• +90 224 272 19 09
  • +90 542 120 86 16
  • info@demirbas.av.tr
bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2
  • Ana Sayfa
  • Kurumsal
    • Hukuk Büromuz
    • Vekalet Bilgileri
  • Hizmetler
    • Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar
    • Sınai Mülkiyet Hukuku ve Marka Patent Tasarım Davaları
    • Bireysel ve Toplu İş Hukuku Davaları
    • Gayrimenkul, İnşaat ve Kira Davaları
    • Boşanma Avukatı
    • Tazminat Hukuku ve Tazminat Davaları
    • Bursa Miras Avukatı
    • Bursa Ceza Avukatı
    • İdare Hukuku ve İdari Davalar
    • Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • İcra Hukuku, İcra Takipleri ve İcra Davaları
    • Bilişim Hukuku Davaları
    • Tüketici Hukuku ve Tüketici Davaları
  • Blog
  • İletişim
Trafik Kazası Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davası
28 Haziran 2021
Yargıtay Kararı: Hükmedilen İştirak Nafakası Müşterek Çocuğun Eğitim Giderleri İçin Yeterli İse Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Yer Alan Eğitim Giderlerinin Ayrıca Ödeneceğine Dair Hüküm Geçersiz Olur
26 Ağustos 2021

c392ae9b 8174 4872 86a5 34d84d26042a

Başlıklar

Toggle
  • ⚖️ Tacirler Arasında Temerrüt, Fesih ve Dönme İhtarlarının Şekli: TTK m. 18/3 Kapsamında Hukuki İnceleme
    • TTK m. 18/3 Uyarınca İhtarın Geçerlilik Şartları
    • Yargı Kararları Işığında Uygulama: İstanbul BAM 44. HD, 2023
    • Uygulamada Sık Yapılan Hatalar
      • ✅ Geçerli İhtar İçin Neler Yapılmalı?
      • Ticari Alacaklarda Faiz Talebi ve Temerrüt
    • Sonuç
  • Karar İncelemesi
    • Kararın Tam Metni: Tacirler Arasında Temerrüde, Sözleşmeyi Feshe, Sözleşmeden Dönmeye İlişkin İhbar veya İhtarların Şekli
      • Kararın Özeti: 
    • Tacirler Arasında Temerrüde, Sözleşmeyi Feshe, Sözleşmeden Dönmeye İlişkin İhbar veya İhtarların Şekli
      • İlgili Yazılar:

⚖️ Tacirler Arasında Temerrüt, Fesih ve Dönme İhtarlarının Şekli: TTK m. 18/3 Kapsamında Hukuki İnceleme

Ticari ilişkilerde tarafların yükümlülüklerini zamanında yerine getirmemesi, temerrüt, sözleşmeden dönme ya da fesih gibi hukuki sonuçları doğurabilir. Ancak ticaret hukukunun bu konudaki temel ilkelerinden biri, bu işlemlerin belirli bir şekle tabi olmasıdır. Özellikle tacirler arasında yapılacak temerrüt bildirimi, fesih ihbarı ya da sözleşmeden dönme beyanı, Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

TTK m. 18/3 Uyarınca İhtarın Geçerlilik Şartları

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3. maddesi şu şekildedir:

“Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”

Bu hüküm, tacir sıfatına sahip kişiler arasındaki ihtarların geçerliliğini şekil şartına bağlamaktadır. Sözlü bildirimler, SMS, WhatsApp mesajları veya elden verilen yazılı belgeler geçerli sayılmamaktadır.

