
Başlıklar
Toggle
Ceza hukukunda şikayet; suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişinin bir suçun işlendiğini savcılığa veya kolluk birimlerine bildirerek soruşturma başlatılmasını delillerin toplanmasını ve kamu davası açılarak failin cezalandırılmasını talep etmesidir.
Suç işlendiğinde takip edilen süreç, ceza muhakemesi adı verilen hukuki prosedürü takip edilerek yürütülür. Bu sürecin temel adımları şunlardır.
İhbar veya Şikayet: Suç işlendiğine dair bir bilgiye ulaşıldığında, ihbar veya şikayet yoluyla savcılığa bildirilir. Savcılık re ’sen de harekete geçebilir.
Savcılık Araştırması: Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği izlenimini aldığında soruşturmayı başlatır. Deliller toplanır ve şüpheli ifadesi alınır.
Şüpheli veya Sanık İfadesi: Şüpheli veya sanık ifadesi alınır.
Delil Toplama: Olay yeri incelemesi, tanık ifadeleri, kamera kayıtları, dokümanlar vb. deliller toplanır.
Tutuklama veya Adli Kontrol Tedbirleri: Deliller yeterliyse ve yasal koşulları bulunuyorsa şüpheli hakkında çeşitli adli kontrol veya tutuklama gibi tedbirlere karar verilebilir.
İddianame Düzenlenmesi: Soruşturma sonunda deliller yeterli görülürse, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenler. İddianamede suç isnat edilen kişiye “sanık” denir.
İddianamenin kabulü Kararı: İddianame, kanuni şartları taşıyorsa, mahkeme tarafından iddianamenin kabulü kararı verilerek ve dava süreci başlar. İddianamenin kabulü kararı, soruşturma aşamasının sonlandığını ve kovuşturma aşamasının başladığını gösterir.
İlk Derece Mahkemesi (Asliye Ceza veya Ağır Ceza Mahkemesi): İddianamenin kabulü kararıyla birlikte duruşma hazırlıkları yapılır. Duruşma oturumları icra edilir. Sanık ve müşteki (mağdur) ifadeleri alınır. Tanıklar dinlenir. Savunma yapılır. Deliller değerlendirilir ve karar verilir.
Beraat veya Mahkumiyet Kararı: Mahkeme, delilleri değerlendirerek sanığı beraat ettirebilir veya mahkumiyet kararı verebilir. Bazı durumlarda düşme kararı verilir.
İstinaf Mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi): İlk derece mahkemesinin kararına karşı üst derece mahkemesinde istinaf başvurusu yapılabilir.
Temyiz Mahkemesi (Yargıtay): İstinaf mahkemesinin kararına karşı temyiz kanun yoluna gidilebilir.
Ceza İnfazı: Mahkumiyet kararı kesinleşince, cezanın infazı başlar.
Bu süreç, suç işlendiğinde başlar ve mahkeme kararıyla sona erer. Her aşamada hukuki prosedür ve deliller titizlikle takip edilir.
Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Ayrıca, valilik veya kaymakamlığa veya mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında ise Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir. İhbar veya şikâyet yazılı olarak dilekçeyle yapılabilir veya sözlü olarak tutanağa geçirilebilir. Ayrıca, internet üzerinden de şikâyette bulunma imkânı vardır. Eğer bir suç işlendiğini düşünüyorsanız, bu adımları takip ederek yetkililere bilgi vermeniz önemlidir.
İhbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılıklarına veya kolluk makamlarına yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü şekilde yapılabilir. Bu bağlamda polis ve jandarma karakollarına, emniyet müdürlüğü birimlerine, cumhuriyet başsavcılıklarına doğrudan veya bu iş için tahsisi edilmiş telefon hatları veya internet platformları aracılığıyla ihbar ve şikâyette bulunulabilir.
