Başlıklar
ToggleTasarım hakkı sahibi tecavüz nedeniyle uğradığı maddi zararın yanında manevi zararını da talep edebilmektedir (SMK, m.149/ç).
Tasarım hakkının ihlalinde manevi tazminat davası, genellikle bir tasarımın haksız bir şekilde kopyalanması, izinsiz kullanılması veya tasarım sahibinin itibarına zarar verilmesi durumlarında gündeme gelir. Bu tür davalar, borçlar hukuku genel hükümler ve sınai mülkiyet hukuku kapsamında ele alınıp yürütülür.
Bu yazıda tasarım hakkını ihlalde manevi tazminat, tazminat tutarının hesaplanması, uygulanacak faiz, tasarım hukukunda avukatlık ve hukuk danışmanlığı konuları ele alınacaktır.
Tazminat hukuku anlamında manevi zarar; haksız fiil nedeniyle kişinin manevi varlığında oluşan üzüntü, elem, acı gibi fiziksel ve psikolojik olumsuzluklardır.
İlk bakışta gerçek kişilerin uğrayabileceği bir zarar gibi görünse de tüzel kişiler de manevi zarara uğrayabilirler. Tasarım hakkı sahibi tasarımına yapılan tecavüz nedeniyle çeşitli biçimlerde manevi zarara uğrayabilir. Yargıtay bir kararında izinsiz kullanılan bir markanın kalitesi düşük ve standartlara aykırı mamuller üzerine konulmasının marka sahibine güvensizlik duyulmasına neden olacağını bunun da manevi tazminatı gerektireceğine hükmetmiştir. (11. HD, 7.2.1983 gün ve E. 1983/4 ve K. 1983/490)
Tasarımcı ile özdeşleşmiş bir tasarımın kötü taklitlerinin, tasarımcının toplum içindeki statüsünü, saygınlığını ve kendisine duyulan güveni sarsabileceği açıktır. Bu da manevi zararın bir başka görünüş şeklidir. Aynı şekilde, tasarım hakkına tecavüz nedeniyle hak sahibinin ticari kişisel malvarlığında oluşan zararların acı ve üzüntü hissetmesine ve bu nedenle manevi zarara uğramasına yol açması da mümkündür.
Manevi tazminat tutarının hesaplanması konusunda Sınai Mülkiyet Kanununda veya başka bir yasal düzenlemede herhangi bir yöntem öngörülmemiştir. Bu durum manevi tazminatın niteliğinin doğal bir sonucudur.
Belirtmek gerekir ki tasarım hukukunda manevi tazminatın kanıtlanması ve hesaplanması maddi tazminat ve aşağıda açıklanacak olan itibar tazminatına göre daha zordur. Özellikle tüzel kişilerin tasarım haklarına tecavüz halinde, şirketin kişilik haklarının ne şekilde ve düzeyde zarar gördüğünün açıklığa kavuşturulması çok da kolay değildir.
Bu konuda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56. Maddesi düzenlemesinden yararlanılabilir. Anılan hükümde “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olanların diğer taleplerin yanında manevi tazminat da talep edebilecekleri belirtilmiştir.
Tasarım hakkı ihlal edilen gerçek veya tüzel kişinin, piyasada oluşturduğu imajı, kalite algısı ve ilgililer nezdinde zaman içerisinde oluşturduğu güven duygusunun zedelenmesi gibi durumlarda bir manevi zararın da oluştuğu kabul edilmelidir.
Ancak tazminat tutarı belirlenirken, mütecavizin kusurunun derecesi, oluşan manevi zararın ağırlığı, tasarımın ekonomik değeri, hakkaniyet ilkesi ve olayların olağan akışı gibi hususlar göz önünde bulundurulacaktır. Mahkemece, Borçlar Kanunu’nun manevi tazminatı düzenleyen 58. Maddesi ile Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabeti düzenleyen 56. Maddesi de gözetilerek bir manevi tazminat tutarı belirlenecektir.
Endüstriyel tasarım ve diğer sınai mülkiyet haklarına dayalı faaliyetler ticari işlerdendir. Ticari işlerde 3095 sayılı Kanunun m. 2/2 uyarınca avans faiz oranının uygulanması mümkündür. Bu nedenle sınai mülkiyet hakkının ihlalinden kaynaklanan davalarda manevi tazminat dahil tüm tazminat kalemleri için avans faizi talep edilmelidir.
Tasarım gibi sınai mülkiyet hakları birçok hukuki uyuşmazlığa ve davaya konu olabilir. Bunların en çok rastlanılanları sınai mülkiyet hakkının başkaları tarafından ihlal edilmesi ve lisans gibi sınai mülkiyet hakkını konu edinen sözleşmeler nedeniyle çeşitli uyuşmazlıkların ortaya çıkmasıdır. Bu gibi durumlarda ne tür bir ihlalin gerçekleştiğinin tespiti, haklarını koruma stratejilerinin belirlenmesi, marka/patent ihlalleri ve karşı ihlal iddiaları konularında hukuki görüş verilmesi ve nihayet gerekli yasal adımların atılması konusunda bir avukat ile çalışmanız tavsiye edilir.
Bir tasarım hukuku avukatı, tasarım sahibinin zarar gördüğünü kanıtlamak için genellikle aşağıdaki adımları izleyecektir.
Tasarımın izinsiz kullanıldığını kanıtlamak gereklidir. Bu, benzer ürünlerin piyasada satışa sunulması ya da bir başkasının tasarımın benzerini üretmesiyle gerçekleşebilir.
Tasarım sahibinin itibarının zedelenmesi, ticari prestijinin düşmesi ve psikolojik etkiler gibi manevi zararlar somut delillerle kanıtlanmalıdır. Örneğin, müşteri kaybı, sosyal medyada kötü yorumlar veya tasarımın yanlış bir şekilde temsil edilmesi gibi unsurlar öne çıkabilir.
Manevi tazminat, maddi tazminattan farklı olarak daha çok ruhsal ve duygusal zararların karşılanması amacıyla talep edilir. Bu tür davalarda, mağdurun yaşadığı manevi acı, stres ve zarar gören iş gücü gibi unsurlar dikkate alınır.
Manevi tazminat davalarında, genel hükümler, haksız fiil, haksız rekabet veya sınai mülkiyet hukukunda tanımlanmış hakların ihlali gibi temellere dayanarak açılan davanın usul hükümleri çerçevesinde takibi