Yargı Kararları Işığında Uygulama: İstanbul BAM 44. HD, 2023

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin yakın tarihli bir kararında bu konu somut şekilde değerlendirilmiştir:

  • Davacı alacaklı, davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ederek takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinde bulunmuştur.
  • Dosyaya sunulan noter ihtarnamesinin, konu ve içerik yönünden söz konusu alacakla ilgili olmadığı anlaşılmıştır.
  • Mahkeme, temerrüt olgusunun gerçekleşmediğine karar vermiş ve öncesi faiz talebinin reddine hükmetmiştir.
  • Bu bağlamda, ihtarın alacağa ilişkin olmaması ve TTK m. 18/3’e uygun yapılmaması, temerrüdün oluşmadığı gerekçesiyle dikkate alınmamıştır.

Uygulamada Sık Yapılan Hatalar

  1. İhtarın e-posta ile gönderilmesi (KEP kullanılmadıkça geçersizdir),
  2. Telefon ya da mesaj yoluyla yapılan ihtarlar,
  3. Farklı bir alacağa veya döneme ilişkin ihtarın delil olarak sunulması,
  4. Cari hesap ilişkisinde açık bir temerrüt bildirimi yapılmadan faiz talep edilmesi.

✅ Geçerli İhtar İçin Neler Yapılmalı?

  • İhtar, somut alacak kalemlerini ve ödeme süresini açıkça belirtmelidir.
  • Noter kanalı, taahhütlü mektup, telgraf veya KEP kullanılmalıdır.
  • Özellikle temerrüt için, alacaklı tarafın ifa talebi ile birlikte makul süre tanıması gereklidir.

Ticari Alacaklarda Faiz Talebi ve Temerrüt

Ticari alacaklarda faiz talebi, ancak geçerli bir temerrüt bildiriminin varlığı halinde mümkündür. Tacirler arasında sözleşmeden kaynaklı hakların kullanımı, şekle uygun ihbar veya ihtar yapılmadan geçerli olmaz.

Sonuç

Tacirler arasında temerrüt, sözleşmeden dönme veya fesih gibi beyanların geçerli olması için TTK m. 18/3’te belirtilen şekil şartlarına kesinlikle uyulmalıdır. Aksi halde, yapılan bildirimler hukuken geçerli sayılmaz ve taraflar faiz, tazminat veya sözleşmesel haklarını kaybedebilirler.

c5f668b2 7f55 4a4e 8d67 f2ea31b2e8e1

Karar İncelemesi

İstanbul BAM 44. HD, 10.06.2021 tarihli karar – Tacirler Arasında Temerrüt, Faiz, İcra İnkar Tazminatı ve Şekil Şartları

Özet

  • Dava Türü: İtirazın İptali (cari hesap alacağı)
  • İlk Derece Mahkemesi: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
  • İstinaf Mahkemesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
  • İhtilaf Konusu: Temerrüt, faiz başlangıcı, ihtarnamenin geçerliliği ve icra inkar tazminatı

Olay

  • Davacı şirket, cari hesap ilişkisine dayalı alacak için icra takibi başlatmıştır.
  • Davalı şirket, daha önce başlatılmış farklı bir takibin bulunduğunu ve bu nedenle itiraz ettiğini belirtmiş; ayrıca temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talebinin yerinde olmadığını savunmuştur.
  • İlk derece mahkemesi davayı tam kabul etmiş, faiz ve %20 icra inkar tazminatına hükmetmiştir.
  • Davalı vekili kararı istinaf etmiştir.

