Başlıklar
ToggleBu yazımızda mirasın reddi kurumunu bütün yönleriyle ve uygulamaya dönük bir bakış açısıyla ele alacağız.
Reddi miras; yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü hak, alacak, borç ve yükümlülükten oluşan mirasını kabul etmekten kaçınmalarıdır.
Miras bırakanın hak ve alacaklarının yanında borç ve yükümlülüklerini de ihtiva eden miras; murisin ölümüyle birlikte yasal veya atanmış mirasçılara kendiliğinden geçer (TMK m. 599 ) Bunun sonucu, mirasçıların miras bırakanın borçlarından terekeyle birlikte kendi mal varlıklarıyla da sorumlu olmalardır. Miras bırakanın terekesinin borca batık olması halinde mirasçıları ölenin borçlarını üstlenmekten kurtaran bir miras hukuku kurumu olarak reddi miras müessesi düzenlenmiştir.
Mirasın reddi ile terekenin sadece pasifini kabul etmekten kaçınmak mümkün değildir. Miras bir bütün olarak hak ve alacakları da içerecek şekilde reddedilmektedir. Mirası reddetme hakkı sadece yasal ve atanmış mirasçılara aittir. Bu işlem miras bırakanın ölümünden sonra yapılabilir.
Reddi miras, 3 ay içinde yapılmalıdır (TMK m.606). Bu süre hak düşürücü sürelerdendir. Mahkemece kendiliğinden gözetilir. Kanunda yazılı bu süre içerisinde mirasın reddi beyanının mahkemeye ulaşması gerekir.
Yasal mirasçılar için üç aylık reddi miras süresi mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihte, yasal mirasçı olduklarını daha sonra öğrenmişlerse bu durumu öğrenme tarihinden itibaren başlar.
Vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun sulh hukuk m mahkemesi tarafından kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
TMK m. 606 mirasın reddi için mirasçılara 3 ay süre tanır. Yasal süre içinde reddi miras yapılmazsa TMK m. 610/1 gereği mirasçının mirası red hakkı düşer ve mirası kayıtsız ve şartsız olarak kazanmış sayılır. Bunun istisnası terekenin borca batık olmasıdır. Buna göre, murisin ölümü tarihi itibariyle tereke borca batık ise bir başka ifadeyle terekenin pasifi aktifinden fazla ise tereke mirasçılar tarafından reddedilmiş sayılır. Ancak bunun için aşağıda açıklanacak olan mirasın hükmen reddi davasının açılması gerekir.
Mirasın reddi talebi miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Ergin ve ayırt etme gücünü haiz mirasçılar, mirası yazılı veyahut sözlü olarak reddedebilirler. Bu beyan kayıtsız ve şartsız olmalıdır, mirasın kısmen reddi örneğin sadece pasifinin reddi mümkün değildir. Ehliyetsizler için reddi miras yasal temsileri tarafından yapılabilir. Kısıtlılar için vesayet makamından alınacak izinle vasi mirasın reddini talep edebilir. Sınırlı ehliyetsizler ise yasal temsilcilerinin onayıyla kendisi yapabileceği gibi yasal temsilcisi de mirası reddedebilir. Yasal veya atanmış mirasçıların mirası reddederken; sonraki mirasçılara mirası kabul veya redde davet edilmelerini talep etmeleri mümkündür. Sonraki mirasçılar bu davetin tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde mirası kabul etmezlerse miras onlar tarafından da reddedilmiş sayılır.
Mirasın reddi; murisin yerleşim yerine göre belirlenen mirasın açıldığı yer sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanda bulunarak yapılabilir. (TMK, m.609). Sulh mahkemesi dışında bir mercii önünde örneğin noterde reddi miras yapılamaz. Yapılmış ise herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz.
Reddi Miras için önce sulh hukuk mahkemesinden veya noterden mirasçılık belgesi (veraset ilamı) çıkarılmalı, daha sonra belge aslı hazırlanacak mirasın reddi dilekçesine eklenerek murisin yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine başvurulmalıdır.
