

Başlıklar
ToggleBoşanmada manevi tazminatın yasal dayanağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. Maddesidir. Madde metnine göre “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Buna göre manevi tazminat, daima, bir miktar paradır.
Manevi tazminat, kişinin uğradığı manevi zararın giderilmesini amaçlayan bir tazminat türüdür. Tazminat hukuku anlamında manevi zarar kavramını ise insan ruhunda başkalarının kusurlu ve hukuka aykırı davranışı nedeniyle meydana gelen acı, ızdırap ve üzüntü olarak tanımlamak mümkündür. Manevi tazminat bozulan manevi dengenin yerine getirilmesini, hukuka aykırı olaydan duyulan acı, ızdırap, üzüntü ve kızgınlığı kısmen olsun dindirmeyi amaçlayan kanuni bir telafi aracıdır.

Bir çekişmeli boşanma davasında mahkemece manevi tazminata hükmedilebilmesi için bazı şartların mevcudiyeti gerekmektedir. Bu koşullar TMK m. 174/2 ‘den ve hukukun genel ilkelerinden doğmaktadır.

Zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesi halinde aldatılan eşin kişilik hakkının ihlal edildiği ve dolayısıyla bu eşin diğer eşten manevi tazminat talep edebileceği tartışmasızdır. Peki, aldatılan eş diğer eşin sevgilisinden genel hükümlere göre manevi tazminat talep edebilir mi? Boşanma hukukunda oldukça popüler olan bu sorunun cevabı günümüzde hayırdır. Bir dönem hararetli bir şekilde tartışılan bu soru aslında boşanma hukukunun değil genel tazminat hukukunun konusudur. Uzun tartışmalar ve birbirinden farklı içtihatların ortaya çıkmasından sonra Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 06.07.2018 gün ve E: 2017/5, K: 2018/7 numaralı kararı ile aldatan eşin birlikte olduğu 3. Kişiden manevi tazminat istenemeyeceğine karar vermiştir. Bilindiği üzere içtihadı birleştirme kararlarının sonuç kısmı Yargıtay Kanununun 41. Maddesine göre mahkemeler ve Yargıtay daireleri için kanun düzeyinde bağlayıcıdır. Anılan İBK ‘ya göre artık evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan 3.kişiye karşı diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunması mümkün değildir.
Anlaşmalı boşanma davasında manevi tazminat tamamen tarafların iradesine bağlıdır. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde manevi tazminat konusunda kararlaştırma yapabilir, manevi tazminat hakkından tamamen vazgeçebilecekleri gibi tazminat tutarını ve ödeme zamanını da serbestçe belirleyebilirler. Çekişmeli boşanma davasında ise taraflar boşanma ve boşanmanın mali sonuçları hakkında tam bir anlaşmaya varamamış olduklarından manevi tazminatı ödenip ödenmeyeceğine ve miktarına somut olayın özelliklerine göre hâkim karar verecektir.
Manevi tazminatta amaç, zarara uğramış manevi değerlerin maddi bir karşılığa dönüştürülmesi değil, manevi zararın belirli ölçüde giderilmesi, onarılmasıdır.
Boşanmada manevi tazminat miktarı belirlenirken; kişilik hakları saldırıya uğramış olan eşte saldırı sonucu oluşan elem, acı ızdırap, gibi duyguların neden olduğu ruhsal bozulmanın kısmen dahi olsa giderilmesinin yanında tazminatın zenginleşme aracı haline gelmesine de yol açılmaması gerekir.
Bu nedenle soyut bir nitelik arz eden manevi zararın giderilmesine elverişli tazminat tutarının hesaplanmasında mümkün olduğunca somut bazı olguların göz önüne alınması, objektif nitelikte ve asgari düzeyde denetlenebilir bir hesaplamanın sağlanması gerekir. Bu nedenle mahkemece manevi tazminat tutarı belirlenirken aşağıda yazılı hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Manevi tazminatın ödenmesi sadece toptan belirli bir paranın tediyesi şeklinde olur. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. Anlaşmalı boşanma davasında, taraflarca, anlaşmalı boşanma protokolünde aksinin kararlaştırılması mümkündür.
Boşanmada manevi tazminat, açılacak veya görülmekte olan bir boşanma davasında, boşanmanın ferîsi olarak talep edilebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı ve müstakil bir manevi tazminat davasına da konu edilebilir. Manevi tazminat, görülmekte olan boşanma davası kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında istenebilir. Manevi tazminatın bölünemeyeceği ağırlıklı olarak kabul edilmektedir. Yargıtayın görüşü de bu yöndedir. Bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunulurken miktarının ıslah yoluyla artırılamayacağı, boşanma davasının sonuçlanmasının ve kararının kesinleşmesinin zaman alacağı göz önünde tutularak uygun ve yeterli tutarda tazminat talep edilmelidir. Uygulamada bu risklerden kaçınmak için manevi tazminatın genellikle yüksek tutarlarda talep edildiği görülmektedir. Manevi tazminatın boşanma davasıyla birlikte talep edilmemesi halinde, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl içinde dava açılmalıdır.
Boşanmada manevi tazminat talebi evlilik birliğinin boşanma nedeniyle sona ermesinden doğan diğer dava hakları gibi boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olmayıp süresinden sonra açılan manevi tazminat davasında karşı tarafın süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmaması halinde hâkim tarafından re ’sen dikkate alınamayacaktır.
Boşanmaya dayalı manevi tazminat taleplerinde görevli ve yetkili mahkeme boşanma davasına bakmakla görevli ve yetkili olan mahkemedir. Buna göre Türk Medeni Kanunu, m. 174/2 ye dayanan manevi tazminat taleplerinde görevli mahkeme; aile mahkemeleri, ayrı bir aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde yetkili kılınmış Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi, eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yer mahkemesi veya boşanma davasına bakan mahkemedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesinin 2. Fıkrasına dayanan manevi tazminat davalarında 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun hükümleri uygulanır. Aile Mahkemeleri, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek, gerektiğinde uzmanlardan da yardım almak suretiyle, bunların sulh yoluyla çözümünü teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunur ve esas hakkında karar verilir.
Boşanmadan kaynaklanan tazminat davalarında yazılı yargılama usulü uygulanır.
Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat ancak boşanma kararının kesinleşmesiyle muaccel bir alacak haline gelir. Bu sebeple boşanma kararı ile hüküm altına alınan manevi tazminat tutarına faiz uygulanması dava tarihinden itibaren değil boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren mümkün olur. Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan manevi tazminat davasında ise hükmedilen tazminat miktarına dava tarihinden itibaren faiz uygulanacaktır. Manevi tazminat tutarına uygulanacak faiz türü yasal faiz, uygulanacak faiz oranı ise yürürlükteki yasal faiz oranıdır.
Avukat Hüseyin Demirbaş, Demirbaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu, Nisan 2023