• +90 224 272 19 09
  • +90 542 120 86 16
  • info@demirbas.av.tr
bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2
  • Ana Sayfa
  • Kurumsal
    • Hukuk Büromuz
    • Vekalet Bilgileri
  • Hizmetler
    • Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar
    • Sınai Mülkiyet Hukuku ve Marka Patent Tasarım Davaları
    • Bireysel ve Toplu İş Hukuku Davaları
    • Gayrimenkul, İnşaat ve Kira Davaları
    • Boşanma Avukatı
    • Tazminat Hukuku ve Tazminat Davaları
    • Bursa Miras Avukatı
    • Bursa Ceza Avukatı
    • İdare Hukuku ve İdari Davalar
    • Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • İcra Hukuku, İcra Takipleri ve İcra Davaları
    • Bilişim Hukuku Davaları
    • Tüketici Hukuku ve Tüketici Davaları
  • Blog
  • İletişim
Ceza Hukuku Nedir?
12 Haziran 2022
Boşanma Avukatları Anlaşmalı Boşanmanın Aceleye Geldiğini Düşünüyor
2 Temmuz 2022

Boşanma Davalarında Af

Bilindiği üzere karı ve kocanın yaşanan olaylar doğrultusunda barışma ve affetme, hoşgörüyle karşılama iradesi göstermesi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dair açılan davanın reddi sonucunu doğurmaktadır. Nitekim Yargıtay kararlarında da ortaya çıkan geçimsizlik veya boşanma nedeni oluşturan kusurlu bir davranıştan sonra eşler bir araya gelmiş yahut evlilik birliğini devam ettirme iradesini yansıtan eylemlerde bulunmuşlarsa bu husus "affetme" yahut "hoşgörü ile karşılama" olarak değerlendirilmekte, bu olgular öncesi nedenlere dayalı olarak boşanma davası açılamayacağı vurgulanmaktadır.
Bir boşanma avukatı tarafların geçimsizlikteki kusurlarını değerlendirirken özellikle üzerinden zaman geçmiş, eskide kalmış, tarafların unuttukları eylemleri göz önünde bulundurmalı, iddia ve savunmasını güncel vakıalara dayandırmalıdır. Aksi halde aşağıdaki Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış iddia ve savunmaları hüküm tesisinde nazara alınmayacaktır.
Örnek;
"Yapılan yargılama ve toplanan delilerden; mahkemece davalı erkeğe kusur olarak yüklenen “tehdit” vakıasından sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle bu vakıa yönünden kadının erkeği affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiğinden bu vakıa erkeğe kusur olarak yüklenemez. (Y2HD Esas : 2016/24092 Karar : 2018/10547 Tarih : 3.10.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
"Mahkemece davacı-karşı davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına hükmedilmişse de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu davranışlarından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri bu itibarla kadının eşinin kusurlarım affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Eşlerin bir araya gelmesinden sonra ise tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışıkanıtlanamamış olup her iki tarafın da kusursuz olduğunun kabulü gerekir. (Y2HD Esas : 2016/16310 Karar : 2018/8485 Tarih : 3.07.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
"...ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranış vakasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri ve kadının bu eylemi affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle bu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ..." ( Y2HD Esas : 2018/3318 Karar : 2018/7496 Tarih : 7.06.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Davacı kadın, daha önce Kuşadası 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/68 esas sayılı dosyasında 19.02.2013 tarihinde açtığı boşanma davasında davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar kesinleşmeden davacı kadın tarafından 21.05.2013 tarihinde davadan feragat edilmiştir. Feragatle, erkekten kaynaklanan ve mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Davalı erkeğin bu davanın açıldığı tarihten sonra başkaca kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken," (Y2HD Esas : 2016/16130 Karar : 2018/5332 Tarih : 19.04.