Belirli bazı suç türleri veya olaylarla ilgili olarak özel olarak görevlendirilmiş kuruluşlar veya özel kolluk birimleri de suç ihbarlarını kabul edebilir. Örneğin, çocuk istismarıyla ilgili suçlar için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının çocuk hizmetleri birimleri, gümrük suçlarında gümrük birimleri, sığınmacı ve mültecilerle ilgili durumlarda il göç idareleri insan hakları ihlalleri için bu konularla ilgilenen kuruluşlara da başvurulabilir.
Takibi şikâyete bağlı suçlar, bir suç hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi için suçun mağdurunun veya suçtan zarar gören kişilerin şikayetçi olmasının arandığı suçlardır. Bu suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ve özel kanunlarda açıkça gösterilmiştir. İşte bazı takibi şikâyete bağlı suç örnekleri:
Kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi.
Bir kişinin onurunu kırıcı sözler söylemek veya yazmak.
Hileli davranışlarla başkasının malvarlığından yararlanma.
Başkasının malına zarar verme.
Bir kişiye zarar verme veya onu kötü bir duruma düşürme tehdidi.
Başkasının konutuna izinsiz girme veya orada kalmaya devam etme.
Bu suçlar, mağdurun veya zarar gören kişilerin şikâyeti üzerine soruşturulur ve kovuşturulur. Şikâyet hakkı, suçun savcılık veya mahkeme tarafından resen soruşturulmasına veya kovuşturulmasına engel değildir. Ancak şikâyet hakkının kullanılması için belirli süreler vardır ve bu sürelere dikkat edilmelidir.
Şikâyete tabi suçlar, takibi şikayete bağlı suçlardır. Başka bir ifadeyle, soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi için suçun mağdurunun veya suçtan zarar gören kişilerin bizzat, yasal temsilcisi veya vekili aracılığıyla şikayetçi olmasının gerektiği suçlardır. Bu suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda ve özel kanunlarda açıkça belirtilmiştir. En yaygın örnekleri;
Malvarlığına yönelik zarar verme ve sair kötülük içerikli basit tehdit
Kamu görevlisine görevinden dolayı işlenenler hariç kişilere hakaret
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama
Israrlı takip
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarıdır.
Bu suçlar, şikayet hakkına dayalı olarak soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi için suçun mağdurunun veya suçtan zarar gören kişilerin şikayetçi olmasının arandığı suçlardır. Bu tür suçlarda şikayet bir soruşturma ve kovuşturma şartı olduğundan, şikayetten vazgeçme, soruşturma aşamasında takipsizlik kararı, kovuşturma aşamasında kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur.
Ceza yargılamasında, bir suç işlendiği şüphesinin mevcut olması ve bunun herhangi bir şekilde öğrenilmesi durumunda soruşturma makamlarının ceza muhakemesinin kurumsallığı ilkesi gereğince kendiliğinden harekete geçmesi temel kuraldır. Bu kuralın istisnasını, şikâyet kurumu oluşturur. Şikâyet, suçtan zarar görenin, yetkili makamdan soruşturma ve kovuşturma yapılmasını talep etmesidir. Hemen belirtelim ki ceza yargılamasında soruşturması şikâyete tabi suçlar istisna teşkil eder ve bu nedenle kanunlarda teker gösterilirler.
Bazı suçların soruşturmasının şikâyete tabi tutulmasının nedenleri çeşitlidir. Bu türden suçlar genellikle toplumdan çok şahsi yararları ilgilendiren hakaret, basit tehdit, basit yaralama, mala zarar verme gibi nispeten daha önemsiz ve hafifi yaptırımlara tabi tutulmuş suçlardır. Aile mahremiyeti, özel hayatın gizliliğinin korunması gibi nedenler de bazı suçların şikayete tabi tutulmasında etkendir (TCK.m.102/2-c.2, 105, 144/1a, 167/2, de düzenlenen suçlar gibi)
Şikâyet hakkı, suçtan zarar gören veya mağdurun yetkili merciye başvuru hakkıdır. Bu hakkı kullanmak için suçun failini ve işlenen fiili öğrenmek gereklidir. Şikâyet hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardandır. Bu nedenle yalnızca, suçtan zarar gören hak sahibi veya avukatı tarafından yapılabilir. Bir başka anlatımla şikâyet hakkı mağdura veya suçtan doğrudan doğruya zarar görene aittir. Sultan dolaylı zarar gören kişilerin şikâyet hakkı yoktur.
