Başlıklar
ToggleTrafik Kazası, Karayolları Trafik Kanununda; “karayolları üzerinde hareket halinde olan, bir ya da birden fazla, aracın karıştığı ölüm, yaralanma veya maddi zararla sonuçlanan olay” şeklinde tanımlanmıştır.
Ülkemizde insan ve eşya taşımacılığının %90’ından fazlası karayolu ulaşımı ile yapılmaktadır. Bu nedenle maalesef dünyada en çok trafik kazasının yaşandığı yerlerden biri de ülkemizdir.
TÜİK verilerine göre, 2021 yılında, ülkemiz karayollarında toplam 1.186.353 adet trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazaların 187.963 adedi en az bir ölüm veya en az bir yaralanma bulunan kazalardır. Kalan sadece maddi hasarlı kazalardan oluşmaktadır. Bu kazalarda 5.362 kişi hayatını kaybederken 274.615 kişi yaralanmıştır.
Trafik kaza istatistikleri, 2010-2021 – TÜİK Web Sitesinden alınmıştır-
Türkiye’de 1000 araç başına 7,4 ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana gelmektedir.
İllere göre ölümlü yaralanmalı kaza sayılarına bakıldığında bin araç başına en fazla ölümlü yaralanmalı kazanın Bingöl’de en az ise İstanbul’da gerçekleştiği görülmektedir. Bin araç başına düşen ölüm veya bedeni hasarlı en yüksek kaza adedinin doğu illerinde (Bingöl, Hakkari, Bitlis, Siirt, Ağrı) olduğu, en düşük kaza sayısının ise batı illerinde (Çanakkale, Kütahya, Ankara, Edirne, İstanbul) gerçekleştiği görülmektedir. Fark oldukça dikkat çekicidir. Bingöl’de 1000 araç başına düşen ölümlü veya bedeni hasarlı trafik kazası sayısı (33,5), İstanbul’da meydana gelen ayni nitelikteki kaza sayısından (4,8) yaklaşık 7 kat daha fazladır. Bu veri bize sosyo ekonomik olanaklar ile kaza sayısı arasında bir ilişki olduğunu gösterebilir.
Bin taşıt başına düşen ölümlü yaralanmalı trafik kaza sayısında ilk 5 ve son 5 il, 2021 – TÜİK Web Sitesinden alınmıştır.
Trafik kazalarında ölenlerin %47,6’sı sürücülerdir. Öte yandan kaza nedenleri arasında sürücü kusurları %87,1 ile ilk sırada gelmektedir. Diğer sebepler; yaya (%8,2), taşıt (%2,6), yolcu (1,8) ve yoldur (0,4). En fazla Temmuz ayında en az ise Şubat ayında kaza olmaktadır. Şubat ayında yol ve hava koşullarının Temmuz ayından daha olumsuz olmasına rağmen daha az kazanın meydana gelmesi, sürücülerin artan dikkatinin kazaların azalmasında etkili olduğunu göstermektedir. Bu veri sürücü kusurlarının kazalardaki önemli rolünü de doğrulamaktadır.
Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına neden olması halinde o aracı işleteninin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve kanunen yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) adı verilmektedir.
Trafik kazasına karışan aracın ZMMS (Trafik Sigortası) sigortacısı ölüm, yaralama veya diğer zararlardan, poliçe limitleri dahilinde sorumludur (KTK md.91).
Sigorta sözleşmesinde, sigortacının en önemli borçlarından biri tazminat ödeme borcudur. TTK Md. 1427 ila Md. 1429 sigortacının tazminat ödeme borcunu düzenlemektedir. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesine göre, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Trafik kazaları neticesinde zarar gören üçüncü kişiler karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasının benimsemiş olduğu kusursuz sorumluluk prensibine göre korunmaktadır.
Trafik kazası tazminat davası, meydana gelen trafik kazasının neden olduğu maddi ve manevi zararların giderimini amaçlayan bir tazminat davası türüdür.
Trafik kazaları önemli maddi ve bedeni zararlara yol açan olaylardır. Bunun bir sonucu olarak trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları, uygulamada en sık karşılaşılan tazminat davası türüdür. Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın dahil olduğu bir kazada ölüm ve yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araç, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davasıdır.