⚖️ Hukuki Tartışma Konuları

  1. Temerrüt Olgusu ve Faiz Talebi
  • TTK m. 18/3 uyarınca tacirler arasında temerrüt, fesih, sözleşmeden dönme gibi beyanların noter, taahhütlü mektup, telgraf veya KEP yoluyla yapılması gerekir.
  • Davacı tarafından sunulan 04.08.2008 tarihli noter ihtarnamesi, somut olaya konu alacakla ilişkilendirilmemiştir. Bu nedenle temerrüt gerçekleşmemiştir.
  • Takip tarihinden öncesi için faiz talep edilmesi mümkün değildir.
  • Bu noktada bilirkişi raporundaki cari hesap kapanış tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınması hatalıdır.
  1. Kesin Hüküm / Derdestlik İtirazı
  • Önceki icra takibi ile somut davaya konu takip farklı nitelikte olduğundan kesin hüküm ve derdestlik iddiası yerinde görülmemiştir.
  • Önceki takip sadece belirli faturalara ilişkindir; bu dava ise cari hesap ilişkisinin tamamına dairdir.
  1. Zamanaşımı İddiası
  • Bayilik sözleşmesine dayalı ilişki uyarınca, 10 yıllık sözleşmesel zamanaşımı süresi uygulanmalıdır.
  • İcra takibinin tarihi itibarıyla bu süre dolmamıştır.
  1. İcra İnkar Tazminatı
  • Alacağın cari hesap alacağı olması nedeniyle likit olduğu,
  • Davalının itirazının haksız bulunması nedeniyle,
  • %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka uygundur.

Ancak temerrüt gerçekleşmediğinden faiz yönünden talebin reddi gerekirken tamamının kabulü hatalıdır. Bu nedenle karar kısmen kaldırılmış, yeniden hüküm kurulmuştur.

️ Mahkemenin Hükmünün Önemi

  1. Temerrüt İçin Şekil Şartları (TTK m. 18/3):
    Tacirler arasında temerrüt oluşturacak ihtarlar şekle bağlıdır. Bu bildirimler usule uygun yapılmadıkça faiz talep edilemez.
  2. Faiz Talebinin Reddi:
    Bildirimsiz faiz talebi, geçersizdir. Bilirkişi raporuna yansımış olsa dahi, usulüne uygun bir ihtar yoksa faiz işletilemez.
  3. Cari Hesap Alacağının Likitliği:
    Tarafların ticari defterlerinin mutabık olması, cari hesap alacağını likit hale getirir. Bu da icra inkar tazminatını haklı kılar.

Sonuç ve Değerlendirme

Bu karar, temerrüt ihtarının geçerlilik şekli, faiz başlangıcı, kesin hüküm ve mükerrer takip iddiaları, zamanaşımı süresi ve icra inkâr tazminatına hükmedilme ölçütleri açısından son derece öğretici ve yol göstericidir.

Özellikle:

  • Ticari alacaklarda faiz işletilebilmesi için temerrüdün açıkça ispatı gerekir.
  • Noter ihtarnamesinin tarihi ve içeriği, talep edilen alacakla doğrudan ilişkili olmalıdır.
  • Cari hesap alacağı açık ve likitse icra inkâr tazminatına hükmedilebilir.

220bf93b fa0b 4044 bc3b 2082b12a0fea

Kararın Tam Metni: Tacirler Arasında Temerrüde, Sözleşmeyi Feshe, Sözleşmeden Dönmeye İlişkin İhbar veya İhtarların Şekli

Kararın Özeti: 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi, temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, dolayısıyla, davacı alacaklının takip tarihinden öncesi için işlemiş faiz talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarının tartışıldığı bir itirazın iptali davasında; temerrüt ihtarının konu ve içerik yönünden takibe konu alacağa ilişkin olması gerektiğine hükmetmiş ve tacirler arasında temerrüt ihtarlarının TTK Md. 18/3 ‘ de belirtilen araçlarla yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Kararın özeti ve tam metni aşağıda sunulmaktadır.

“Dosyaya sunulu Kocaeli 6. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve 18103 yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, gerek içerik, gerek konu edilen alacak miktarı ve gerekse ihtarname tarihi itibariyle bu ihtarnamenin eldeki davaya konu alacağa ilişkin olmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, dolayısıyla temerrüt hususunda dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”
Somut olayda, talep edilen alacak cari hesap alacağı olup, davacının davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda cari hesap kapanış tarihi esas alınarak faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle yerinde olduğu görülmüştür.”