Şikayet süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 6 aydır. Bu süre, fiil ve failin öğrenilmesinden başlar. Ancak şikâyet hakkı, her halükarda Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen dava zamanaşımı süresi içinde kullanılmalıdır. En hafif suçlar için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Müşteki, suçtan zarar gören veya mağdur olan kişidir. Yargılama aşamasında davaya katılmak istediğini beyan ederse müdahil (katılan) sıfatını alır.
Bu bilgiler ışığında, şikâyet hakkınızı kullanırken süreyi göz önünde bulundurmalı ve dava zamanaşımı süresini de takip etmelisiniz.
Takibi şikâyete bağlı suçlarla ilgili olarak mağdur/müşteki/suçtan zarar gören tarafından bir şikayette bulunulmadıkça savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma yapılarak ceza davası açılamaz. Şikâyete tabi olmayan suçlar yönünden ise savcılık tarafından kendiliğinden soruşturularak ceza davası açılır. Bu suçlarda savcılık ihbar, şikâyet veya başka bir suretle suç işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma yapar. Bu suçlarda suçtan zarar görenin şikayetçi olmadığını beyan etmesinin bir önemi yoktur.
Ceza davası, savcılık tarafından bir iddianameyle yetkili ve görevli ceza mahkemesine açılır. Yaptığı soruşturmada topladığı delillerden bir kimse tarafından suç işlendiği kanaatine ulaşan cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek ceza davasını açar. Ceza davasının açılabilmesi için toplanan delillerin yeterli düzeyde şüphe oluşturması gereklidir. İddianamede, suç teşkil eden fiil ve suçun kanun maddesi ile soruşturma neticesinde elde edilen deliller ilişkilendirilerek şüphelinin yargılanması talep edilir. İddianame düzenlenmesi, suç işlendiğine dair yeterli şüphe olduğu anlamına gelir. Yeterli şüphe, suç şüphesi altındaki kişinin yargılama neticesinde mahkûm olma ihtimalinin, beraat etme ihtimalinden yüksek olmasıdır. Savcılık ceza davası açmak için yeterli şüphe mevcut olmadığı kanaatindeyse kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı vermelidir. Savcılık tarafından iddianameyle ceza davası açılan mahkeme, iddianamede eksiklikler bulunması halinde, mahkemeye verilmesinden itibaren 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya savcılığa iadesine karar verir. Savcılık, mahkemenin iddianamenin iadesi kararına itiraz edebilir veya kararda belirtilen eksiklikleri gidererek yeniden bir iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderebilir.
Ceza davasının açıldığı mahkeme, iddianameyi kabul ettiği taktirde duruşma hazırlığı işlemlerini yapar, duruşma günü belirler ve tarafları çağırır. Sanık tutuklu ise cezaevine müzekkere yazarak sanığın duruşmada hazır bulundurulmasını emreder. Ceza davası, bu aşamalardan geçerek yargılama sürecine devam eder.
Ceza yargılamasında çeşitli şüphe seviyeleri vardır. Bunlar ; basit şüphe, yeterli şüphe, makul şüphe ve kuvvetli şüphedir. Ceza soruşturması sürecinde, şüphe seviyeleri, soruşturmanın ilerleyişindeki belirli aşamaları ve delil yetersizliği veya güçlü delillerin varlığına bağlı olarak değişebilir. Sorunun cevabını tam olarak verebilmek için önce bu kavramları açıklamak istiyoruz.
