
Başlıklar
Toggle
Mülkiyet hakkı, T.C. Anayasası’nın 35. maddesi ile güvence altına alınmış temel bir haktır. Bu anayasal güvencenin medeni hukuktaki yansıması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde bulunur. Bu maddeye göre, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir”. Mülkiyet hakkı, sahibine eşya üzerinde en geniş yetkileri tanıyan mutlak bir ayni hak niteliğindedir.
Ancak bu hakkın mutlak niteliği, onu üçüncü kişilerin haksız müdahalelerine karşı savunmasız bırakmaz. Aksine, hukuk düzeni, malikin bu hakkını korumak için güçlü mekanizmalar öngörmüştür. TMK’nın 683. maddesinin ikinci fıkrası, malikin “malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmünü amirdir. İşte bu noktada, mülkiyet hakkına yönelik tecavüzlere karşı en sık başvurulan iki temel hukuki yol devreye girer:
Elatmanın önlenmesi (müdahalenin men’i) ve ecrimisil (haksız işgal tazminatı) davaları.
Bu iki dava türü, mülkiyet hakkının korunmasının iki farklı boyutunu temsil eder ve birbirini tamamlayan bütüncül bir koruma kalkanı oluşturur. Elatmanın önlenmesi davası, devam eden veya gelecekte yaşanması muhtemel bir haksız müdahaleyi fiilen durdurmaya, yani geleceğe yönelik bir koruma sağlamaya odaklanır. Ecrimisil davası ise, geçmişte gerçekleşmiş haksız kullanımdan doğan zararları
mali olarak tazmin etmeyi, yani geçmişe dönük bir telafi mekanizması işletmeyi amaçlar. Uygulamada sıkça birlikte açılan bu davalar , hak sahibine hem mevcut durumu düzeltme hem de geçmiş kayıplarını giderme imkanı sunarak mülkiyet hakkını hem fiili hem de ekonomik olarak güvence altına alır.
Elatmanın önlenmesi, diğer adıyla müdahalenin men’i davası, malikin veya kanunen yetkili diğer hak sahiplerinin, mülkiyet hakkından doğan yetkilerini (kullanma, yararlanma, tasarruf) kullanmasını haksız olarak engelleyen, kısıtlayan veya zorlaştıran fiili duruma son vermeyi amaçlayan bir eda davasıdır. Bu davanın temel amacı, mülkiyet hakkı üzerindeki haksız tecavüzü ortadan kaldırmaktır. Dava, hali hazırda devam eden bir müdahaleyi sonlandırmaya yönelikse “ref davası”, henüz başlamamış ancak gerçekleşme tehlikesi bulunan bir müdahaleyi engellemeye yönelikse “men davası” olarak nitelendirilebilir.
Elatmanın önlenmesi davasının kabul edilebilmesi için üç temel şartın bir arada bulunması gerekir:
Elatmanın önlenmesi davasının en belirgin ve hak sahibi lehine en önemli özelliği, davalının kusurlu veya kötü niyetli olmasının bir dava şartı olarak aranmamasıdır. Davanın amacı, birini cezalandırmak değil, mülkiyet hakkının ihlalini durdurmaktır. Bu nedenle, müdahalede bulunan kişinin “yanlışlıkla yaptım”, “zarar verme kastım yoktu” veya “iyi niyetliydim” gibi savunmaları, müdahalenin haksız olduğu tespit edildiği sürece davanın sonucunu etkilemez. Hukuk sistemi, mülkiyet hakkının korunmasına üstün bir değer atfederek, ihlalin objektif varlığını yeterli görmüştür. Bu durum, davayı hak sahibi için ispatı daha kolay ve sonuç alması daha öngörülebilir, güçlü bir hukuki araca dönüştürür.
