Başlıklar
ToggleYoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafın, diğer eşten süresiz olarak mali destek talep edebilmesine olanak tanıyan bir nafaka türüdür. Bu nafaka türü, genellikle evlilik birliği boyunca ekonomik olarak daha zayıf konumda olan tarafın, boşanma sonrası hayatını sürdürebilmesi amacıyla öngörülmüştür.
Bu şart, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinin temel dayanağını oluşturur. Kanuna göre, yoksulluk nafakası talep edebilmek için, boşanmanın ardından nafaka isteyen eşin yaşam standardının ciddi biçimde düşmesi, yani asgari geçim koşullarının altına düşmesi gerekir.
Yargıtay 3. HD, 2013/21504 E., 2014/6109 K. sayılı kararında, yalnızca düşük gelirli olmak değil, gerçek anlamda yoksulluğa düşme riski bulunmasının gerektiğini vurgulamıştır.
Nafaka istenen eşin ödeyebilme gücünün de mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Yani, yoksulluk nafakasına hükmedilmeden önce, karşı tarafın da bu yükümlülüğü kaldırabilecek gelir, mal varlığı veya ödeme kapasitesi olup olmadığı incelenir.
Yargıtay 2. HD, 2012/3148 E., 2012/22407 K. sayılı kararında, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumu dikkate alınarak nafaka yükümlülüğü kaldırılmıştır.
Yoksulluk nafakası, sosyal devlet anlayışı çerçevesinde korumaya değer durumda olan eş lehine düzenlenmiştir. Ancak, boşanmada ağır kusurlu olan tarafın lehine nafakaya hükmedilmesi söz konusu değildir.
Yargıtay 2. HD, 2015/7642 E., 2015/14094 K. kararında, “ağır kusurlu eşin lehine nafaka verilmesi hukuka aykırıdır” denilerek bu ilke vurgulanmıştır.
Yoksulluk nafakası, mahkemenin kendiliğinden (re’sen) hükmedeceği bir hak değildir. Talep, boşanma davası sırasında veya boşanma kararından sonra ayrı bir dava ile açıkça ileri sürülmelidir.
📌 Uygulamada sık yapılan hata: Tarafların sadece “nafaka istiyorum” gibi belirsiz ifadeler kullanması. Bu tür ifadeler yoksulluk nafakası talebi olarak yorumlanmayabilir. Dilekçede açıkça “yoksulluk nafakası” denmelidir.
Özetle
Şart | Açıklama |
Yoksulluğa düşme | Talep eden eşin yaşamını tek başına sürdürememesi |
Nafaka ödeme gücü | Karşı tarafın ekonomik olarak bu yükü karşılayabilecek durumda olması |
Ağır kusur durumu | Ağır kusurlu eş lehine nafaka verilmez |
Açık talep şartı | Mahkeme nafakaya re’sen hükmedemez; açık talep gerekir |
Uygulamada en çok karşılaşılan tartışmalardan biri, çalışan ve düzenli gelir elde eden eşin yoksulluk nafakası talep edip edemeyeceğidir. Bu noktada, yoksulluk nafakasının amacına bakıldığında, gerçekten geçimini sağlayamayacak durumda olan eşin korunması hedeflenmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2012/3148 Esas, 2012/22407 Karar sayılı ilamında şu hususlara dikkat çekilmiştir:
“Davacının çalıştığı, düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının mali gücü de dikkate alındığında, davacı yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi hakkaniyete uygun ve isabetli görülmemiştir.”
Bu kararda, çalışarak düzenli ve yeterli gelir elde eden bir eşin, artık yoksulluk nafakası alamayacağı yönünde açık bir içtihat ortaya konmuştur.
Bu içtihat doğrultusunda;
Yargıtay, düzenli gelir sahibi eşe nafaka verilip verilemeyeceğini değerlendirirken sadece gelir durumuna değil;
Bu nedenle her somut olay kendi özelinde değerlendirilmelidir.
Yargıtay’ın düzenli gelir elde etmenin yoksulluk nafakasına mani olacağına dair içtihadı nedeniyle, sırf kadın ya da boşanmış eş olmak yoksulluk nafakası almak için tek başına yeterli değildir. Nafaka isteyen tarafın gerçekten yoksulluğa düşmesi, yani kendi geçimini sağlayamayacak durumda olması gerekir. Aksi takdirde, mahkemeler nafaka talebini reddetmekte ve hakkaniyete uygun olmayan sonuçların önüne geçmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin , çalışan ve bu nedenle düzenli geliri bulunan eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ‘hakkaniyete uygun ve isabetli olmayacağına’ dair yeni bir kararı aşağıdadır.
T.C. Y A R G I T A Y
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012/3148 KARAR NO: 2012/22407
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN :
MAHKEMESİ : Bursa 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 21.10.2011
NUMARASI : Esas No: 2010/1445 Karar No:2011/1121
DAVACI :B.K.
DAVALI : K.K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma
TEMYİZ EDEN :Davalı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının çalıştığı, düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının mali gücü de dikkate alındığında davacı yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi hakkaniyete uygun ve isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.09.2012 (Salı)