Basit Şüphe: Basit şüphe, ceza soruşturması başlangıcında ortaya çıkan en düşük seviyedir. Bu aşamada, somut delillerin olmaması veya yetersiz olması nedeniyle suçun işlenmiş olabileceğine dair genel bir şüphe vardır. Soruşturmanın ilk aşamalarında bu düzeyde şüphe olabilir ancak yeterli delil toplandıkça veya incelendikçe şüphe seviyesi artabilir.
Yeterli Şüphe: Yeterli şüphe, soruşturma aşamasında elde edilen delillerin, bir suçun işlendiğine dair güçlü bir olasılığı gösterdiği noktadır. Bu aşamada, somut delillerin, tanıkların ifadelerinin veya diğer kanıtların suçun işlendiğine dair makul bir inanç düzeyi sağladığı kabul edilir. Soruşturmanın devamında, yeterli şüphe kuvvetli şüpheye dönüşebilir.
Makul Şüphe: Makul şüphe, suçun işlendiğine dair daha kesin bir inancı ifade eder. Bu seviyede, somut deliller veya kanıtlar, suçun işlendiği konusunda makul bir inanç düzeyi sağlar. Makul şüphe, ceza soruşturmasının ileri aşamalarında, yeterli kanıtların toplanması ve değerlendirilmesiyle ortaya çıkabilir.
Kuvvetli Şüphe: Kuvvetli şüphe, suçun işlendiğine dair çok güçlü bir inancı ifade eder. Bu aşamada, somut ve güçlü deliller veya kanıtlar, suçun işlendiği konusunda kesin bir inanç düzeyi sağlar. Kuvvetli şüphe, ceza soruşturmasının ileri aşamalarında, somut delillerin sağlamasıyla ortaya çıkabilir ve suçluluk konusunda güçlü bir inancı ifade eder.
Bu şüphe seviyeleri, ceza soruşturmasının ilerleyişinde yetkili makamlara harekete geçme ve delilleri değerlendirme konusunda rehberlik sağlar. Soruşturma, en az basit şüpheyle başlar. Savcılık topladığı deliller çerçevesinde yeterli şüphenin bulunduğu kanaatine varırsa iddianame düzenleyerek kamu davasını başlatır. Makul şüphe veya kuvvetli şüphe tutuklama ve adli kontrol tedbirleri yönünden önem arz eder.
Kısacası her soruşturma iddianame düzenlenmesiyle sonuçlanmaz. Yeterli şüphe seviyesine ulaşılmışsa söz konusu olur. Bununla birlikte uygulamada şüphe eşiğinin çok düşük tutulduğu ve basit şüpheye dayalı olarak kamu davası açılabildiği veya tutuklama gibi ağır tedbirlere karar verilebildiği de gözlenmektedir.

BURSA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİ : ….
VEKİLİ : Avukat Hüseyin DEMİRBAŞ
Demirtaşpaşa Mah. Ankarayolu Cad.No:36
Tüze Plaza, K.10/34-35 Osmangazi, BURSA
ŞİKAYET EDİLEN : …
SUÇ : Kendisi ile yapılan haberleşmeyi ifşa etme (TCK Md. 132/3)
tehdit, hakaret
SUÇ TARİHİ : 15.12.2024
AÇIKLAMALAR :
Şüpheli yukarıda açıklanan suçları işlemiş bulunduğundan, şikâyet yoluyla, hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılması için hakkında kamu davası açılmasını talep etmek gerekmiştir.
DELİLLER : 15.12.2024 tarihli şüpheli tarafından gönderilen e-posta iletisi ve ekleri (EKLİDİR), tanık beyanları, her türlü yasal delil.
SONUÇ VE TALEP : Açıklandığı üzere, şüpheli hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılmasının sağlanması amacıyla kamu davası açılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz 16.12.2024
ŞİKAYETÇİ VEKİLİ
Av. HÜSEYİN DEMİRBAŞ
EKİ: 1.Vekaletname Sureti