Davacı, ana talebi olan müdahalenin durdurulmasının yanı sıra, bu müdahalenin sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik ek taleplerde de bulunabilir. Ancak bu taleplerin dava dilekçesinde açıkça ve ayrı ayrı belirtilmesi zorunludur, zira mahkeme taleple bağlılık ilkesi gereği kendiliğinden bu yönde bir karar veremez. Bu talepler şunlardır:
Hukuki Tanım ve Dayanak
Ecrimisil, halk arasında “işgal tazminatı” olarak da bilinen, bir malı (taşınır veya taşınmaz) sahibinin rızası olmaksızın, haksız bir şekilde ve kötü niyetle elinde bulundurup kullanan kişiden (fuzuli şagil) talep edilen bir tazminat türüdür. Bu davanın hukuki temeli, TMK’nın 995. maddesidir. Maddeye göre, “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır”.
Yargıtay, yerleşik içtihatlarında ecrimisili, kira sözleşmesine değil, haksız fiile benzer, kendine özgü koşulları olan özel bir zarar giderim biçimi olarak tanımlamaktadır. Bu niteleme, ecrimisil talep edilebilmesi için bir “zararın” varlığını ve diğer şartların gerçekleşmesini zorunlu kılar.
Ecrimisil tazminatına hükmedilebilmesi için aşağıdaki dört şartın bir arada bulunması zorunludur:
Aşağıdaki tablo, bu iki temel dava türü arasındaki farkları özetlemektedir.
| Özellik | Elatmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men’i) Davası | Ecrimisil (Haksız İşgal Tazminatı) Davası |
| Amacı | Haksız müdahaleyi fiilen durdurmak veya önlemek (Geleceğe yönelik). | Haksız kullanımdan doğan zararı tazmin etmek (Geçmişe yönelik). |
| Hukuki Dayanağı | TMK m. 683 | TMK m. 995 |
| Temel Şartlar | Hak sahipliği, haksız ve devam eden bir müdahale. | Haksız işgal, işgalcinin kötü niyeti, zarar ve nedensellik bağı. |
| Davalının Sorumluluğu | Kusur şartı aranmaz. Haksız müdahalenin varlığı yeterlidir. | Kötü niyet şarttır. İyi niyetli işgalciden talep edilemez. |
| Zamanaşımı | Mülkiyet hakkına dayandığından zamanaşımına tabi değildir. | Dava tarihinden geriye doğru 5 yıldır. |
| Yetkili Mahkeme | Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi (Kesin Yetki – HMK m.12). | Genel kural: Davalının yerleşim yeri mahkemesi. Elatmanın önlenmesi ile birlikte açılırsa taşınmazın bulunduğu yer. |
Bir taşınmazın mülkiyeti birden fazla kişiye ait olduğunda (paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyeti), dava açma hakkı bazı özel kurallara tabi olur. Bu noktada, davanın mülkiyet dışından bir üçüncü kişiye mi, yoksa paydaşlardan/ortaklardan birine karşı mı açıldığı büyük önem taşır.
taşınmazın tamamı yönünden kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu, mülkiyet hakkının korunmasının bölünemez bir bütün olduğu ilkesinin bir sonucudur.
yalnızca kendi payına isabet eden oranda ecrimisil talep edebilir. Örneğin, 4 eşit paydaşlı bir taşınmaz için hesaplanan toplam 100.000 TL ecrimisilden, tek başına dava açan bir paydaş en fazla 25.000 TL talep edebilir.
Birlikte mülkiyette en karmaşık ve en sık karşılaşılan durum, paydaşlardan birinin diğer paydaşların hakkını ihlal etmesidir. Bu durumda Yargıtay uygulamasıyla geliştirilmiş olan “intifadan men” kuralı devreye girer.
Bu kuralın temel mantığı, paydaşların veya ortakların, aralarında aksine bir anlaşma bulunmadıkça, birbirlerinin malı kullanmasına zımnen (örtülü olarak) rıza gösterdikleri karinesine dayanır. Bu nedenle, bir paydaşın diğer bir paydaştan ecrimisil talep edebilmesi için öncelikle bu zımni rızayı ortadan kaldırması, yani taşınmazdan payı oranında yararlanma isteğini işgalci konumundaki paydaşa bildirmiş olması gerekir. Bu bildirim, “intifadan men” olarak adlandırılır ve mahkemeler tarafından bir dava şartı gibi re’sen (kendiliğinden) araştırılır. Bu bildirim yapılmamışsa, bildirim tarihinden önceki dönem için ecrimisil talep edilemez.
