• +90 224 272 19 09
  • +90 542 120 86 16
  • info@demirbas.av.tr
bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2bursa avukat logo 2
  • Ana Sayfa
  • Kurumsal
    • Hukuk Büromuz
    • Vekalet Bilgileri
  • Hizmetler
    • Şirketler Hukuku ve Ticari Davalar
    • Sınai Mülkiyet Hukuku ve Marka Patent Tasarım Davaları
    • Bireysel ve Toplu İş Hukuku Davaları
    • Gayrimenkul, İnşaat ve Kira Davaları
    • Boşanma Avukatı
    • Tazminat Hukuku ve Tazminat Davaları
    • Bursa Miras Avukatı
    • Bursa Ceza Avukatı
    • İdare Hukuku ve İdari Davalar
    • Vergi ve Sosyal Güvenlik Hukuku
    • İcra Hukuku, İcra Takipleri ve İcra Davaları
    • Bilişim Hukuku Davaları
    • Tüketici Hukuku ve Tüketici Davaları
  • Blog
  • İletişim
İflas Masasına Kayıt Kabul Davası Yabancı Para Alacağı
17 Mayıs 2021
İflasın Ertelenmesi Davası
17 Mayıs 2021

fae6388e 3b4c 4050 abd7 25ae5092d6d2

Başlıklar

Toggle
  • ⚖️ Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek Suçu – İİK m. 331
    • Mevzuat: İİK m. 331 (Güncel Metin)
    • Suçun Unsurları
    • ‍⚖️ ⚖️ Ceza ve Yaptırım Rejimi – İİK m. 331’e Göre
    • Görevli Mahkeme Neden İcra Ceza Mahkemesi?
      • İddianame Gerekmez – İcra İflas Suçlarına Özgü Usul
      • Uygulamada Önemli Uyarı:
    • Özel Durumlar – İflas, Konkordato ve Eklentiye İlişkin Hâller
      • 1. İflas Takibi ve Doğrudan İflas Talebi Hâllerinde
      • 2. Konkordato ve İflasın Ertelenmesi Sürecinde İşlenen Fiiller
      •   Eklenti Kaçırma Durumu
      • Yargıtay Uygulaması 
      • Önemli Notlar
    • Sonuç
    • Karar İncelemesi: İcra Ceza Suçları Yargılama Usulü
      • Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Kararda Çözüme Kavuşturduğu Sorular
      • Kararın Dayandığı Mevzuat
      • Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Sonucu
      • ⚖️ Uygulama Açısından Sonuç ve Değerlendirme
    • Kararın Tam Metni: Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek 
    • Kararın Tam Metni: Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek
      • İlgili Yazılar:

⚖️ Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek Suçu – İİK m. 331

Ekonomik kriz dönemlerinde veya icra tehdidi altında olan borçluların, malvarlıklarını başkalarına devretmeleri ya da görünürde yok etmeleri, alacaklı haklarını zedeleyen ciddi bir fiildir. Bu fiil, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 331. maddesi ile cezalandırılmaktadır.

Mevzuat: İİK m. 331 (Güncel Metin)

“Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek, muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”

Suçun Unsurları

  1. Suçun İşlenebileceği Zaman Aralığı
  • Haciz yolu ile takipten önceki 2 yıl içinde veya takip başlatıldıktan sonra yapılan işlemler kapsamdadır.
  1. Borçlunun Mevcudu Bilerek Eksiltmesi
  • Malvarlığını elden çıkarma,
  • Telef etme ya da değerini düşürme,
  • Malı gizleme,
  • Muvazaalı devretme,
  • Gerçek olmayan borç ikrarları ile alacaklıya ulaşılabilirliği ortadan kaldırma.
  1. Zarar Verme Kastı (Maksadı)
  • Borçlunun amacı açık şekilde alacaklıyı zarara sokmak olmalıdır.
  1. Zararın Gerçekleştiğinin İspatı
  • Aciz belgesi ya da
  • Alacağın tahsil edilemediğinin ispatı gerekir.

