Başlıklar
Toggleİcra inkar tazminatı, alacaklının haksız itiraz nedeniyle uğradığı zararların telafisi için Türk hukukunda düzenlenmiş önemli bir müessesedir.
Bu yazıda; icra inkar tazminatının ne olduğu, şartları, hesaplanması, örnek Yargıtay kararları ve uygulamada dikkat edilmesi gereken hususlar detaylı olarak ele alınacaktır.
İcra inkar tazminatı, borçlunun haksız itirazı nedeniyle alacaklının likit alacağı için bir yargılama sürecine girmesi sonucu uğradığı zararların karşılanması amacıyla hükmedilen tazminattır.
“Borçlu, itirazında haksız çıkarsa ve alacaklı da itirazın iptali davası açarak haklı çıkarsa, mahkeme borçlunun yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verir.”
Aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
İcra inkar tazminatı, alacak miktarının yüzde 20’sinden az olamaz.
Örnek:
50.000 TL’lik bir alacağa haksız itiraz eden borçlu, itirazın iptali davası sonunda en az 10.000 TL icra inkar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2016/3840 E., 2016/9641 K.
“Borçlunun, borcu açıkça bildiği ve alacağın varlığını inkâr etmesine hiçbir makul gerekçe olmadığı durumda, icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur.”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2015/11199 E., 2016/9323 K.
“Alacak, yazılı delille ispat edilebiliyorsa ve borçlu açıkça haksızsa, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi hukuka aykırıdır.”
✅ Tazminat, re’sen değil talep üzerine hükmedilir.
✅ İcra inkar tazminatı, dava dilekçesinde takip konusu alacakla birlikte talep edilmelidir.
✅ Davanın lehe sonuçlanması yetmez, hâkimin “itirazın haksızlığı” ve “alacağın belirlenebilirliği” konusunda bir kanaate varması da gerekir.
✅ Mahkeme gerekçesinde tazminata neden hükmedildiği açıkça belirtilmelidir.
❓ Borçlu bir şirketse yine icra inkar tazminat istenebilir mi?
Evet, gerçek yada tüzel kişi tüm borçlular bu tazminatın yükümlüsü olabilir.
❓ Karşı dava açılırsa yine icra inkar tazminatına hükmedilir mi?
İtirazın iptali davası alacaklı lehine sonuçlanırsa ve diğer koşullar da mevcutsa hükmedilir.
❓ İcra inkar tazminatı fer’î hak mıdır?
Evet. Esas alacağa bağlıdır, ana alacak reddedilirse tazminat da reddedilir.
❓İcra inkâr tazminatı nedir?
Borçlunun, icra takibine haksız yere itiraz etmesi ve bu itirazın mahkeme tarafından iptal edilmesi durumunda, alacaklıya ödenen tazminattır.
❓İcra inkâr tazminatı hangi durumlarda uygulanır?
Borçlunun ilamsız icra takibine haksız yere itiraz etmesi, alacaklının itirazın iptali ve tazminat talebinde bulunması durumunda uygulanır. Borçlunun itiraz sebepleri haklıysa veya borçlu itirazında kötüniyetli olarak kabul edilemiyorsa tazminata hükmedilmez.
❓İcra inkâr tazminatı oranı ne kadardır?
Mahkeme tarafından belirlenen tazminat oranı %20’nin altında olamaz.
❓Borçlu icra inkâr tazminatından nasıl kaçınabilir?
Borçlu, itirazını haklı gerekçelere dayandırmalıdır.
❓İcra inkâr tazminatı nasıl talep edilir?
Alacaklı, itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatı talep edebilir.
❓Borçlu, icra inkâr tazminatına itiraz edebilir mi?
Evet, borçlu esasa cevap ve savunmalarında tazminat talebinin yasal olmadığını ileri sürebilir.
❓İcra inkâr tazminatı hangi tür alacaklar için geçerlidir?
Sadece para alacakları için uygulanır. Borçlu, ilamsız icra takibine itiraz ettiğinde ve haksız bulunduğunda tazminat ödemek zorunda kalır
İcra inkar tazminatı, uygulamada çok sık karşılaşılan, borcunu haksız bir şekilde inkâr eden borçlulara karşı alacaklının alacağına geç kavuşmasından kaynaklanan zararlarının tazmini bakımından önemli bir koruma müessesesidir.
İcra hukuku uygulamasında sıkça gündeme gelen icra inkar tazminatı, borçlunun haksız itirazı durumunda alacaklı lehine hükmedilen önemli bir yaptırım aracıdır. Bu yazıda, Demirbaş Hukuk Bürosu arşivinden alınan, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/553 Esas, 2014/4497 Karar sayılı içtihadı ışığında icra inkar tazminatının koşulları, değerlendirme ölçütleri ve uygulamadaki yeri detaylıca ele alınacaktır.