Bu bildirimin noter kanalıyla bir ihtarname ile yapılması ispat kolaylığı sağlasa da, bu bir zorunluluk değildir. İntifadan men koşulunun gerçekleştiği, tanık beyanı da dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanabilir. Örneğin, daha önce paydaşlar arasında açılmış bir ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davası da bu şartı yerine getirmiş sayılır.
Yargıtay, “intifadan men” kuralının adaletsiz sonuçlar doğurabileceği bazı durumlar için bir dizi istisna geliştirmiştir. Bu istisnaların ortak noktası, paydaşlar arasındaki zımni rıza veya iyi niyet karinesinin zaten ortadan kalktığının kabul edildiği durumlardır. Bu hallerde, ihtar şartı aranmaksızın doğrudan ecrimisil davası açılabilir :
Ecrimisil bedelinin hesaplanması, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir husustur. Bu nedenle Yargıtay, mahkemenin mutlaka yerinde keşif yaparak ve niteliğine uygun (emlak danışmanı, ziraat mühendisi, fen bilirkişisi vb.) uzman bilirkişilerden rapor alarak karar vermesi gerektiğini istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır. Yargıtay kararlarına göre hesaplamada dikkate alınacak temel kriterler şunlardır:
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları, mülkiyet hakkının korunmasında hayati rol oynayan güçlü hukuki araçlardır. Ancak görüldüğü üzere, bu davalar özellikle birlikte mülkiyet halleri, intifadan men kuralı ve istisnaları, ecrimisil hesabının teknik detayları ve yetki kuralları gibi konularda ciddi bir hukuki bilgi ve Yargıtay içtihatlarına hakimiyet gerektirmektedir.
Davacının, hak sahipliğini, haksız işgalin varlığını, davalının kötü niyetini (ecrimisil için) ve uğradığı zararı hukuka uygun delillerle (tapu kaydı, tanık, keşif, bilirkişi raporu, ihtarname vb.) ispatlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Delillerin doğru zamanda toplanması ve mahkemeye usulüne uygun şekilde sunulması, davanın başarısı için kritik öneme sahiptir.
Doğru dava stratejisinin belirlenmesi, taleplerin eksiksiz bir şekilde ileri sürülmesi, zamanaşımı gibi hak düşürücü sürelerin kaçırılmaması ve karmaşık yargılama sürecinde hak kayıplarının önlenmesi için gayrimenkul hukuku alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almak, en doğru ve güvenli yol olacaktır. Mülkiyet haklarınıza yönelik haksız müdahalelerle ilgili hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmetleri için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Soru: Miras kalan evi tek başına kullanan kardeşimden kira (ecrimisil) isteyebilir miyim?
Cevap: Evet, isteyebilirsiniz. Ancak kural olarak, ecrimisil talep edebilmek için öncelikle o kardeşe noterden bir ihtarname göndererek veya tanıkla ispatlanabilecek başka bir yolla, evden payınıza düşen oranda yararlanmak istediğinizi bildirmeniz gerekir. Bu bildirim “intifadan men” şartı olarak adlandırılır. Bu bildirimden sonraki dönem için ecrimisil talep etme hakkınız doğar. Ancak, eğer bu ev kiraya verilip geliri sadece o kardeş tarafından alınıyorsa, ihtar şartı aranmaksızın dava açabilirsiniz.
Soru: Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası ne kadar sürer?
Cevap: Davanın süresi mahkemenin iş yoğunluğuna, delillerin (özellikle tanıkların dinlenmesi ve keşif yapılması) toplanma hızına ve bilirkişi raporlarının hazırlanma sürecine göre değişir. Net bir süre vermek mümkün olmamakla birlikte, bu tür davaların ortalama olarak 1.5 ila 2 yıl arasında sonuçlandığı söylenebilir.