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Davalı-karşı davacı erkeğin kendisi tarafından açılan karşı boşanma davasının yapılan temyiz incelemesine gelince; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece davalı- karşı davacı erkeğe yüklenen kusurlardan fiziksel şiddet eyleminin tarafların ...’da yapılan düğünden önce meydana geldiği, tarafların bu olaydan sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri böylelikle kadının erkeğin fiziksel şiddet olayını affettiği en azından hoşgörüyle karşıladığı, affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan bu olayın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kaldı ki fiziksel şiddete dair diğer tanık beyanları da kadından duyduklarını aktarmaktan ibaret olduğu, ayrıca erkeğe kusur olarak yüklenen bir diğer eylem olan yaşamını kısıtlama vakıasının da usulüne uygun bir delille somut olarak ispatlanamadığı dikkate alındığında," (Y2HD Esas : 2016/19269 Karar : 2018/8438 Tarih : 3.07.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Somut olayda mahkemece, davalının, müşterek haneden, köydeki evden şehre taşınmak ve evin geçimine yönelik gerçekleştirilmesi gereken hayvancılık işleriyle uğraşmamak istemesi nedeniyle eşiyle yaşadığı tartışmalar neticesinde zaman zaman evi terkettiği, davalının kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; bir kısım tanıkların ifadeleri doğrultusunda, boşanma davası devam ederken tarafların barışarak biraraya geldikleri, evlilik birliğini kısa süreli de olsa devam ettirdikleri, böylelikle, tarafların birbirlerini affettikleri en azından hoşgörü ile karşıladıkları anlaşılmıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak taraflara kusur isnat olunamaz ve boşanma kararı da verilemez." (Y2HD Esas : 2016/19984 Karar : 2018/8444 Tarih : 3.07.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Davalı kadın cevap dilekçesinde; kusurunun bulunmadığını, kusuru olsa dahi davacı erkeğin kendisini affettiğini savunmuş ve davacı eşinin kendisine yönelik kusurlu davranışlarını fiziksel şiddet, hakaret, evden kovma ve ortak konuta almama olarak bildirmiştir. Mahkemece bildirilen bu vakıalardan yalnızca ''davacının davalı eşini ortak konuta almadığı'' vakıası davacı erkeğin kusurunun belirlenmesinde dikkate alınmış, kadının af savunması ile dayandığı diğer vakıalar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. (Y2HD Esas : 2016/18943 Karar : 2018/7979 Tarih : 25.06.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların tanık beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların bir arada kaldıkları,evlilik birliğini devam ettirdikleri, davacı erkeğin davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışlarını affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır.Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan davranışlar boşanma davasında karşı tarafa kusur olarak yüklenemez Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermek için (TMK m. 166/1-2) davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Davalının kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamamıştır. (Y2HD Esas : 2016/18522 Karar : 2018/7735 Tarih : 20.06.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
" Taraflar arasında görülen boşanma ve birleşen boşanma davalarının yapılan muhakemesinde, mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak, kadının davasının kabulüne,erkeğin davası yönünden ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı erkek davasından feragat ettiğine göre kadının kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmektedir. Affedilen veya hoşgörülen olaylar davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru olmamıştır. (Y2HD Esas : 2016/20147 Karar : 2018/7585 Tarih : 19.06.2018 - Kazancı Hukuk Bilgi Bankası)
Bursa Boşanma avukatı dava veya cevap dilekçesinde dayanacağı vakıaları belirlerken affedilmiş, mazide kalmış fiilleri ayıklamalı, özellikle, yanlar arasında daha önce açılıp feragat ile sonuçlanmış boşanma hukuku ile ilgili bir davanın mevcut olup olmadığını sorgulamalıdır. Zira alıntılanan kararlardan açıkça anlaşıldığı üzere Yargıtay özellikle açılmış olan bir boşanma davasından veya boşanma davası ile bağlantılı tedbir nafakası gibi davadan feragat edilmiş olması halinde dava öncesine ait eylemler hakkında affetme ve hoşgörü ile karşılama konusundaki görüşünü kararlı bir şekilde uygulamaktadır.
Bursa boşanma avukatı olarak kendi arşivimizden almış olduğumuz, konuya değinen, bir istinaf kararını aşağıda sunuyoruz.