‍⚖️ ⚖️ Ceza ve Yaptırım Rejimi – İİK m. 331’e Göre

Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla malvarlığını gizlemesi, değersizleştirmesi veya muvazaalı şekilde devretmesi, sadece alacaklının hakkına değil, hukuk düzenine ve ekonomik güvenliğe yönelik bir tehdit olarak değerlendirilir. Bu nedenle yasa, ciddi yaptırımlar öngörmüştür.

Aşağıdaki tabloda İİK m. 331’e göre uygulanacak cezai ve usuli hükümler özetlenmiştir:

Unsur

Detay

Hapis Cezası

6 aydan 3 yıla kadar

Adli Para Cezası

1.000 güne kadar

Şikâyet Süresi

Şikâyete tabidir. Suç, şikâyet olmadan savcılık tarafından resen soruşturulamaz.

Görevli Mahkeme

İcra Ceza Mahkemesi (İİK m. 346 uyarınca görevli mahkemedir)

0bcc0ad6 2ed8 4ac0 a81a c02655517a0f

Görevli Mahkeme Neden İcra Ceza Mahkemesi?

İcra ve İflas Kanunu m. 346 açıkça belirtmektedir:

“Bu kanunun cezai hükümleriyle ilgili davalara, icra ceza mahkemesinde bakılır.”

Dolayısıyla:

  • Suç her ne kadar Ceza Kanunu’na benzer yaptırımlar içerse de,
  • TCK hükümlerine göre değil,
  • İcra hukuku çerçevesinde, icra ceza mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılır.

İddianame Gerekmez – İcra İflas Suçlarına Özgü Usul

İcra ve İflas Kanunu m. 331 kapsamındaki suçlar, genel ceza muhakemesi usulüne değil, İcra ve İflas Kanunu’nun 16. Babı’nda düzenlenen özel usule tabidir. Bu nedenle, Cumhuriyet savcılığı soruşturması, iddianame düzenlenmesi veya CMK m. 170 vd. hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 13.02.2007 tarihli içtihadı şu sonuçları netleştirmiştir:

  • Bu suça ilişkin şikayet, doğrudan İcra Ceza Mahkemesine yapılmalıdır.
  • Cumhuriyet Savcısı soruşturma yapamaz; savcılığa yapılan başvuru üzerine “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmesi hatalıdır.
  • Bu suçlar için iddianame düzenlenmesi gerekmemektedir.
  • Şikayet dilekçesi bizzat dava açmaya yeterlidir.
  • Yargılama, savcı olmadan yürütülür (İİK m. 349).
  • Mahkeme, dilekçeyi alır almaz duruşma günü tayin eder ve tarafları doğrudan celp eder.

Bu yönüyle İİK m. 331 kapsamındaki suçlar; hızlı, basit ve özel usule tabi bir yargılama sistemine bağlanmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun genel hükümleri uygulanmaz.

bb89e893 3c2d 4f83 b4a3 81ee57b4d263

Uygulamada Önemli Uyarı:

Alacaklıların bu suça ilişkin şikayetlerini Cumhuriyet Savcılığına değil, yetkili İcra Ceza Mahkemesine yapmaları gerekir. Aksi hâlde usul hatası nedeniyle şikayet hukuken sonuç doğurmaz.

Özel Durumlar – İflas, Konkordato ve Eklentiye İlişkin Hâller

İcra ve İflas Kanunu m. 331, yalnızca haciz yolu ile takiplerde değil, aynı zamanda iflas, konkordato ve iflasın ertelenmesi süreçlerinde de uygulanır. Kanunun ikinci ve üçüncü fıkraları bu kapsamı açıkça genişletmiştir:

1. İflas Takibi ve Doğrudan İflas Talebi Hâllerinde

“İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.”
(İİK m. 331/2)

Bu düzenlemeye göre:

  • Borçlu hakkında iflas takibi başlatılmışsa veya doğrudan iflası istenmişse,
  • Ve bu borçlu, iflas talebinden önceki iki yıl içinde,
  • Malvarlığını gizlemiş, devretmiş, sahte borçlar ikrar etmiş ya da kıymeti azaltmışsa,
    → İİK m. 331 kapsamında cezai sorumluluk doğar.

Ayrıca bu fiiller, örneğin resmi belgede sahtecilik ya da nitelikli dolandırıcılık suçlarını da oluşturuyorsa, bunlara ilişkin hükümlerle birlikte uygulanabilir.