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

44. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I

 

DOSYA NO : 2020/399
KARAR NO : 2021/674

BAŞKAN : ……
ÜYE : ……
ÜYE : ……
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017
NUMARASI : 2015/412 E. 2017/397 K.

DAVACI : …… A.Ş.
VEKİLİ : ……
DAVALI :…….LTD. ŞTİ.
VEKİLLERİ : AVUKAT HÜSEYİN DEMİRBAŞ –
AVUKAT MERAL DEMİRBAŞ – Demirtaşpaşa Mah. Ankara Yolu Cad. No:36 Tüze İş Merkezi K:10/34-35 Osmangazi/ BURSA
AVUKAT BİLGE DEMİRBAŞ – Körfez Mah. Ankara Karayolu Cad. No:111 Kocaeli Plaza K:3 D:36 İzmit / KOCAELİ

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2021

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı aleyhine cari hesap nedeniyle yürüttüğü icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla, itirazın iptaline, davalının % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil ettiğini,
Davacının alacağının zamanaşımına uğradığını,
Daha önce başlatılan Kocaeli 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/15623 esas sayılı takip dosyasından sonra açılan eldeki davada, davaya konu icra takibinin mükerrer olmaması nedeniyle takibe haklı olarak itiraz edildiğini,
Acenteyi düzenleyen TTK hükümlerinin uygun düştüğü ölçüde tek satıcılık sözleşmelerine de uygulanması gerektiği iddiasıyla faiz ödemek zorunda oldukları hususunun yersiz olduğunu,
Kocaeli 6. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve 18103 yevmiye numaralı ihtarnamesinin, alacak talebi yönünden temerrüt oluşturmadığını, ihtarnameye konu alacağın, davaya konu cari hesap alacağıyla ilgili olmadığını,
Derdest iki icra takibi bulunduğunu, bu nedenle ikinci icra takibine itiraz etmekte haklı olduklarını, dolayısıyla icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığını,
Faiz talebinin yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; ”… Kocaeli 5.İcra Müdürlüğünün 2009/15623 esas sayılı dosyasının faturaya dayalı başlatılan takip olduğu, bu takibe yapılan itiraz üzerine yapılan itirazın iptali yargılamasının mahkememizce reddedildiği, davacının reddedilen bu dava sonrası cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacaklarının tahsili için Kocaeli 1 İcra Müdürlüğünün 2014/11297 esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, her iki takip dayanağı alacağın farklı olduğu görülmekle, davalının mükerrerlik ve derdestlik itirazı yerinde görülmemiş, keza alacağın doğumundan itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolmamış olmakla, davacının zamanaşımı itirazı da yerinde görülmemiştir. Mahkememizce taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonrası 2 taraf defterlerinin de birbiri ile mutabık olduğu ve davacının davalıdan 142.055,96 TL (0,23TL farkla) alacaklı olduğu, davacının, incelenen her iki taraf defterleri ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacaklarını ispatladığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre ödemelerin peşin olarak yapılacağının kararlaştırıldığı, cari hesabın kesildiği 01.01.2010 tarihi itibarı ile davalının temerrüte düştüğünün kabulü gerektiği, bu temerrüt tarihi baz alındığında hesaplanan faiz tutarının icra takip dosyasına talep edilenden daha fazla olduğu, bu itibar ile davacını takip talebinde talep edilen asıl alacak ve ferileri yönünden alacak iddiasında haklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasının, bu dava için kesin hüküm teşkil ettiğini,
Mahkemece işlemiş faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Kocaeli 6. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve 18103 yevmiye numaralı ihtarnamesinin, alacak talebi yönünden temerrüt oluşturmadığını, nitekim ihtarnameye konu alacağın, davaya konu cari hesap alacağıyla ilgili olmadığını,
Derdest iki icra takibi bulunduğunu, bu nedenle ikinci icra takibine itiraz etmekte haklı olduklarını, dolayısıyla icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığını,
Zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını,
