Başlıklar
ToggleKamulaştırma bedelinin tespiti davası, idare tarafından kamu yararı gözetilerek yapılan kamulaştırma işlemleri sonucunda, mal sahibine ödenecek adil ve gerçek taşınmaz bedelinin mahkeme kararıyla belirlenmesini amaçlayan hukuki bir yoldur. Bu davalar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanır ve taşınmazın bedeli konusunda idare ile malik arasında uzlaşma sağlanamaması durumunda gündeme gelir.
Kamulaştırma bedeli tespit edilirken, taşınmazın niteliği büyük önem taşır:
Bu değerleme yöntemleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 15. maddesi kapsamında düzenlenmiş olup, dava tarihindeki gerçek değer dikkate alınarak tespit yapılır.
Yargıtay’ın 2008 tarihli kararında mahkemenin yaptığı eksik inceleme eleştirilmiştir. Kararda özetle şu değerlendirmeler yapılmıştır:
Anahtar Nokta: Yargıtay, gerçek bedelin belirlenmesi için yerinde keşif, bilirkişi incelemesi ve uygun değerleme tekniği kullanılmasını zorunlu görmektedir.
Hukuk öğretisinde de kamulaştırma bedelinin tespiti, “adil bedel ilkesi” ile yakından ilişkilidir. Bu ilke, Anayasa’nın 46. maddesi ve AİHS’nin ek 1 no’lu protokolü gereği, mülkiyet hakkının korunması adına malike yapılacak ödemenin gerçek değeri yansıtması gerektiğini savunur.
Prof. Dr. Ö. Çelik’ e göre: “Kamulaştırma bedeli, malikin taşınmazı üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayan en temel devlet müdahalesine karşılık gelen tazminat niteliğindedir.”
Kamulaştırma bedelinin tespiti davası, aynı zamanda teknik ve ekonomik değerlendirmeleri de içeren karmaşık bir süreçtir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları, bu tür davalarda bilirkişi incelemesinin mutlaka yapılması gerektiğini, aksi halde verilen kararların hukuka aykırı sayılacağını vurgulamaktadır.
Eğer siz de kamulaştırmaya tabi tutulan bir taşınmazın sahibiyseniz, hukuki danışmanlık alarak süreci doğru yönetmeniz, hakkınız olan adil bedeli elde etmeniz açısından büyük önem taşır.
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/1494
Karar: 2008/3602
Tarih: 24.03.2008
ÖZET: Somut dava, 2942 s. Kamulaştırma Yasasının 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. 2942 s. Yasasının 27. maddesi uyarınca tesbit edilen bedel kamulaştırma bedeli değildir. Tarafların uzlaşmaması ve tapuda ferağ verilmemesi halinde, idarece aynı Yasanın 10. maddesine göre açılan tesbit ve tescil davasında, aynı Yasanın 15/son maddesine göre dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri tesbit edilmelidir. Bu nedenle; bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak taşınmazın niteliği tesbit edilip arazi ise net gelirine, arsa ise emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden acele kamulaştırma dosyasındaki verilerle yetinilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
(2942 sayılı Kamulaştırma K. m. 10, 15, 27)
KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasındaki 4650 s. Kanunla değişik 2942 s. Kamulaştırma Yasasının 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarda tarih ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca tetkiki taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunarak iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, 4650 s. Kanunla değişik 2942 s. Kamulaştırma Yasasının 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp bilirkişi raporu alınmadan Kamulaştırma Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan değerlendirmede belirlenen bedele hükmedilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Kamulaştırma Yasasının değişik 10. maddesi uyarınca inceleme ve işlem yapılmamıştır. Şöyle ki;
2942 s. Yasasının 27. maddesi uyarınca tespit edilen bedel kamulaştırma bedeli değildir. Tarafların uzlaşmaması ve tapuda ferağ verilmemesi halinde, idarece aynı Yasanın 10. maddesine göre açılan tespit ve tescil davasında, aynı Yasanın 15/son maddesine göre dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
Bu nedenle; bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak taşınmazın niteliği tespit edilip arazi ise net gelirine, arsa ise emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden acele kamulaştırma dosyasındaki verilerle yetinilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan sebeplerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalıya geri verilmesine, 24.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.