2. Konkordato ve İflasın Ertelenmesi Sürecinde İşlenen Fiiller

“Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.”
(İİK m. 331/3)

Bu durumda iki ihtimalde suç oluşur:

✅ a) Talep Öncesi Dönem:

Borçlu, konkordato ya da iflasın ertelenmesi talebinden önceki 2 yıl içinde, alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla mevcudunu suni şekilde eksiltmişse, fiili cezalandırılır.

✅ b) Koruma Süresi İçinde:

Borçlu, mahkemece tanınan konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi süresi içinde, koruma altındaki bu dönemi kötüye kullanarak malvarlığını kaçırırsa, yine İİK m. 331 kapsamında cezai yaptırımla karşılaşır.

Bu fıkraların amacı; borçlu tarafından kötüye kullanılan hukuki koruma süreçlerini caydırmak ve alacaklı haklarını korumaktır.

  Eklenti Kaçırma Durumu

Taşınmaz rehnine bağlı bir eklentinin alacaklıya zarar kastıyla taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve 1.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Yargıtay Uygulaması 

“Borçlunun, alacaklısına ait icra takibi başlatıldıktan sonra, taşınmazlarını muvazaalı şekilde kardeşine devrettiği ve bu devir işlemlerinin karşılıksız olduğu tespit edilmiştir. Alacaklının tahsil imkânının kalmadığı somut delillerle ortaya konulduğundan, İİK m. 331 gereği mahkûmiyet kararı isabetlidir.”
(Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2022/4451 E. – 2023/1190 K.)

Önemli Notlar

  • Suçun oluşması için kast (zarar verme niyeti) ve fiili zarar (tahsil edememe durumu) birlikte bulunmalıdır.
  • Bu suçun oluştuğu olaylarda aynı zamanda tasarrufun iptali davası (İİK m.277 vd.) da açılabilir.
  • Alacaklı, cezai süreci başlatmak için şikâyet hakkını zamanında kullanmalıdır.

Sonuç

Borçlunun malvarlığını alacaklısından gizleyerek, devrederek ya da yok ederek alacak tahsilini engellemesi, sadece etik değil, aynı zamanda cezai sorumluluk doğuran bir fiildir. İcra ve İflas Kanunu’nun 331. maddesi bu tür kötü niyetli davranışlara karşı alacaklıyı koruyan güçlü bir araçtır.

0a095fae 993b 4640 a547 b44756fbb75d

Karar İncelemesi: İcra Ceza Suçları Yargılama Usulü

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Kararda Çözüme Kavuşturduğu Sorular

  1. Bu suçta şikayet Cumhuriyet Savcılığına mı, yoksa İcra Ceza Mahkemesine mi yapılır?

Karara göre, şikayet doğrudan İcra Ceza Mahkemesine yapılmalıdır.
Cumhuriyet Başsavcılığı bu suçla ilgili soruşturma yapamaz.
Çünkü İcra ve İflas Kanunu’nun 349. maddesi uyarınca özel bir muhakeme usulü düzenlenmiştir.

  1. İddianame gerekli mi?

Hayır. 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesine göre iddianame düzenlenmesine gerek yoktur.
Çünkü İİK m. 331 kapsamındaki suçlar, CMK’ya göre değil, İcra ve İflas Kanunu’ndaki özel ceza muhakemesi hükümlerine göre yürütülür.
Bu nedenle şikayet dilekçesi doğrudan dava açmaya yeterlidir.

  1. Cumhuriyet savcısının soruşturma yetkisi var mı?

Hayır.
Cumhuriyet savcısı bu suçlarda soruşturma yapamaz, iddianame düzenleyemez.
CMK’nın genel hükümleri değil, İİK’nın 346–352. maddeleri uygulanmalıdır.

Kararın Dayandığı Mevzuat

Madde

Açıklama

İİK m. 331

Alacaklıyı zarara uğratma kastıyla mevcudu eksiltme suçunu tanımlar.

İİK m. 346

Bu suçlara icra ceza mahkemesinin bakacağını belirtir.

İİK m. 347

Şikayet süresini düzenler (öğrenmeden itibaren 3 ay, fiilden itibaren 1 yıl).