Flux Dev A symbolic scene showing a married couple in a dimly 1

Başlıklar

Toggle
  • Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama
    • Affetme Sayılabilecek Davranışlar
    • Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama Konusunda Örnek Yargıtay Kararları
    • Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama Konusunda Örnek İstinaf Kararı Tam Metin
    • Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama
      • İlgili Yazılar:

Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama

Bilindiği üzere karı ve kocanın yaşanan olaylar doğrultusunda barışma ve affetme, hoşgörüyle karşılama iradesi göstermesi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dair açılan davanın reddi sonucunu doğurmaktadır.

Affetme ve hoşgörüyle karşılama olgusu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında, davanın reddedilmesine yol açabilir. Mahkeme, evliliğin çekilmez hale gelip gelmediğini değerlendirirken, eşlerin birbirlerine karşı tutumlarını göz önünde bulundurur. Eğer davacı eş, davalı eşin kusurlu davranışlarını affetmiş veya hoşgörüyle karşılamışsa, mahkeme boşanma talebini reddedebilir. Nitekim Yargıtay kararlarında da ortaya çıkan geçimsizlik veya boşanma nedeni oluşturan kusurlu bir davranıştan sonra eşler bir araya gelmiş yahut evlilik birliğini devam ettirme iradesini yansıtan eylemlerde bulunmuşlarsa bu husus “affetme” yahut “hoşgörü ile karşılama” olarak değerlendirilmekte, bu olgular öncesi nedenlere dayalı olarak boşanma davası açılamayacağı vurgulanmaktadır.

Bir boşanma avukatı tarafların geçimsizlikteki kusurlarını değerlendirirken özellikle üzerinden zaman geçmiş, eskide kalmış, tarafların unuttukları, affettikleri veya hoşgörü ile karşıladıkları eylemleri göz önünde bulundurmalı, iddia ve savunmasını güncel vakıalara dayandırmalıdır. Aksi halde aşağıdaki Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış iddia ve savunmaları hüküm tesisinde nazara alınmayacaktır.

 

Affetme Sayılabilecek Davranışlar

Mahkemeler, affetme veya hoşgörüyle karşılama olgusunu değerlendirirken, eşlerin davranışlarını dikkate alır. Aşağıdaki durumlar affetme olarak kabul edilebilir.

  • Kusurlu eşle birlikte yaşamaya devam etmek,
  • Beraber tatile gitmek,
  • Sevgi ve bağlılık ifadeleri kullanmak,
  • Kusurlu davranıştan sonra çocuk sahibi olmak,
  • Kusurlu davranış nedeniyle açılmış olan ceza davasında (veya soruşturmada) eşi affettiğini söylemek, şikâyetten vazgeçmek
  • Affetme iradesini gösteren yazılı veya sözlü beyanlarda bulunmak

Boşanma avukatı dava veya cevap dilekçesinde dayanacağı vakıaları belirlerken affedilmiş, mazide kalmış fiilleri ayıklamalı, özellikle, yanlar arasında daha önce açılıp feragat ile sonuçlanmış boşanma hukuku ile ilgili bir davanın mevcut olup olmadığını sorgulamalıdır. Zira alıntılanan kararlardan açıkça anlaşıldığı üzere Yargıtay özellikle açılmış olan bir boşanma davasından veya boşanma davası ile bağlantılı tedbir nafakası gibi davadan feragat edilmiş olması halinde dava öncesine ait eylemler hakkında affetme ve hoşgörü ile karşılama konusundaki görüşünü kararlı bir şekilde uygulamaktadır.

 

Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama Konusunda Örnek Yargıtay Kararları

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar, eşlere kusur olarak yüklenemez ve boşanma sebebi olarak ileri sürülemez. Örneğin, eşlerin boşanma sebebi olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğini sürdürmeleri hatta birlikte tatile gitmeleri, mahkeme tarafından affetme olarak değerlendirilebilir.

