Başlıklar
ToggleEvlenmenin hükümsüzlüğü MK145-160 arasında düzenlenmiş olup üç hükümsüzlük hali sıralanmıştır: Yokluk, Mutlak butlan, Nispi butlan.
Evlenmenin kurucu unsurlarının olmaması halinde evlilik baştan itibaren yok sayılacaktır.
Kurucu unsurlar : Resmi nikâh, Evlendirme memuru önünde evlenme, Sözlü kabul beyanıdır. Ayrıca aynı cinsiyette iki kişinin evlenmesi de yokluk halini doğurur. Evlenme iradesi devletin o iş için tayin ettiği nikah memuru önünde aynı anda açıklanması gerekmektedir. Memurun yetki aşması durumunda (başka şehirde nikah kıyma gibi) evlilik geçersizdir. Eğer kişiler iyiniyetli ve yetki aşmasını bilmiyorlarsa evlilik geçerlidir. Kötü niyet durumunda geçersizliğini korur. Yokluk halinde evlilik hiç gerçekleşmemiş gibi sonuç doğuracaktır. Butlanda ise, butlan davası kararı kesinleşinceye kadar evlilik hükümlerini doğurmaya devam etmektedir.
Bu çalışmada evliliğin yokluğu konusunu detaylı olarak inceleyeceğiz.
Evlenmenin hükümsüzlüğü, Türk Medeni Kanunu’nun 145-160. maddeleri arasında ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Kanun, evlilik birliğinin geçersizliğini üç farklı başlık altında sınıflandırır: yokluk, mutlak butlan ve nispi butlan.
Bu yazımızda, özellikle evlenmenin yokluğu davası üzerinde duracağız. Yokluk kavramı, diğer hükümsüzlük halleriyle kıyaslandığında evliliğin en ağır şekilde geçersiz olduğu durumu ifade eder.
Yokluk, bir evliliğin hukuki varlık kazanabilmesi için gerekli kurucu unsurların eksik olması durumunda ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle, yokluk halinde ortada aslında hukuken geçerli bir evlilikten söz edilemez; evlilik baştan itibaren hiç doğmamış kabul edilir.
Türk Medeni Kanunu’na göre bir evliliğin geçerli olabilmesi için bazı kurucu unsurlar bulunur. Bunlar:
Bu şartlardan biri dahi eksikse evlilik yok hükmündedir ve hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.
Özellikle şu durumlar yokluk sebebi oluşturur:
Bunların herhangi birinin eksikliği durumunda evlilik baştan itibaren yok sayılır. Yani, taraflar arasında hiçbir zaman hukuken geçerli bir evlilik olmamış gibi işlem yapılır.
Örneğin, sadece dini nikâhla yapılan evlilikler, resmi evlendirme memuru önünde yapılmadığı için yokluk ile hükümsüzdür.
Evlenmenin yokluğunu ileri sürmek için bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmaz. Çünkü yokluk, kendiliğinden doğan bir sonuçtur. Ancak uygulamada, özellikle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gibi işlemler için yokluk davası açılması gerekebilir.
Yokluk davası sayesinde mahkemece evliliğin hiç doğmadığına karar verilerek, resmî kayıtlardaki evlilik durumu iptal edilir.
Bu dava:
Yokluk davasında zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Her zaman ileri sürülebilir.
Yokluk ile butlan kavramları sıkça karıştırılır. Ancak aralarında önemli farklar vardır:
Örneğin, bir evlilikte taraflardan biri evlenme sırasında sürekli ayırt etme gücünden yoksunsa, bu evlilik mutlak butlan sebebidir. Bu evlilik, dava açılıp mahkeme kararı kesinleşene kadar hukuki sonuçlar doğurmaya devam eder.
Oysa yoklukta, baştan itibaren hiçbir hukuki bağ kurulmuş sayılmaz.
Evlenmenin yokluğu davası sonucunda ortaya çıkan durumlar oldukça dikkat çekicidir, çünkü evlilik hukuken hiç meydana gelmemiş sayılır. Bu davanın sonuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Evlenmenin yokluğu durumunda, taraflar arasında evlilik bağı oluşmamış kabul edilir. Bu nedenle, evlilikten doğan hiçbir hak ve yükümlülük ortaya çıkmaz. Örneğin, eşlerin birbirine karşı nafaka talebinde bulunma hakkı veya mal paylaşımı gibi hükümler uygulanmaz.
Evliliğin yok hükmünde sayılması, tarafların medeni durumlarının düzeltilmesini gerektirir. Örneğin, tarafların nüfus kayıtlarında “evli” olarak görünen durumlarının “bekâr” olarak güncellenmesi gerekebilir. Ayrıca, evlilik akdine dayanarak yapılan işlemler (örneğin, soyadı değişikliği) geçerliliğini yitirir.
Evlenmenin yokluğu durumunda, evlilikten doğan çocukların hukuki durumu önem kazanır. Türk Medeni Kanunu’na göre, çocukların babası ile soybağı, evlilik dışı çocuklarda olduğu gibi tanıma veya babalık davası yoluyla kurulabilir.
Evlenmenin yokluğu durumunda, mahkemeye başvurarak nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gibi işlemler gerçekleştirilir. Bunlar idari süreçlerle de sonuçlandırılır.
Evliliğin yok sayılması, tarafların evlilik süresince yapmış oldukları hukuki işlemlerin de etkileneceği anlamına gelir. Örneğin, evlilik sırasında alınan kredi veya malvarlığı ile ilgili yapılan işlemler, hukuki bir dayanağa sahip olmayabilir.
Bu durum, kişilerin hukuki statülerinin netleştirilmesi açısından önem arz eder.
Evlenmenin yokluğu durumunda, taraflar arasında hiçbir şekilde evlilik bağı kurulmamış sayılır. Bu nedenle, yokluk durumunda evlilikten doğan hak ve yükümlülükler de söz konusu olmaz. Ancak, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gibi işlemler için mahkemeye başvurulması gerekebilir.
Evlenmenin yokluğu, evliliğin en ağır geçersizlik sebebidir ve taraflar arasında hukuken bir evlilik ilişkisinin hiçbir zaman kurulmadığını ifade eder. Özellikle resmi nikâh eksikliği, yetkisiz memur önünde nikâh kıyılması gibi durumlarda gündeme gelir.
Bu tür hukuki işlemler ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, bir yokluk durumundan şüphe ediliyorsa mutlaka bir aile hukuku avukatından profesyonel destek alınmalıdır.
Demirbaş Hukuk Bürosu – Bursa – Nisan 2025