Dava, taraflar arasında imzalanan esnek iş gücü teminine dayalı hizmet sözleşmesine istinaden davacı şirketin verdiği hizmetler karşılığında doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, icra takibine konu 845.534,42 TL’lik alacağın 211.382,60 TL’lik kısmına borçlunun haksız itiraz ettiğini, alacağın büyük kısmının faturalarla ispatlandığını ve bu nedenle %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi;
Yargıtay, kararı bozmuştur. Bozma gerekçeleri şu şekilde sıralanabilir:
Mahkeme, borçlu tarafından yapılan 76.303,12 TL’lik ödemenin dava tarihinden önce yapıldığını kabul etmiş ancak belgelerden bu ödemenin dava tarihinden sonra (31.05.2012) yapıldığı anlaşılmıştır.
➡️ Bu nedenle yanıltıcı bir değerlendirme yapılmış ve hüküm hatalı kurulmuştur.
Yargıtay, davacı tarafından takip konusu yapılan faturaların:
Bu durumda, borçlu tarafından yapılan itiraz haksızdır ve alacaklı lehine İİK m. 67/2 kapsamında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemenin tazminat talebini reddetmesi isabetsiz bulunmuştur.
Bu içtihat, uygulayıcılar için birkaç açıdan önemlidir:
Yargıtay, itirazın iptali davalarında alacağın likit olup olmadığını belirlerken;
✅ Ödeme Tarihinin Doğru Değerlendirilmesi
İcra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında ödemenin dava öncesi veya sonrası yapılıp yapılmadığı son derece belirleyici olmaktadır. Bu nedenle ödeme tarihleri titizlikle analiz edilmelidir.
✅ İİK m. 67/2 Uygulaması
Borçlunun kötü niyeti aranmasa dahi, haksız itiraz yeterlidir. Alacak likitse ve itiraz haksız ise tazminata hükmedilmesi zorunludur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin bu kararı; alacağın likit niteliği, ödeme tarihlerinin hukuki etkisi ve icra inkar tazminatının zorunluluğu konularında içtihat niteliği taşımaktadır.
İcra inkar tazminatı, borçlunun alacaklıyı yersiz şekilde dava açmaya zorlamasının yaptırımıdır. Bu karar, özellikle ticari alacaklar ve fatura dayanaklı takiplerde alacaklının haklarının korunması bakımından emsal niteliğindedir.
T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi
ESAS NO: 2014/553
KARAR NO: 2014/4497
MAHKEMESI: Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARIHI: 12/09/2013
NUMARASI: 2012/258-2013/301
DAVACI: …………………….San. Tic. Ltd. Sti. Vekili Av. Hüseyin Demirbaş
DAVALI: ………………….. San. Tic. Ltd. Sti.
Vek. Av. ……………..
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında, davalının işyerinde esnek işgücü sağlanması konusunda hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin verdiği bu hizmetin karşılığı olarak, 832.805,38 TL asıl alacak, 12.729,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 845.534,42 TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde başlattığı icra takibine karşı, davalının, alacağın 208.201,34 TL asıl alacak ve 3.182,26 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 211.382,60 TL’lik kısmına haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürürek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davalıya takip talepnamesindeki miktar kadar borçlu olmadığını savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 208.201,34 TL alacağı bulunduğu, dava tarihi olan 17.07.2012 tarihinden önce 31.05.2012 tarihinde yapılan 76.303,12 TL tutarındaki ödeme mahsup edildiğinde, davalının geriye 131.898,22 TL borcu kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, 131.898,22 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, alacağın miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davalı tarafça 76.303,12 TL tutarındaki ödeme 31.05.2012 tarihinde yapılmış olup, 10.04.2012 tarihi olan dava tarihinden sonra yapılan bu ödemenin, mahkemece yanılgılı olarak dava tarihinden önce yapılmış olduğunun kabulünde isabet bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, 208.201,34 TL olarak belirlenen asıl alacak tutarı üzerinden itirazın iptaline ve dava tarihinden sonra yapılan ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden sonra yapılan bu ödemenin mahsubu ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, takip konusu alacak, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafından itiraz edilmeksizin defterlerine kaydedilmiş bulunan faturalara dayanmakta olup, bu itibarla, miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir olan bu alacağın likit alacak niteliğinde olduğu
kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Diğer yandan, 10.04.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 17.07.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
3)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin müvekkili lehine ve aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.