  • “Yapılan yargılama ve toplanan delilerden; mahkemece davalı erkeğe kusur olarak yüklenen “tehdit” vakıasından sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle bu vakıa yönünden kadının erkeği affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiğinden bu vakıa erkeğe kusur olarak yüklenemez. (Y2HD Esas : 2016/24092 Karar : 2018/10547 Tarih : 3.10.2018)
  • “Mahkemece davacı-karşı davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına hükmedilmişse de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu davranışlarından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri bu itibarla kadının eşinin kusurlarım affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Eşlerin bir araya gelmesinden sonra ise tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamamış olup her iki tarafın da kusursuz olduğunun kabulü gerekir. (Y2HD Esas : 2016/16310 Karar : 2018/8485 Tarih : 3.07.2018)
  • “…ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranış vakasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri ve kadının bu eylemi affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle bu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği …” (Y2HD Esas : 2018/3318 Karar: 2018/7496 Tarih : 7.06.2018)
  • ” Davacı kadın, daha önce Kuşadası 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/68 esas sayılı dosyasında 19.02.2013 tarihinde açtığı boşanma davasında davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar kesinleşmeden davacı kadın tarafından 21.05.2013 tarihinde davadan feragat edilmiştir. Feragatle, erkekten kaynaklanan ve mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Davalı erkeğin bu davanın açıldığı tarihten sonra başkaca kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken,” (Y2HD Esas: 2016/16130 Karar : 2018/5332 Tarih : 19.04.2018)
  • ” Davalı-karşı davacı erkeğin kendisi tarafından açılan karşı boşanma davasının yapılan temyiz incelemesine gelince; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece davalı- karşı davacı erkeğe yüklenen kusurlardan fiziksel şiddet eyleminin tarafların …’da yapılan düğünden önce meydana geldiği, tarafların bu olaydan sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri böylelikle kadının erkeğin fiziksel şiddet olayını affettiği en azından hoşgörüyle karşıladığı, affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan bu olayın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kaldı ki fiziksel şiddete dair diğer tanık beyanları da kadından duyduklarını aktarmaktan ibaret olduğu, ayrıca erkeğe kusur olarak yüklenen bir diğer eylem olan yaşamını kısıtlama vakıasının da usulüne uygun bir delille somut olarak ispatlanamadığı dikkate alındığında,” (Y2HD Esas : 2016/19269 Karar : 2018/8438 Tarih : 3.07.2018)
  • ” Somut olayda mahkemece, davalının, müşterek haneden, köydeki evden şehre taşınmak ve evin geçimine yönelik gerçekleştirilmesi gereken hayvancılık işleriyle uğraşmamak istemesi nedeniyle eşiyle yaşadığı tartışmalar neticesinde zaman zaman evi terk ettiği, davalının kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; bir kısım tanıkların ifadeleri doğrultusunda, boşanma davası devam ederken tarafların barışarak bir araya geldikleri, evlilik birliğini kısa süreli de olsa devam ettirdikleri, böylelikle, tarafların birbirlerini affettikleri en azından hoşgörü ile karşıladıkları anlaşılmıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak taraflara kusur isnat olunamaz ve boşanma kararı da verilemez.” (Y2HD Esas : 2016/19984 Karar : 2018/8444 Tarih : 3.07.2018)
  • ” Davalı kadın cevap dilekçesinde; kusurunun bulunmadığını, kusuru olsa dahi davacı erkeğin kendisini affettiğini savunmuş ve davacı eşinin kendisine yönelik kusurlu davranışlarını fiziksel şiddet, hakaret, evden kovma ve ortak konuta almama olarak bildirmiştir. Mahkemece bildirilen bu vakıalardan yalnızca ”davacının davalı eşini ortak konuta almadığı” vakıası davacı erkeğin kusurunun belirlenmesinde dikkate alınmış, kadının af savunması ile dayandığı diğer vakıalar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. (Y2HD Esas : 2016/18943 Karar : 2018/7979 Tarih : 25.06.2018 )
  • ” Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların tanık beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların bir arada kaldıkları, evlilik birliğini devam ettirdikleri, davacı erkeğin davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışlarını affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan davranışlar boşanma davasında karşı tarafa kusur olarak yüklenemez Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermek için (TMK m. 166/1-2) davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Davalının kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamamıştır. (Y2HD Esas : 2016/18522 Karar : 2018/7735 Tarih : 20.06.2018)
  • ” Taraflar arasında görülen boşanma ve birleşen boşanma davalarının yapılan muhakemesinde, mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak, kadının davasının kabulüne, erkeğin davası yönünden ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı erkek davasından feragat ettiğine göre kadının kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmektedir. Affedilen veya hoşgörülen olaylar davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru olmamıştır. (Y2HD Esas : 2016/20147 Karar : 2018/7585 Tarih : 19.06.2018)

