Başlıklar
ToggleTrafik kazalarında, özellikle kasko sigortası kapsamında meydana gelen zararların karşılanıp karşılanmayacağı, sürücünün alkollü olup olmamasına göre değişebilmektedir. Bu noktada önemli olan, alkolün kazaya etkisi ve sigorta poliçesinin özel hükümleridir.
“Sürücünün alkollü olduğu tespit edilse dahi, alkolün tek başına kazaya neden olduğunu kanıtlamadan, hasarın teminat dışı bırakılması mümkün değildir.”
(Yargıtay 11. HD, 2005/52 E. – 2006/88 K.)
Kasko poliçelerinin çoğunda şu durumlar teminat dışı sayılabilir:
Ancak tüm bu istisnaların uygulanabilmesi için kesin, açık ve inandırıcı deliller gerekir.
Bu emsal kararla birlikte Yargıtay;
➡️ “Alkol varsa ödeme yok” şeklindeki kesin bir yargının doğru olmadığını,
➡️ Kazaya etkisi olmayan alkolün tek başına tazminat reddi gerekçesi yapılamayacağını ortaya koymuştur.
Sigorta şirketlerinin hasarın teminat dışı olduğu iddiaları ancak hukuka, somut olaydaki olgu ve delillere, olayın gerçek dinamiğine uygun biçimde değerlendirilebilir. Aksi takdirde, hasar ödeme taleplerinin haksız reddi, sigortalı tarafından zamanaşımı süresi içinde açılacak dava sonucunda yargı yoluyla iptal edilebilir.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas: 2005/52
Karar: 2006/88
Tarih: 16.01.2006
ÖZET: Somut olay kasko sigorta poliçesiyle sigortalı aracın meydana gelen kazada tamamen hasarlanması sonucu doğan zararın tazmini talebine ilişkindir. Toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının aracını sürücü Muhammet`e kiraladığına dair kesin delil bulunmadığı, dosyaya sunulan tutanakta bu şahsa ilişkin olduğu belirtilen beyana göre aracın kiralandığı savunulmuşsa da Muhammet`i dinlemenin mümkün olmadığı, sürücünün alkollü olduğunun da tesbit edilemediği, alkollü olduğu tesbit edilse dahi bunun tek başına hasarın teminat dışı bırakılması için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğrudur.
(2918 sayılı Trafik K. m. 48)
KARAR METNİ:
YARGITAY KARARI
Taraflar arasında görülen davada Adana Asliye 1.Ticaret Mahkemesi`nce verilen 07.07.2004 gün ve 2001/1663 – 2004/684 s. kararın Yargıtayca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ilişkin ve davalı şirkete kasko sigorta poliçesiyle sigortalı aracın 17.07.2001 gününde meydana gelen kazada tamamen hasarlanarak pert olduğunu, aracın hurda halinde satıldığını ancak davalının bakiye hasar bedelini ödemediğini, ileri sürerek fazlaya ait haklarını saklı tutarak 2.735.000.000.-TL.nin davalı şirkete başvuru gününden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kazadan sonra sürücünün olay yerinden kaçarak 12 saat sonra alkol raporu alması sebebiyle alkollü araç kullanıldığı yönünde kuvvetli bir şüphe oluştuğunu, poliçe özel şartları gereğince sigortalı aracın taksi, dolmuş, rent a car ve kiralama amacıyla kullanıldığı sırada meydana gelen hasarların teminat harici olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının aracını sürücü Muhammet Maviş`e kiraladığına dair kesin delil bulunmadığı, dosyaya sunulan tutanakta bu şahsa ilişkin olduğu belirtilen beyana göre aracın kiralandığı savunulmuşsa da Muhammet Maviş`i dinlemenin mümkün olmadığı, sürücünün alkollü olduğunun da tesbit edilemediği, alkollü olduğu tesbit edilse dahi bunun tek başına hasarın teminat dışı bırakılması için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.735.000.000.-TL.nin 05.08.2001 gününden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerden dolayı, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 110.69 YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.