerinin iş yüküne göre değişmekle birlikte istinaf incelemesi 1 -2 yıl sürebilmektedir. 

    11Boşandıktan sonra kimliğimi ne zaman değiştirebilirim?

    Boşanma kararı kesinleştikten sonra kimliğinizi değişirebilirsiniz.