 

790e5c7f 5e67 4b9e 92d2 b31e4edc6447

Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama Konusunda Örnek İstinaf Kararı Tam Metin

Bursa boşanma avukatı olarak kendi arşivimizden almış olduğumuz, konuya değinen, bir istinaf kararını aşağıda sunuyoruz.

 

T.C.

BURSA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

2. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2019/2591

KARAR NO         : 2021/2008

 

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

K A R A R

 

BAŞKAN            :

ÜYE                     :

ÜYE                     :

KATİP                 :

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ     : BURSA 5. AİLE MAHKEMESİ

TARİHİ                : 17/09/2019

NUMARASI        : 2016/720 Esas  2019/752 Karar

 

DAVACI- DAVALI        : …

Yiğitler Mah. Bayraktar Cad. No:1D/35 Yıldırım/ BURSA

VEKİLLERİ        : Av. HÜSEYİN DEMİRBAŞ

Demirtaşpaşa Mah. Ankara Yolu Cad. No:36 Tüze İş            Merkezi Kat:10/34-35 Osmangazi/ BURSA

Av. MERAL DEMİRBAŞ

Demirtaşpaşa Mah. Ankara Yolu Cad. No:36 Tüze İş            Merkezi Kat:10/34-35 16230 Osmangazi/ BURSA

DAVALI- DAVACI         : …

Doğanevler Mah. Doğanevler Cad. Siner Tekel Bayii             No:5/1  Osmangazi/ BURSA

VEKİLİ                          : …

DAVANIN KONUSU    : Boşanma -Boşanma ve Ziynet Alacağı

KARAR TARİHİ                  : 21/12/2021

KARAR YAZMA TARİHİ  : 23/12/2021

 

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 04/01/2016 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını bildirerek, tarafların boşanmalarına, 40.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline  ödenmesine karar verilmesini  talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin davacının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını bildirerek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne,  tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına  aylık 1.000,00 TL. tedbir ve yoksulluk nafakası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL. Maddi,  50.000,00 TL. manevi tazminata,  dosyaya ibraz edilen düğün CD leri incelenerek takılan takıların tespiti ile aynen iadesine, ya da bilirkişi marifeti ile bedelleri tespit edilerek, bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince 12/01/2017 tarihli ara karar ile “davalıya dava dilekçesinin 26/07/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, karşı davanın  cevap süresi geçtikten sonra 08/09/2016 tarihinde açıldığı, HMK 133 madde gereğince süresinde sonra açılan karşı davanın bu dosyadan ayrılmasına, ayrı bir esas numarası altında davaya devam olunmasına” karar verilmiş, tefrik edilen dosya mahkemenin 2017/46 Esasına  kaydedilmiş, Bursa 5. Aile Mahkemesinin 2017/46 Esas 2017/261 Karar  sayılı kararı ile 15/03/2017 tarihinde dosyanın, mahkemenin 2016/720 Esas sayılı eldeki dosyası ile birleştirilmesine  karar  verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;

“1)- Açılan davanın ve Birleşen davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,

2)- Konya ili Beyşehir ilçesi, … Mahallesi/ Köyü  … Cilt No: .. , Hane No :…, BSN: …, sırada nüfusa kayıtlı, … oğlu, … d.lu , … T.C kimlik nolu davacı – davalı … ile aynı yer nüfusu BSN: … ‘de kayıtlı, … kızı, … d.lu, … T.C kimlik nolu davalı – davacı …in boşanma taleplerinin Kabulü ile tarafların 4721 sayılı TMK 166/1 maddesi gereğince Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle BOŞANMALARINA,