Trafik kazası tazminatı, uygulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmakta olup trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil sorumluluğu doğurmasıdır.
TBK Md.49 – “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Bu sorunun cevabını üç farklı göre ayrı ayrı değerlendirmek doğru olacaktır.
a) Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse; yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi oluşan maluliyetten nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı için maddi tazminat, trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü için de manevi tazminat talep edebilir.
b) Trafik kazasında ölüm meydana gelmişse; ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekâr ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı, halası, yeğeni gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlayabilmesi gerekmektedir.
c) Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma meydana gelmişse; yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı) sadece “manevi tazminat davası” açabilirler.
BK md.56- “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay kararlarında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir. (Emsal Karar: Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E. 2015/17748 K. 2015/20849)
Destekten yoksun kalma tazminatı, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak değildir. Yargıtay kararlarına göre , destekten yoksun kalma tazminatı ölüm ile doğmasına rağmen, miras bırakandan mirasçılara geçen bir hak değil, doğrudan desteğin gelir ve yardımından yoksun kalan destek olunanın şahsından doğan bağımsız bir haktır. Bu nedenle ölenin mirasçısı olmayan kişiler de , koşulları varsa, bu tazminatı talep edebilirler. Aynı şekilde ölenin mirasını reddetmiş olan kişi de destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Daha geniş bir açıklama için https://demirbas.av.tr/destekten-yoksun-kalma-tazminati-mirasin-reddi/ linkinde yer alan kararı inceleyebilirsiniz.
Trafik kazası sebebiyle maddi- manevi tazminat davaları açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biridir. Trafik kazasının yani haksız fiilin meydana geldiği an, tazminat davalarının zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı süreleri şunlardır:
a) Esas Zamanaşımı Süresi: KTK madde 109 uyarınca; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi olup zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile her halde fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.
b) Ceza Zamanaşımı Süresi: KTK madde 109/2 uyarınca; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi tazminat davası açma süresi de o olacaktır. Nitekim ceza kanunundaki temel dava zamanaşımı süresi geçse bile, ceza davası devam ediyorsa, ceza hukukundaki “uzamış dava zamanaşımı” devreye girmişse, ceza davası devam ettiği süre boyunca herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir.
Trafik kazası sonucunda ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişi ve kurumlara tazminat davaları açılabilir:
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir (HMK md.2/1). Örneğin, Bursa’da meydana gelen yaralamalı bir trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılacaksa, davanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekir.
Trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir (6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md.5/1). Zira sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi ve işleteni ile birlikte aracı sigortalayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa; tüm sorumlular hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tazminat davası açılmalıdır.
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme vardır. Trafik kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:
HMK md.6- “Davalılardan herhangi birisinin ikametgahı mahkemesinde tüm sorumlulara maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”
HMK md.16/1- “Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde tazminat davası açılabilir.”
HMK md.16/1- “Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları, zarar görenin, yani davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.”
Örneğin, Bursa-Osmangazi’de meydana gelen trafik kazasında kusurlu sürücünün ikametgahı Bursa-İnegöl, araç sahibinin İkametgahı ise Bursa-Karacabey, zarar görenin (davacının) ikametgahı Bursa-Gemlik ise; trafik kazası sebebiyle tazminat davası, Bursa Adliyesinde, Karacabey Adliyesinde, İnegöl Adliyesinde ve Gemlik adliyesinde açılabilir.