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/178 Esas, 2012/284 Karar sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasına konu icra takibinde, 01.07.2009 ile 18.07.2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin bir kısım faturaların takibe konu edildiği, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş olan bu kararda yapılan hesapta, cari hesabın bütününe bakılmadığı, yalnızca takibe konu faturalar üzerinden hesaplama yapıldığı, eldeki davaya konu icra takibinde ise, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağının talep edildiği, dolayısıyla her iki dava ve icra takip dosyası konularının farklı olduğu, kesin hüküm veya derdestlik itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağından kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafından 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağının talep edildiği, icra takibinin 10.12.2014 tarihinde yapıldığı, davanın ise 2015 yılında açıldığı, sözleşmesel 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı, Mahkemece bu hususta değerlendirme yapıldığı, davalının bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava ve icra takibinin konusunu, 01.01.2010 vade tarihli cari hesap alacağı oluşturduğu, davacının da bu tarihten itibaren işlemiş faiz talebinde bulunduğu görülmüştür. Davalı istinaf dilekçesinde, işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağını ileri sürmüştür. Bu kapsamda temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin somut olayda tartışılması gerekmektedir.
Dosyaya sunulu Kocaeli 6. Noterliği’nin 04.08.2008 tarih ve 18103 yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, gerek içerik, gerek konu edilen alacak miktarı ve gerekse ihtarname tarihi itibariyle bu ihtarnamenin eldeki davaya konu alacağa ilişkin olmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, dolayısıyla temerrüt hususunda dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden düşmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”
Somut olayda, talep edilen alacak cari hesap alacağı olup, davacının davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda cari hesap kapanış tarihi esas alınarak faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle yerinde olduğu görülmüştür.
Diğer yandan, alacağın cari hesap alacağı olması sebebiyle likit ve belirlenebilir olması, borçlu davalının itirazında haksız olması sebebiyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, yukarıda açıklanan sebeplerle faize hükmedilmesi hatalı olduğundan, hükmedilmesi gereken asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2017 tarih ve 2015/412 E., 2017/397 K. kararının KALDIRILMASINA,
Bu kapsamda;
2- Davanın KISMEN KABULÜNE,
3- Davalının Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünün 2014/11297 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin takip talebinde belirtilen asıl alacak (140.599,96 TL) yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4- Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si olan 28.119,992 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.604,38 TL harçtan peşin alınan 2.453,46 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 7.150,92 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan posta masrafları 89,50 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 489,50 TL yargılama giderinin peşin yatırılan 2.453,46 TL harç olmak üzere toplam 3.432,46 TL’nin davanın kabul red oranına göre hesaplanan 2.375,60 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5/c- Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 17.307,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
5/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 8.930,45 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
6/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
6/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 45,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 131,30 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021

Tacirler Arasında Temerrüde, Sözleşmeyi Feshe, Sözleşmeden Dönmeye İlişkin İhbar veya İhtarların Şekli

d5b7b35d 19f3 468c b206 ba6d82ba5e3f

İlgili Yazılar:

  1. Haklı Fesih
  2. Trafik Kazası Tazminat Davası ve Uzlaşma
Share
1
site
site

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İLETİŞİM


Demirtaşpaşa Mahallesi Ankara yolu Cad. No:36, Tüze İş Merkezi, Kat:10, 16220

+90 542 120 86 16

+90 224 272 19 09

info@demirbas.av.tr


DANIŞMA KURALLARI VE UYARILAR

Bu web sitesinde yer alan yazı ve açıklamalarda değinilen konular soyut ve genel olarak ele alınmıştır. Bu nedenle bu yazı ve açıklamalar somut bir olay hakkında yapılmış hukuki tavsiye olarak kabul edilemeyecekleri gibi Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları kapsamında yazılı veya sözlü hukuki danışma olarak da değerlendirilemezler.
© 2023 Demirbaş Hukuk Bürosu Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım web tasarım