3)- Davalı – davalı kadının çalıştığı işyeri olan  Venn Giyimsan Ltd Şti.nin yazı cevabında, davalı – davacı kadının işyerinden kendi istek ve rızası ile istifa dilekçesi sunduğundan davalı – davacı kadının Yoksulluk Nafakası talebinin Reddine,

4)- İş bu dosyada boşanma sebebi olarak kabul edilen olay davalı – davacı kadının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte bulunduğundan, 4721 sayılı TMK madde 174/2 anlamında Manevi Tazminatı gerektirdiği anlaşıldığından Manevi Tazminatın KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL. Manevi Tazminatın davacı – davalıdan tahsili ile davalı – davacı kadına verilmesine. Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

5)- Somut olayımızda davacı – davalı erkek daha kusurlu bulunduğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşı ve yeniden evlenebilme ihtimalleri bir bütün halinde değerlendirilmiş ve davalı-davacı kadının talep ettiği Maddi Tazminatın KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL. Maddi Tazminatın davacı  – davalıdan tahsili ile davalı – davacı kadına verilmesine. Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

6)- Davacı – davalı erkek evlilik birliği sırasında yaşanan olaylarda daha kusurlu olduğundan 4721 sayılı TMK madde 174/1 ve 2’deki şartlar oluşmadığından Maddi – Manevi Tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,

7)- Davalı – davacı kadının talep ettiği ziynet alacağının ise Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile;- Talep edilen 3 adet üçlü adana burma bilezik 20 gr. = 60 gr. ( 0,916 milyem artı 0.012 işçilik ) 0,928 = 55,68 has x 127 = 7.071,36 TL,- Talep edilen 4 adet çeyrek altın  4 x 214,00 TL. = 856,00 TL.- Talep edilen 2 adet yarım altın 2 x436,00 TL. = 872,00 TL. olmak üzere aynen iadesine, aksi halde toplam 8.799,00 TL. ziynet alacağının davacı – davalıdan alınarak davalı – davacıya verilmesine. Fazlaya ilişkin talepler olan 7 adet cumhuriyet altın ve 4.930,00 TL. Nakit paranın REDDİNE,”  karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı olduğunu, kadına maddi ve manevi tazminat verilmesinin yanlış olduğunu, Bursa 3. Aile Mahkemesinin 2016/455 Esas sayılı dosyasının feragat ile sona erdiğini, o dosyanın karar tarihinden önceki olayların affedildiğini, feragat kararından sonra tarafların birlikte yaşamaya başladıklarını, tedbir nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın kendi rızası ile işinden istifa ettiğinin açık olduğunu, ziynet alacağının kabulünün hatalı olduğunu, ziynet eşyalarının karşı tarafta olduğunu, müvekkili evde yokken karşı tarafın planlı bir şekilde müşterek haneyi terk ettiğini, kadının elinde valiz ve çanta ile  evi terk ettiğine dair kamera görüntülerini dosyaya sunduklarını, birleşen davanın reddi gerektiğini bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının talepleri gibi kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde;  kusurlu tarafın davacı-davalı erkek  olduğunu, bu durumda mahkemenin talepleri yönünde tazminata hükmetmesi gerektiğini, tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğunu, karşı tarafın sürekli affetme ve hoşgörüden bahsettiğini, ancak müvekkilinin çok sayıda sıkıntı yaşadığını, müvekkilinin  sadakatle eşine bağlı olmasından dolayı darp olayını affettiğini, ancak karşı tarafın kusurlarının  tek bir tane olmadığını, yoksulluk  nafakasının reddedilmesinin  hukuka aykırı olduğunu, ziynet alacağının daha fazla olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının talepleri gibi kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava,  boşanma davası, birleşen dava ise  boşanma ve ziynet alacağı davasıdır.