Mirasın reddi başvurusu; miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Mahkeme, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder ve şekli olarak inceler. Başvurunun süresi içinde olup olmadığına, mirasçılık sıfatına, dava ehliyetine bakar ve bir engel görmezse mirasın reddi beyanını mahkemenin özel kütüğüne tescil eder. Reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir (TMK m. 609/4)
Mirasın reddi ile yasal ya da atanmış mirasçının mirasçılık sıfatı geçmişe etkili olarak son bulur. Mirası reddeden kişi muristen önce ölmüş gibi kabul edilerek onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.
Murisin sosyal güvenlik kurumundan almakta olduğu maaş ölüm anındaki terekesine dahil değildir. Yargıtay mirası reddetmenin SGK tarafından dul veya yetim maaşı bağlanmasına engel olmayacağı görüşündedir. Aynı şekilde TMk m. 605 hükmü dairesinde mirasın hükmen reddi davası açıldığında daha önce murisin maaşının bağlanmış olması mirası sahiplenme veya benimseme olarak kabul edilemeyecektir.
Mirasçılardan biri tarafından reddi miras yapılması halinde mirası reddeden kişi muristen önce ölmüş gibi kabul edilir. Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.
Sağ kalan eşin mirası reddetmesi halinde eş muristen önce ölmüş gibi sonuç doğar. Yani sağ kalan eş yokmuş gibi miras diğer hak sahiplerine geçer.
Miras bırakanın altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer. Sağ kalan eşin anne-baba zümresiyle mirasçı olduğu durumda zümredeki yasal mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde sağ kalan eş yine terekenin tümüne sahip olur.
TMK m.612 ‘ ye göre “en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Bunun anlamı mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde mirasın ikinci derecedeki mirasçılara geçmeyeceğidir. Miras en yakın mirasçılar tarafından reddedildiğinde, Sulh Hukuk Mahkemesince süreye ve isteğe bağlı olmaksızın resmen tasfiye edilecek, borçlar ödendikten sonra artık bir değer olursa bu devlete kalmayacak, sanki mirası hiç reddetmemişler gibi birinci derece kanuni mirasçılara verilecektir.
Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır (TMK m. 611/2) . Yani aksi vasiyetnameden anlaşılmıyorsa atanmış mirasçının altsoyuna veya kanuni mirasçılarına geçmez. Bu durumda terekenin tasfiyesi de söz konusu olmaz. Miras payları terekeye döner ve kanuni mirasçılar arasında paylaştırılır.
Mirasın reddi ancak mirasın geçmesinden sonra yapılır. Mirasın geçmesi ise murisin ölümüyle gerçekleşir. Bu nedenle miras bırakana sağ iken mirasın reddi söz konusu değildir. Bununla birlikte miras bırakanın sağlığında yapılabilecek mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçı, miras hakkının tamamından veyahut bir kısmından vazgeçebilir. Mirastan feragat sözleşmesi muris ile herhangi bir mirasçı arasında yapılır.
Yasal mirasçılar mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını isteyebilirler. Bunun tasfiyeden önce yapılması şarttır.
Bu durumda reddi miras beyanı, sulh hukuk mahkemesince sonraki örneğin mirası reddedenin alt soyuna bildirilir. Sonra gelen mirasçıların mirası kabul etme hakkı vardır. Bu hak bir aylık hak düşürücü süreye tabidir. Sonra gelen mirasçılar bir ay içinde mirası kabul beyanında bulunulmazlarsa mirası reddetmiş sayılırlar (TMK m.614/2). Bu şekilde tüm sonra gelen mirasçılar mirası reddetmiş sayılırsa, miras yine iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir (TMK m.614/3).
Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan yasal süresi içinde sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra bundan ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.
Bunun dışında mirasın reddi beyanı bir hukuki bir işlemdir. Bu nedenle mirasın reddine ilişkin irade açıklaması iradeyi fesada uğratan hata, hile veya korkutma nedenlerinden biriyle sakatlanmış olan kişi borçlar kanunu genel hükümlere göre TBK m. 39’ da yazılı bir yıllık hak düşürücü süre içinde mirasın reddi beyanını iptal ettirme hakkına sahiptir.