Soru: Dava açmadan önce ihtarname göndermek zorunlu mu?
Cevap: Davalı mülk sahibi olmayan bir üçüncü kişi ise, ihtarname gönderme zorunluluğu yoktur. Ancak dava, paydaşlar veya mirasçılar arasında açılacak bir ecrimisil davası ise, kural olarak “intifadan men” şartını sağlamak ve davalının kötü niyetini ispatlamak için ihtarname göndermek veya bu yöndeki iradeyi başka bir şekilde bildirmek kritik öneme sahiptir.
Soru: Ecrimisil borcu ödenmezse ne olur?
Cevap: Mahkeme kararı ile kesinleşen ecrimisil alacağı, ilamlı icra takibine konu edilebilir. Borçlu yine ödeme yapmazsa, maaşına, banka hesaplarına veya diğer mal varlıklarına haciz konularak alacak zorla tahsil edilebilir.
Soru: Geriye dönük kaç yıllık ecrimisil talep edebilirim?
Cevap: Ecrimisil alacakları 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle, dava açtığınız tarihten geriye doğru en fazla 5 yıllık haksız işgal tazminatı talep edebilirsiniz. Daha eski bir dönem için talepte bulunsanız bile, davalının zamanaşımı itirazı üzerine bu talep reddedilecektir.
Soru: Dava masrafları ve avukatlık ücreti ne kadardır?
Cevap: Dava masrafları, dava değerine (talep edilen ecrimisil miktarı ve/veya el atılan malın değeri) göre hesaplanan nispi harçlar, tebligat giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri gibi kalemlerden oluşur. Avukatlık ücreti ise, Türkiye Barolar Birliği’nin her yıl yayımladığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirtilen miktardan az olmamak kaydıyla, davanın niteliği ve kapsamına göre avukat ile müvekkil arasında serbestçe belirlenir.

1 Comment
Selamlar!
Bir ipotek refinansmanı aylık ödemelerinizi azaltabilir. Veya borçlarınızı daha hızlı kapatmanıza yardımcı olabilir. Deneyimli ipotek ekibimiz, akıllıca bir karar verebilmeniz için tüm olası avantajları açıklayabilir. Nerede olduğunuzu anlıyoruz ve çıkarlarınıza en uygun çözümü oluşturmamıza güvenebilirsiniz. 1 ila 15 yıl arasında değişen vade seçenekleri, %2 rekabetçi faiz oranları ve kredi taksitinizi ödemeye başlamadan önce 1 yıl ödemesiz dönem seçenekleri arasından seçim yapabilirsiniz.
FIDOR AG BANK, doğrudan gayrimenkul kredisi veren bir kuruluştur. Doğrudan Gayrimenkul Köprü Kredisi Veren. Tamir Et ve Sat, Sabit Para ve Ticari Köprü Kredileri. Minimum Kredi Puanı Yok. Teminat yok. Bunlar, kredi onayı öncesinde kredi puanı olmayan sabit para kredi kuruluşlarıdır. Kredi transfer belgelerinizi işlemek için geçerli bir kimlikle iş birliği yapmanız yeterlidir. İşletme ve Fabrika’yı büyütmek için işletme kredisi almak için harika bir fırsat sunuyoruz.
Aşağıdaki bilgileri ekleyin ve kredi formunu geri gönderin.
Adınız Soyadınız:.:…………………………………………..
Kredi Tutarı:……………………………………………..
Kredi Süresi:…………………………………………..
Ev Adresiniz:…………………………………………..
İş Adresiniz:……………………………….
Kredi Nedeni:…………………………….
Telefon Numaranız:……………………………………..
Yaşınız:……………………………………………..
Kredi belgelerinizle ilgili işlemleri başlatmak için
BAY MATTHIAS KROENER
SANDSTRASSE 33 MÜNİH
80335 MÜNİH, ALMANYA.