Başlıklar
ToggleMuris muvazaası veya mirastan mal kaçırma örnekleri genellikle mirasçılardan birine bir taşınmazı tapuda satış göstererek bağışlamak veya mirasçılardan biri ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Muris muvazaası davası sadece tapuya kayıtlı taşınmazlar için açılabilir. Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların devri tapu sicilinde yapılamaz. Bunların devri menkullerle ilgili hükümlere tabidir. Menkullerin devri ise herhangi bir şekle tabi değildir. Muvazaa irade ve şekil problemlerine dayalı bir kavram olduğu için menkullerle ve tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarla ilgili muvazaa iddiaları dinlenemez.
Yine muvazaa iddiası sadece miras bırakanın yaptığı sağlar arası tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler için ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarruflar hakkında muris muvazaası davası açılamaz.
Muris muvazaası davası tapu iptali ve tescil veya alacak talebi ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme muvazaalı işleme konu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Dava dilekçesinde muris muvazaasına olgu ve delilleri açıklanmalı talep kısmında davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescili talep edilmelidir. Tapu murisin ölümünden veya dava açılmasından önce üçüncü kişilere devredilmişse taşınmazın değerinden davacının miras payına karşılık gelen kısmın alacak olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmelidir. Bu durumda davanın HMK Md. 107’de düzenlenen belirsiz alacak davası olarak açılması daha doğru olacaktır. Mahkeme, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinden davacının veya davacıların miras paylarına isabet eden miktar yönünden davanın kabulüne karar verecektir.
Mirastan mal kaçırma davası miras bırakanın sağlığında açılamaz, miras bırakanın ölümünden sonra ise herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreyle kayıtlı olmaksızın her zaman ikame edilebilir.
Muvazaa davası dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazla sınırlı olmak üzere, tapu siciline üçüncü kişilere devri engellemeye yönelikihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesi ve bunun için ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılması talep edilmelidir.
Muris muvazaası davası zamanaşımına veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. Muvazaalı olarak sözleşme yapan tarafların iradesi aslında görünüşte yapılan işlem olmadığından, bir başka ifadeyle, taraflar gerçek iradelerini gizlemek istediklerinden sırf belirli bir sürenin geçmesi muvazaayı ortadan kaldırmaz veya işlemi geçerli hale getirmez. Bu nedenle muvazaa iddiası zamanaşımına tabi değildir ve her zaman ileri sürülebilir. Murisin ölümünün üzerinden uzun zaman geçmesi de davanın açılmasına engel değildir. Bununla birlikte işlemin çok eski tarihlerde yapılmış olması, tanıkları ve hatırlayanı kalmayacağı veya azalacağı, delilleri zaman içinde kaybolacağı için bazı ispat zorluklarına neden olabilir.
Muris muvazaası davasını murisin yasal ve atanmış mirasçıları açabilir. Muvazaa iddiasına konu işlem tarihînde mirasçılık sıfatı bulunmayanlar da ölüm tarihinde mirasçı iseler bu davayı açabilirler. Örneğin muris, muvazaa iddiasına konu bir satış işleminden sonra, evlendiyse evlendiği kişi sağ kalan eş sıfatıyla mirasçı olacağından, devir evlilik tarihinden önce yapılmış olmasına rağmen, muvazaa iddiasında bulunabilir.
Miras bırakanın gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı gayrimenkulü mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu sicilinde yarar sağlamak istediği mirasçı adına tescil ettirmesi gizli bağış niteliğindedir. Bu gibi hallerde 01.04.1974 tarih 1/2 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uygulanmaz. Bu durumda -koşulları varsa- saklı payı aşan kısım için tenkis talebinde bulunulmalıdır.