Üç aylık reddi miras süresi içinde mirası reddetmeden ölen mirasçının mirası ret hakkı kendi mirasçılarına geçer (TMK m. 607/5). Bu mirasçılar için ret süresi, kendilerinin miras bırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar ancak kendilerinin miras bırakanından geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre (mirasçının mirasçıları için geçerli süre) dolmadıkça sona ermez. Ölen mirasçının mirasçıları için biri kendi murisine karşı diğeri de kendi murisinin miras bırakanına karşı mirasın reddi hakkı doğar. Ancak kendi murisine karşı sahip olduğu miras hakkını reddedip, murisine kalan miras hakkını kabul edemez. Zira kendi murisinin mirasını reddetmekle bu mirasın bir parçası olan önceki mirası da reddetmiş olmaktadır.
Bazı durumlarda yasal veya atanmış mirasçının reddi miras hakkı düşer. Bu durumda reddi miras yapılamaz, yapılmışsa hukuki sonuç doğurmaz.
Reddi miras aşağıdaki hallerde düşer.
TMK m. 606 ile öngörülen 3 aylık ret süresinin dolmasıyla reddi miras hakkı düşer. Bundan sonra mirasın gerçek reddi yapılmaz. Koşulları varsa mirasın hükmen reddi davası açmak mümkündür.
Mirasın reddi hakkından feragat mümkündür. Yasal veya atanmış mirasçılar reddi miras haklarından murisin son yerleşim yerinde bulunan sulh hukuk mahkemesine yöneltilen yazılı veya sözlü bir beyanla feragat edebilirler. Mirası ret hakkından feragat etmiş mirasçı artık reddi miras yapamaz.
Türk Medeni Kanunun 610/2. Maddesinde yazılı fiillerle terekeyi kabul iradesini eylemli ve örtülü olarak gösteren mirasçı mirası reddedemez.
Buna göre;
Yargıtay içtihatlarına göre Bir işlemin olağan yönetim işlemlerinden olup olmadığını belirlemek için özellikle işlemi yapan mirasçının amacını dikkate almak gerekir. Eğer mirasçının amacı mirasçı sıfatıyla terekeden tasarruf değil soyut olarak ileride mirası kabul ettiği zaman ihmal yüzünden gelebilecek zararın önüne geçmek ise yaptığı işlemin olağan yönetim işlemi olarak kabulü zorunludur. Bu kapsamda tereke mallarının çalınmaması için tedbir almak, tereke mallarını deftere kaydetmek, zamanaşımını kesmek için dava açmak, bir otelin, gazinonun müşterilerinin dağılmaması için vergi vermek, davaya veya icra takibine engel olmak için ivedi borçları ödemek olağan idarenin gerektirdiği işlemlerdir. (HGK, 08.02.1950 tarih, Esas/Karar: 140/20) Buna göre yüksek mahkeme mirasçının eyleminin tereke işlerine karışma olarak değerlendirilebilmesi için hangi maksatla hareket ettiğinin belirlenmesi gerektiği, amacı mirasçı sıfatı ile terekede tasarruf değilse, eylemlerinin tereke işlerine karışma olarak nitelendirilmeyeceği ve ret hakkının düşmeyeceği görüşündedir.
Yargıtay bir kararında mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmasının, yasal süresi içinde verilmemesinin sorumluluk yaratacağı düşüncesiyle mirası kabul anlamında yorumlanamayacağına karar vermiştir (14. H.D. E. 2016/16104, K. 2020/6246, T. 15.10.2020)
Diğer tüm dava ve kişiye sıkı surette bağlı haklardan olmayan hukuki işlemler gibi mirasın gerçek reddi işlemi ile mirasın hükmen reddi davaları avukat aracılığıyla takip edilebilir. Ancak bunun için vekaletnamede özel yetki olmalıdır. Özel yetki yoksa mahkemece bu eksiklik tamamlattırılacaktır
Destekten yoksun kalma tazminatı, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak değildir. Yargıtay’a göre , destekten yoksun kalma tazminatı ölüm ile doğmasına rağmen, miras bırakandan mirasçılara geçen bir hak değil, doğrudan desteğin gelir ve yardımından yoksun kalan destek olunanın şahsından doğan bağımsız bir haktır. Bu nedenle ölenin mirasçısı olmayan kişiler de , koşulları varsa, bu tazminatı talep edebilirler. Aynı şekilde ölenin mirasını reddetmiş olan kişi de destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Daha geniş bir açıklama için https://demirbas.av.tr/destekten-yoksun-kalma-tazminati-mirasin-reddi/ linkinde yer alan kararı inceleyebilirsiniz.