İİK m. 349

Muhakeme usulünü belirler: Şikayet dilekçesiyle doğrudan dava açılır, savcı bulunmaz.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Sonucu

Yasa koyucu, bu suçlar için genel ceza yargılamasından farklı özel bir prosedür öngörmüştür.
Dolayısıyla şikayet sadece icra ceza mahkemesine yapılabilir, CMK hükümleri uygulanamaz.
Cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet üzerine kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse, buna itirazla iddianame düzenlenmesi de hukuka aykırıdır.
İcra Ceza Mahkemesi şikayet dilekçesiyle doğrudan duruşma açar, CMK m. 170 vd. uygulanmaz.

⚖️ Uygulama Açısından Sonuç ve Değerlendirme

Konu

Uygulama

Şikayet yeri

Sadece İcra Ceza Mahkemesi

Soruşturma makamı

Cumhuriyet Savcılığı değil, İcra Ceza Mahkemesi

İddianame gerekir mi?

Hayır. Şikayet dilekçesi dava açmaya yeterlidir

Yargılama usulü

İİK m. 349’a göre, savcısız, hızlı ve basit muhakeme

CMK 170 ve devamı uygulanır mı?

Hayır. CMK hükümleri bu suçlarda geçerli değildir

Son Söz

Bu karar, uygulamada sık yapılan usul hatalarını düzeltme açısından emsal niteliğindedir. Özellikle:

  • Savcılık nezdinde bu suçlar için şikayet yapılması,
  • İddianame beklenmesi,
  • CMK usulüyle yargılama yürütülmesi

gibi uygulamalar açıkça hukuka aykırıdır.

İcra ve İflas Kanunu m. 331 kapsamındaki suçlar, ancak özel hükümler çerçevesinde, doğrudan İcra Ceza Mahkemesi’nde, iddianamesiz ve savcısız şekilde görülebilir.

4f08f704 78ee 47b2 a380 f3f7f5f06bbf

Kararın Tam Metni: Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek 

 

YARGITAY CEZA GENEL KURULU

E. 2007/17-16 K. 2007/28

T. 13.2.2007

• ALACAKLISINI ZARARA UÐRATMAK KASTIYLA MEVCUDUNU EKSİLTMEK ( Eylemin Müeyyidesi Hapis ve Adli Para Cezasına Dönüştürülmüş İse de Yargılamanın Şikayet Prosedürüne Uygun Olarak Yapılmasının Zorunlu Olduğu )

• İİK SUÇLARINDA İDDİANAME GEREKMEDİĞİ ( Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek Suçu – Yargılamanın Şikayet Prosedürüne Uygun Olarak Yapılması Zorunlu Olduğu )

• İCRA VE İFLAS SUÇLARINDA ŞİKAYET ( Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek Suçu – Yargılamanın Şikayet Prosedürüne Uygun Olarak Yapılması Zorunlu Olduğu )

• HAPİS VE ADLİ PARA CEZASI ( Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek Suçunun Müeyyidesi Hapis ve Adli Para Cezasına Dönüştürülmüş İse de Yargılamanın Şikayet Prosedürüne Uygun Olarak Yapılması Zorunlu Olduğu ) 2004/m.331,346,347,348,349