Son olarak, HMK md.14/2– “Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”
Bu sorunun cevabını ölümlü trafik kazası tazminat davası ve yaralanmalı trafik kazası tazminat davası olmak üzere iki ana başlık altında cevaplanması en doğru şekil olacaktır.
a) Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davasında:
Yaralanan kişinin kendisi doğal bir sonuç olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Yaralanan kişinin yakınlarıysa hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar. Ancak, yaralanan kişi ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybına maruz kalmışsa; yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Maddi ve manevi tazminat istemleri dışında yaralanan kişi TBK madde 54 uyarınca; her türlü tedavi giderini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplarını talep edebilir.
b) Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında:
Ölümlü trafik kazası tazminat davası, yaralanmalı trafik kazası tazminat davasında olduğu gibi maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında bize Türk Borçlar Kanunu madde 53 hükmü ışık tutacaktır. İşbu madde hükmünce tazminat sorumlularından aşağıdaki zarar kalemleri talep edilebilir:
Trafik kazası tazminat davasında alınabilecek tazminat tutarı; uğranılan zararın büyüklüğüne, kazadaki kusur durumuna, kazalıda oluşan maluliyet oranına, hak sahibinin gelirine, bazı durumlarda poliçe limitine ve başka bazı değişkenlere bağlıdır. Avukatınız size değerlendirme yapmaya yetecek kadar veri var ise tahmini bir tutar söyleyebilir. Ancak kazadan kısa süre sonra birçok verinin netleşmediği dönemde yapılacak tahminler sağlıklı olmayabilir.
Mağdur ile haksız fiil failinin, trafik kazası tazminat davası yönünden belirtecek olursak kusurlu sürücü ile zarar görenin Ceza Muhakemesi Kanununun 253. Maddesi kapsamında uzlaşmalarının haksız fiil nedeniyle açılan tazminat davalarına önemli etkileri olabilir. Mağdur ile şüphelinin uzlaşması halinde soruşturma konusu suç nedeni ile tazminat davası açılamaz. Ancak bu hukuki sonucun doğması aynı maddenin 5’inci fıkrasında düzenlenen “uzlaşma teklifinde bulunması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatır” koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır. Mağdura, uzlaşma halinde zarar sorumlularının hiçbirine tazminat davası açamayacağının açık ve anlayabileceği bir şekilde izah edilmesi gerekir. Detaylı açıklama için https://demirbas.av.tr/trafik-kazasi-tazminat-davasi/ linkinde yer alan yazımızı okuyabilirsiniz
BURSA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NE
DAVACI : Osman Sefer Tellioğlu
İnegöl/BURSA
VEKİLİ : Av. Hüseyin DEMİRBAŞ – Av. Meral DEMİRBAŞ
DAVALILAR : 1) Hakan Murat Seferoğlu
Osmangazi/BURSA
2) ……. Sigorta A.Ş
Beşiktaş/İSTANBUL
DAVA : 1) Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve HMK Md. 107 ‘ de düzenlenmiş belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe şart ve limitleri dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi,
2) Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve HMK Md. 107 ‘ de düzenlenmiş belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, 50.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Hakan Murat Seferoğlu’dan tahsili ile davacı Osman Sefer Tellioğlu’na ödenmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1) Olay/Kaza:
a) 25.11.2018 tarihinde sürücü Hakan Murat Seferoğlu sevk ve idaresindeki 16 HMS 99999 plaka sayılı otomobil, Atatürk Caddesi AVM kavşağı yönünden Belediye Kavşağı istikametine sol şeritte seyir halinde iken yaya geçidine yaklaştığında bisikletli Osman Sefer Tellioğlu’ na çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. (EK 1: Kaza Tespit Tutanağı)
b) Kaza sonucu otomobilin ön kısmıyla bisikletin sol yan kısmına çarpılması nedeniyle davacı Osman Sefer Tellioğlu ağır yaralanmıştır.