Türk Medeni Kanunu, mirasçının alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddetmesi durumunda, mirasçıların alacaklılarını korumak amacıyla bazı hükümler sevk etmiştir.
TMK’nun “Mirasçıların Alacaklıların Korunması” başlıklı 617 maddesi “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.” hükmünü havidir.
Reddi mirasın iptali davası, ret tarihinden itibaren altı ay içinde mirası reddedene ve reddedenin mirasçılarına karşı açılır. Reddin iptaline karar verilmesi halinde miras resmen tasfiye edilir.
Bulunduğunuz yerde baroya kayıtlı her avukat bu davalara bakabilir. Avukatınız mirasın gerçek ve hükmen reddinde dilekçelerin hazırlanması, dava açılması, davanın takibi işlerini görecek ve size miras hukukuna ilişkin konularda tavsiyelerde bulunacaktır.
Mirasın hükmen reddi davası hakkında dava dilekçesi ve karar örneği de içeren kapsamlı bir inceleme için tıklayınız.
Avukat yardımı olmadan mahkemelerde dava ve iş yürütmek çeşitli hak kayıplarına neden olabilir. Her türlü hukuki iş ve işlemlerinizde mutlaka bir avukattan yardım alınız. Öte yandan yargısal başvurularda internetten alınmış hazır dilekçe içeriklerinin kullanılması uygun değildir. Özellikle mirasın hükmen reddi davasında terekenin borca batıklığı, davacı mirasçı tarafından sahiplenilmediği gibi huşulara ilişkin vakıa (olgu) ve deliller ayrıntılı olarak ortaya konulmalıdır. Aşağıdaki dilekçe örnekleri, dilekçenin zorunlu unsurlarını göstermek ve içeriği hakkında bir fikir vermek için paylaşılmıştır.
SULH HUKUK MAHKEMESİ’ NE
BURSA
DAVACI :…….
VEKİLİ :…….
KONU : Mirasın reddinin tescili talebidir.
AÇIKLAMALAR :1- Müvekkilimizin annesi ve babası geçirdikleri bir trafik kazası neticesinde ……. tarihinde ölmüşlerdir. Mirasçı olarak müvekkilimiz ve kız kardeşi kalmışlardır. Nüfus kayıtları ……. İli, ……. İlçesi, ……. Mahallesi, ……. Cilt No, ……. Sayfa No ve ……. Kütük Sıra Nodadır.
2- Müvekkilimizin anne ve babasının ölümü üzerinden üç aylık yasal süre geçmeden murislerin miraslarını kayıtsız ve şartsız olarak reddediyoruz.
YASAL NEDENLER : MK,HUMK
DELİLLER : Nüfus kaydı, tanık beyanı
İSTEM SONUCU : Açıklanan nedenlerle müvekkilimizin murisleri …. ve…. nin miraslarını reddettiğinin tesciline karar verilmesini talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
Avukat Hüseyin Demirbaş
2 Comments
Merhaba babam henüz yeni vefat etti biz 3 kardeşiz bir de annem var annem ve bir kardeş reddi miras yaptı mirası red eden kardeşin hakkı alt soyuna geçti alt soy da mirası red ederse miras kalan 2 kardeşe mi geçer
İyi günler rahmetli dedemden yaklaşık 20 sene sonra 30 dönüme yakın tarla ortaya çıktı. Tarla da acil kamulaştirma olduğu için hemen veraset ilamı cikarttirdim. Fakat dedemin varisleri olarak 4 torun ve 2 gelini gözüküyor. Amcamın eşi amcam vefat edince borcundan dolayı reddi miras yaptı. Aynı işlemi bizde yaptırdık. Biz veraset ilamı cikarttirirken yengemin reddi miras yaptığı kararı mahkemeye sunmadik ve mahkeme de onada pay duştu. biz de reddi miras yaptığımız için amcamın hakkından yengeme düşen payın bize dusmeyecegini ve bu payın ilerde yengeme herhangi bi sıkıntı cikartacagini söyledik ama bize inanmadı bu konu hakkında sizden bilgi alabilirmiyim.