ÖZET : İİY’nin 331. maddesinde yazılı alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçu ile ilgili; İİY’nin 5358 sayılı Yasa ile değişik 346 ve 349. maddeleri hükümleri göz önüne alındığında, anılan suç türleriyle ilgili soruşturmanın C.Başsavcılığı’nca yapılmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle İİK’nın 331. maddesindeki eylemin müeyyidesi, hapis ve adli para cezasına dönüştürülmüş ise de suçun tabi olduğu yargılama usulüne ilişkin 349. maddede herhangi bir değişiklik yapılmadığından, anılan suça ilişkin yargılamanın şikayet prosedürüne uygun olarak yapılması zorunludur. DAVA : İİY’nin 331. maddesinde yazılı alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçunun takibinin İİY’nin 346. ve devamı maddeleri uyarınca İcra Mahkemesine başvuru ile yapılması gerektiği gerekçesiyle ( Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.11.2005 gün ve 2005/21150 sayı ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara, şikayetçi vekilince yapılan itirazın ( Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı ) ‘nca, 30.12.2005 gün ve 1028/1295 sayılı müteferrik karar iie kabulü İle kovuşturmaya yer olmadığına kararının kaldırılmasına ve şüpheliler hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmesine ilişkin karara karşı, Adalet Bakanınca yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Onyedinci Hukuk Dairesi’nce 21.03.2006 gün ve 12336 sayı ile; 01 Haziran 2005 tarihinde kabul edilip aynı günlü mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5358 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile İİK’nın 331. maddesindeki eylemin müeyyidesi, hapis ve adli para cezasına dönüştürülmüş ise de suçun tabi olduğu yargılama usulüne ilişkin 349. maddede herhangi bir değişiklik yapılmadığından, anılan suça ilişkin yargılamanın şikayet prosedürüne uygun olarak yapılması zorunlu olduğundan, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30.12.2005 tarihli ve 2005/1028-1295 müteferrik sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına, sonraki işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, karar verilmiştir. Yargıtay CBaşsavcılığı’nca 10.01.2007 gün ve 60772 sayı ile; ‘Borçlunun alacaklısını zarara sokmak kastiyle mevcudunu eksiltme suçu, ÎİY’nin 331. maddesinin 5. fıkrası uyarınca şikayete tabi ise de, anılan suç alacaklının şikayeti üzerine Cumhuriyet Savcısınca soruşturularak, iddianame ile açılacak davada kovuşturma CMY’nin genel hükümlerine göre yapılacaktır. Bu itibarla, kovuşturmaya yer olmadığı kararına yönelik itirazın Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nca kabulüne karar verilmesi yasaya uygun olup, yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi yerine kabulüne karar verilmesi yasaya aykırılık oluşturacaktır’ gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire’nin yasa yararına bozma isteminin kabulüne ilişkin kararının kaldırılmasına, Adalet Bakanı’nın yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur. Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Uyuşmazlık konusu somut olaydaki uyuşmazlıklar; İİY’nin 331. maddesinde düzenlenmiş bulunan, alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltmek suçundan, a- Şikayetin C.Başsavcılığı’na mı, yoksa İcra Ceza Mahkemesi’ne mi yapılacağı, b- Bu suçla ilgili soruşturmanın C.Başsavcılığı’nca mı, yoksa yetkili İcra Ceza Mahkemesince mi yerine getirileceği, c- Yetkili İcra Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçenin dava açılması yönünden yeterli sayılıp sayılamayacağı ve 5271 sayılı CMY’nin 170 vd. maddelerine uygun olarak iddianame düzenlenmesinin gerekip gerekmediği, Noktalarında toplanmaktadır. 2004 savılı İİY’nin uyuşmazlıkla Haili hükümleri’. Alacaklısını zarara sokmak kastiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası: Madde 331- ( Değişik: 17/7/2003-4949/89 md.; 31.5.2005-5358/1 md. ) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur. Görev ve birleştirme yasağı: Madde 346- ( Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.; 31.5.2005-5358/18 md. ) Bu Kanun hükümlerine göre disiplin veya tazyik hapsine icra mahkemesi karar verir. Bu Bapta yer alan suçlarla Haili davalara, icra mahkemesinde bakılır. Şikayet süresi: Madde 347- ( Değişik: 18/2/1965-538/138 md.; 31.5.2005-5358/19 md. ) Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten İtibaren bir yıl geçmekle düşer. Yetki: Madde 