2) Maluliyet/Tıbbi ve Adli Raporlar:
a) Bursa İnegöl Devlet Hastanesi 25.11.2018 tarihli Adli Muayene Raporuna göre davacı Osman Sefer Tellioğlu, kaza sonucu hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmıştır. (EK 2: Adli Muayene Raporu)
b) 09.03.2020 tarihli Mütalaa Raporuna göre dava konusu olan 25.11.2018 tarihli trafik kazasının tüm vücutta engellilik ölçütüne göre davacı da oluşturduğu engellilik oranının %34 olduğuna kanaat getirilmiştir. (EK 3: Adli Tıp Raporu)
3) Kusur ve Sorumluluk:
a) Davacı Osman Sefer Tellioğlu Bakımından:
25.11.2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre meydana gelen kazanın oluşumunda davacı Osman Sefer Tellioğlu 2918 sayılı KTK’nın sürücülere ait kusurlarından 47/1-c maddesini (Trafik işaret levhalar, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) ihlal ettiğine kanaat getirilmiş ve aynı kanaat İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/1181 E. 2019/399 K. sayılı gerekçeli kararda benimsenmişse de Müvekkil beyanlarında, meydana gelen kazanın kaza tespit tutanağında belirtilen şekilde gerçekleşmediğini, yaya geçidinde gerçekleştiğini olayda tam kusurlu olan tarafın davalı sürücü olduğunu beyan etmektedir. (Ek 5: 22.12.2018 Tarihli Şikayetçi İfade Tutanağı)
Hukuk mahkemesi, ceza mahkemesinin kabul ettiği kusur oranı ile bağlı olmadığından, kusur durumu konusunda göstereceğimiz delillerin toplanmasını keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ediyoruz.
b) Araç Sürücüsü ve Maliki Hakan Murat Seferoğlu Bakımından:
Sürücü: Kara yolunda, motorlu veya motorsuz bir aracı veya taşıtı sevk ve idare eden kişidir (KTK m.3). Somut olayda davalı 16 HMS 99999 plaka sayılı aracın sürücüsüdür.
Araç Sahibi: Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir (KTK m.3). Somut olayda davalı 16 HMS 99999 plaka sayılı aracın sahibidir.
aa ) Maddi tazminata ilişkin açıklamalar:
Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi amaçlayan bir dava türüdür.
“Bir kimse, gerek kasten gerekse ihmal veya dikkatsizlik tedbirsizlik sonucu haksız bir şekilde, başkasının zarara uğramasına sebep olursa, o zararı tazmin ile sorumludur.” (YARGITAY HGK E: 2014/4-1018 K: 2016/326)
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür (BK md.49). Böylece haksız fiilden sorumluluk tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir (BK md.49).
25.11.2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında meydana gelen kazanın oluşumunda 16 SLF 49 plaka sayılı aracın sürücüsü Burak Yıldız’ ın 2918 sayılı KTK’da sürücülere ait kusurlardan sayılan 52/1-a maddesini (aracın hızını yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamak) ihlal ettiği belirtilmiştir. Ne var ki kaza tespit tutanağı, yaralanması nedeniyle hastaneye kaldırılan müvekkilin yokluğunda düzenlenmiş olup davalı sürücü kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurludur.
Yukarıdaki bilgiler ışığında sürücü Hakan Murat Seferoğlu 25.11.2018 tarihli trafik kazası sonucu vermiş olduğu zararı Borçlar kanunu haksız fiil sorumluluğu esaslarına göre tazmin etmekle yükümlüdür.
bb) Manevi tazminata ilişkin açıklamalar:
Manevi tazminat davası hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür.
Manevi tazminat konusunda Yüksek Mahkeme artık caydırıcılık özelliğine de tazminatta vurgu yapmaktadır.
Manevi tazminat davalarında, artık eski kalıplardan çıkılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ileri sürülmekte; kişilik haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır.
Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bunu hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir. (YARGITAY 3. H.D. 2020/305 E. 2020/2149 K. 03/20)
Davacı, meydana gelen trafik kazası sonucunda, hayati tehlike atlatmış ve bir süre hastanede yatmak zorunda kalmıştır. Kaza nedeniyle hem maddi hem de manevi olarak yıpranmıştır. Ayrıca müvekkilin kırılan sol bacak ve ayak bileğindeki kemikler yapılan tedavilere rağmen kısmen de olsa hayat fonksiyonlarını etkilemesinin önüne geçilememiştir. Vücudunu artık istediği gibi kullanamamasının verdiği rahatsızlık psikolojik travmaya sebebiyet vermiştir. Müvekkil aşırı derecede üzüntü duymuş ve kendisinin ruh sağlığı olumsuz etkilenmiştir.
