Başlıklar
ToggleBoşanma sonrası mal rejiminin tasfiyesine yönelik açılan katılma alacağı davalarında zamanaşımı süresi, uygulamada hem vatandaşlar hem de hukukçular açısından merak edilen kritik bir konudur. Özellikle “katılma alacağı zamanaşımı süresi ne kadardır?” sorusunun cevabı, davanın akıbetini doğrudan etkileyebilir.
Bu yazımızda, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında açılan davalarda hangi zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, Yargıtay’ın son yıllardaki kararları doğrultusunda açıklıyor ve 10 yıllık sürenin neden esas alındığını anlatıyoruz. Ayrıca, zamanaşımı def’inin ileri sürülme şartlarına da değiniyoruz.
Katılma alacağı, eşler arasında geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi ile birlikte, bir eşin diğer eşin edinilmiş mal varlığı üzerindeki payını talep etmesiyle doğan parasal alacaktır. Evlilik süresince edinilen gelirler, ücretler, sosyal güvenlik ödemeleri gibi tüm kazanımlar “edinilmiş mal” kabul edilir ve boşanmayla birlikte tasfiye edilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 225. maddesine göre:
“Mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer.”
Ancak katılma alacağına ilişkin dava hakkı, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte doğar.
Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi:
“Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinden başlayarak bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.”
ifadesiyle her ne kadar 1 yıllık bir zamanaşımı süresi öngörüyor gibi görünse de, Yargıtay’ın yerleşik ve güncel içtihatları, mal rejiminin tasfiyesinden doğan katılma alacağı için 1 yıllık değil, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı yönündedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin özellikle 2010 sonrası verdiği kararlarda, mal rejiminin tasfiyesinden doğan davaların, boşanma davasından bağımsız borç ilişkisi doğurduğu, bu nedenle adi alacaklara ilişkin zamanaşımı süresi olan 10 yılın uygulanması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.
🔹 Yargıtay 8. HD, 2010/4025 E., 2010/6014 K.:
“Katılma alacağı, boşanmanın fer’isi niteliğinde olmayıp, mal rejiminin tasfiyesinden doğan bağımsız bir taleptir. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.”
🔹 Yargıtay 8. HD, 2016/16588 E., 2018/7484 K.:
“Katılma alacağı talepleri TMK m. 178 kapsamında değil, TBK anlamında adi alacak niteliğindedir. Bu nedenle 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır.”
🔹 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2015/2-2107 E., 2017/1324 K.:
“Katılma alacağı davasında uygulanacak zamanaşımı süresi, TBK m. 146’da düzenlenen 10 yıllık süredir. 1 yıllık süre, ancak boşanmanın fer’î talepleri için geçerlidir.”
Yukarıdaki içtihatlardan farklı olarak, Yargıtay 8. HD’nin 2009/873 E. – 2009/2621 K. sayılı kararında, TMK m. 178’e dayanılarak 1 yıllık zamanaşımı süresi esas alınmıştır.
Bu karara göre:
Davacı eş, boşanma kararının 30.06.2004’te kesinleşmesinden sonra, 6.11.2006’da katılma alacağı davası açmıştır.
Davalı taraf süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Yargıtay, TMK m. 178 uyarınca sürenin geçtiğini belirterek mahkeme kararını bozmuştur.
❗️Ancak bu karar 2009 yılına ait olup, daha sonra Yargıtay, bu içtihadından dönerek katılma alacağı talebinin TBK’daki 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğu görüşünü benimsemiştir.
🔹 Zamanaşımı süresi, mal rejiminin tasfiye edilebileceği andan itibaren başlar. Bu da:
Boşanma kararının kesinleşme tarihi ile,
Talep edilen hakkın muaccel (talep edilebilir) hale geldiği tarih esas alınarak hesaplanır.
Örneğin; boşanma kararı 1 Ocak 2015’te kesinleşmişse, katılma alacağı davası 1 Ocak 2025’e kadar açılabilir.
Unutulmamalıdır ki zamanaşımı, resen (kendiliğinden) dikkate alınmaz. Yani:
Zamanaşımı süresi geçmiş olsa bile, karşı taraf süresinde zamanaşımı def’i ileri sürmezse, dava görülmeye devam eder.
Zamanaşımı savunması, en geç ön inceleme duruşmasında sunulmalıdır.
Güncel içtihatlar doğrultusunda, katılma alacağı talepleri için zamanaşımı süresi 10 yıl olarak kabul edilmektedir. Bu süre, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Her ne kadar TMK m. 178’de 1 yıllık süre düzenlenmişse de bu hüküm, boşanmanın fer’î (ikincil) sonuçlarına ilişkin talepler için geçerlidir.
Katılma alacağı ise mal rejiminin tasfiyesinden doğan, TBK anlamında bağımsız bir alacak hakkı olduğundan, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
📌 Davanızı zamanında ve usulüne uygun şekilde açmak için bir aile hukuku avukatından danışmanlık almanız en sağlıklı yol olacaktır.
Yargıtay Kararı Tam Metin: Katılma Alacağı Davası Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Dava Zamanaşımı
T.C. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/873
KARAR NO : 2009/2621
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Aydın Aile Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2008
NUMARASI : 2006/1041-2008/1165
DAVACI : M.E.K.
DAVALI: H.A.
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı M.E.K.ile H.A. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Aydın Aile Mahkemesinden verilen 18.11.2008 gün ve 1041/1165 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı M.E. K. vekili, davalı adına kayıtlı 1463 ada 34 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümün alımındaki katkısı nedeniyle davalı eşinden katkı payı alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı H.A. vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı defi’ nde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle 16.202 YTL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 6.3.1987 tarihinde evlenmiş, 24.9.2002 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 30.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/son).
Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 24.9.2002 tarihine kadar ise edinilmiş mallara
katılma rejimi geçerlidir.(4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.). TMK.nun 178.maddesinde, “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, boşanma kararı 30.6.2004 tarihinde kesinleşmiş görülmekte olan dava ise bir yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 6.11.2006 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa ilişkin kabul kararının verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.