Dosya incelendiğinde; davalı-birleşen davacı kadın tarafından 10/05/2016 tarihinde Bursa 3. Aile Mahkemesi’nin 2016/455  Esas sayılı dosyası ile açılan tedbir nafakası davasından 13/05/2016 tarihinde feragat edildiği halde,   ilk derece mahkemesi tarafından davalı-birleşen davacı kadına yüklenen kusurların feragat edilen davadan önce gerçekleşip gerçekleşmediği gerekçede tartışılmadığı gibi, tanık beyanları alınırken de tanık olunan vakıalardan sonra tarafların evlilik birliğini sürdürmeye yönelik iradeleri bulunup bulunmadığı, yaşanan olayların af kapsamında olup olmadığı, en azından kadın tarafından hoşgörü ile karşılanıp karşılanmadığı net olarak saptanmadan, yetersiz tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin yerinde olmadığı,

Anlaşılmakla;  tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, dilekçeler aşamasında bildirilen vakıalarla ilgili olarak tanıklar usulüne uygun şekilde yeniden dinlenerek, Bursa 3. Aile Mahkemesi’nin 2016/455 Esas, 2016/514 Karar  sayılı dosyası ile açılan tedbir nafakası davasından 13/05/2016 tarihinde feragat edildiği gözetilerek, davacı-birleşen davalı erkeğe yüklenen kusurların davalı-birleşen davacı kadın  tarafından affedilip edilmediği, en azından hoşgörü ile karşılanıp karşılanmadığı gerekçede tartışılarak, usulüne uygun şekilde tarafların bütün iddia ve savunmaları eksiksiz değerlendirilerek, taraf delilleri tartışılarak, hangi delillere itibar edildiği, hangi delillere neden itibar edilmediği, iddia edilen hangi vakıaların ne şekilde sabit görüldüğü de açıklanmak suretiyle, Anayasa’nın 141 ve HMK’nın 297 maddesine uygun şekilde yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,

2-Davalının istinaf talebinin KABULÜNE,

3-İlk derece mahkemesinin kararının tamamının KALDIRILMASINA,

4-Dava dosyasının usulüne uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

5-İstinaf eden davacı tarafından  yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,

6-İstinaf eden davacı tarafından ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL  ile 150,00 TL istinaf karar harçlarının istek halinde  istinaf eden davacıya iadesine,

7-İstinaf eden davalı tarafından  yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,

8-İstinaf eden davalı tarafından ayrı ayrı  yatırılan 44,40 TL ile 150,00 TL istinaf karar harcının istek halinde  istinaf eden davalıya iadesine,

9-Dairemiz kararının tebliğ işlemlerinin 7035 sayılı yasa ile değişik HMK 359/3 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 21/12/2021

Başkan                           Üye                                 Üye                           Katip

Boşanma Davalarında Affetme ve Hoşgörüyle Karşılama

Flux Dev A symbolic scene showing a married couple in a dimly 3

 

 

İlgili Yazılar:

  1. Boşanma Davası Devam Ederken Eşler Arasındaki Sadakat Yükümlülüğü
  2. Haklı Fesih
Share
1
demirbas
demirbas

1 Comment

  1. Qwert dedi ki:
    17 Ocak 2023, 11:36

    Aldatıldığımı öğrenip evi terk ettim boşanma davası açtım. 5 ay hiç görüşmedik sadece telefondan mesaj olarak barışmak istediğini söylüyordu. bende net bir şekilde boşanmak istediğimi söyledim her defasında. Bazen 1 yaşındaki kızımızı görmek için görüntülü arıyor. Beni konuşmak için çağırıp onun zoruyla 1 kerelik cinsellik oldu. Af sayılır mı. Ses kaydı yapıp yapmadığını bilmiyorum mahkemede bu durumu öne sürebilir mi?

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İLETİŞİM


Demirtaşpaşa Mahallesi Ankara yolu Cad. No:36, Tüze İş Merkezi, Kat:10, 16220

+90 542 120 86 16

+90 224 272 19 09

info@demirbas.av.tr


DANIŞMA KURALLARI VE UYARILAR

Bu web sitesinde yer alan yazı ve açıklamalarda değinilen konular soyut ve genel olarak ele alınmıştır. Bu nedenle bu yazı ve açıklamalar somut bir olay hakkında yapılmış hukuki tavsiye olarak kabul edilemeyecekleri gibi Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları kapsamında yazılı veya sözlü hukuki danışma olarak da değerlendirilemezler.
© 2023 Demirbaş Hukuk Bürosu Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım web tasarım