Müvekkilin uğradığı travmanın, maruz kaldığı psikolojik rahatsızlıkların, müvekkilin psikolojisinde bıraktığı hasarın giderilmesinin çok güç olduğu, ruhsal travmanın olumsuz etkilerinin davacının hayatı boyunca devam edebileceği ortadadır.
Herhangi bir parasal değerin , vücut tamlığını ve travmaya uğramış ruh sağlığını geri getiremeyeceği açıktır. Buna rağmen davalı Hakan Murat Seferoğlu, TBK m.56 gereği uğrattığı ağır bedensel zararın neden olduğu manevi zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
c ) Sigorta Şirketi Bakımından:
Trafik kazasına karışan aracın ZMMS (Trafik Sigortası) sigortacısı ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur (KTK md.91).
Trafik kazaları neticesinde zarar gören üçüncü kişiler karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasının benimsemiş olduğu kusursuz sorumluluk prensibine göre korunmaktadır. Uyuşmazlığa konu olan trafik kazasında kusurlu sürücünün kullandığı aracın ZMMS sigortacısı ETHICA Sigorta A.Ş’dir. Dolayısıyla davalı sigorta şirketi Borçlar Kanunu kusursuz sorumluluk hallerinden tehlike esasına dayalı sorumluluk esaslarına göre söz konusu zararı tazminle yükümlüdür.
08.01.2018 tarihinde gerçekleşmiş kaza sonucu meydana gelen zarardan sürücü ve sigorta şirketi aynı zarardan çeşitli sebeplerle TBK m. 61 gereği müteselsilen sorumludur.
4) Dava Şartları:
a) Sigorta Şirketine Müracaat:
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin on üçüncü fıkrasına göre 08.05.2019 tarihinde davalı ….Sigorta A.Ş’ye hasar dosyası açılması ve Adli Tıp kurumu Adli Raporu’na göre mağdur hak sahibine poliçe teminatlarının ödenmesi konusunda müracaat edilmiştir. Bu müracaat üzerine davalı şirket tarafından davalıya 20.610,00 TL tazminat ödemesi yapılmıştır. Ancak bu tutar, vekil edende oluşan kalıcı sakatlık oranına, kusur durumuna ve tazminatı etkileyen diğer parametrelere göre oldukça düşüktür. (EK 6: Hasar İhbarı/Müracaat)
b) Dava Şartı Arabuluculuk:
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapılmış. Buradan bir sonuç çıkmaması üzerine anlaşamama tutanağı düzenlenmiştir. (EK 7: Anlaşamama Tutanağı)
HUKUKİ SEBEPLER : TMK, TBK, HMK, KTK ve sair ilgili mevzuat.
DELİLLER :
İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi ….. E. …… K. Sayılı Dosyası
Trafik Kazası Tespit Tutanağı (EKLİDİR)
Adli Muayene Raporu (EKLİDİR)
Maluliyet Oranı yönünden Adli Tıp Raporu (EKLİDİR)
22.12.2018 Tarihli Şikayetçi İfade Tutanağı (EKLİDİR)
….Sigorta’ya Gönderilen 08.05.2019 tarihli İhbarname (EKLİDİR)
Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı (EKLİDİR)
Hastane/tedavi kayıtları,
Gerekirse tanık beyanları
Gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi
Yasal her türlü delil.
Karşı tarafın delillerine karşı delil bildirme hakkımız saklıdır.
HMK Md.145 ve diğer maddelerine göre delil bildirme hakkımız saklıdır.
SONUÇ VE TALEP:
Açıklanan ve re ‘sen gözetilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile ve HMK Md. 107 ‘ de düzenlenmiş belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere;
– 1.000- TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (Davalı sigorta şirketi yönünden, poliçe şart ve limitleri dahilinde)
– 50.000- TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü Burak Yıldız’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
– yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara tahmiline,
karar verilmesi talep ve dava olunur.
Saygılarımızla. 12.10.2020
DAVACI VEKİLİ
Av. Hüseyin DEMİRBAŞ
1 Comment
Slm ben 16 08 2022 tarihinde Çanakkale Gelibolu burhanli köyü cennet koyunda faili hala meçhul olan bir trafik kazasında canımdan çok taparcasına sevdiğim kadınımı kaybettim