348- ( Değişik: 31.5.2005-5358/20 md. ) Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı yetkili icra mahkemesi, icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir. Muhakeme usulü: Madde 349- Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celb olunur. İki taraf tayin olunan gün ve saatte icra mahkemesinin huzuruna gelmeğe veya vekil göndermeğe mecburdurlar. İcabında merci, tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir. Maznun başka yerde ikamet ediyorsa istinabe yoluyla sorguya çekilir. Maznun, şikayeti alan veya istinabe edilen icra mahkemesinin huzuruna gelmez veya müdafi göndermezse yahut bizzat bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetiyle getirilir. Bu suretle de bulundurulamazsa muhakeme gıyabında görülür. Şikayetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikayet hakkı düşer. Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun gıyabında verilen karara karşı eski hale getirme talebi hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı hükümler tatbik olunur. Duruşma: Madde 350- İcra mahkemesi iki tarafı ve müdafilerini dinler ve gerek tarafların gerek şahitlerin ifadelerini duruşma tutanağına geçirir. Cumhuriyet Savcısı hazır bulundurulmaz. Tahkikat; Madde 351- Şikayetçi dilekçe veya beyanında gösterilmiş olduğu delillerle bağlıdır. Maznun müdafaası için tahkikatın tevsiini ancak bir kere isteyebilir. KARAR : Madde 352- İcra mahkemesi iki tarafın ifadelerini ve bütün delillerini ve iddia ve müdafaalarını dinledikten sonra nihayet beş gün içinde kararını verir ve hulasasını Cumhuriyet Savcısına bildirir. ( Ek fıkra: 17/7/2003-4949/99 md. ) Takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354. maddede yazılı sebeplerle düşeceği kararda belirtilir. Şeklindedir. İİY’de 5358 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikler ve yeni yaptırım sistemi: 5237 sayılı TCY’de, cürüm-kabahat ayrımı ve buna bağlı olarak da yaptırım sisteminde yer alan ağır-hafif hapis ayrımına son verilmesi üzerine, yasada kabahat olarak öngörülen bir kısım eylemler 5326 sayılı Kabahatler Yasası ile idari yaptırımı gerektiren eylemler olarak düzenlenmiş, bir kısım eylemler ise suç haline getirilmiş, bu sistem ve yaptırım değişikliğinin zorunlu sonucu olarak, özel yasalardaki yaptırım sisteminin de 5237 sayılı Yasa’ya uyarlanması amacıyla 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe konulan 5252 sayılı Türk Ceza Yasası’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasa’nın 7. maddesi ile yasalarda, yaptırımı hafif hapis ve hafif para cezası olarak Öngörülen eylemler ve buna bağlı olarak, İcra ve İflas Yasası’nda, yaptırımı hafif hapis olarak öngörülen eylemler idari para cezası gerektiren kabahatlere dönüştürülmüştür. Ancak bu genel uyarlama hükmünün yetersiz olduğunu gören yasa koyucu, 01.06.2005 gün ve 25832 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 31.05.2005 gün ve 5358 sayılı Yasa ile İcra ve İflas Yasası’nın 16. bab kapsamındaki fiilleri ikili bir ayrıma tabi tutarak, bir kısım eylemleri suç olarak, diğer bir kısım eylemleri ise, kabahat olarak düzenlemiştir. Bu kapsamda 337, 338/2, 339, 340, 341, 343 ve 344. maddelerdeki eylemler kabahat olarak düzenlenip, disiplin hapsi veya tazyik hapsi şeklinde yaptırımlara bağlanmış, 331, 332, 333, 333/a, 334, 335, 336, 337/a, 338/1, 342, 345/a, 345/b maddelerindeki eylemler ise suç kapsamında sayılmış, hapis cezası veya adli para cezası biçiminde yaptırımlara bağlanmıştır. Bir kısım suçların re’sen takibi öngörülmüş ise de, diğer bir kısım suçların takibi şikayet koşuluna bağlanmış, bu husus suç tanımının yer aldığı maddelerde, ‘Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur’, ‘alacaklının şikayeti üzerine’, ‘ilgilinin şikayeti üzerine’, ‘zarar gören alacaklının şikayeti üzerine’ ibareleriyle açıkça belirtilmiştir. Bu açıklamalar ışığında varılan sonuçları şu şekilde belirtmek mümkündür; 1-İcra İflas Yasasında yer alan şikayete tabii kılınan suçlar dolayısıyla ve bu kapsamda anılan Yasa’nın 331. maddesinde düzenlenmiş bulunup da, kovuşturmasının şikayete tabii olduğu yönünde kuşku bulunmayan alacaklısını zarara sokmak kasdiyie mevcudunu eksiltmek suçundan, yapılan şikayet İİY’nin 347. maddesinde belirtilen süreler içinde, aynı Yasa’nın 348 ve 349. maddeleri uyarınca yetkili İcra Mahkemesine yapılmalıdır. 2-Bu suçlarla ilgili dava açma yöntemi, İİY’nin 349. maddesinde açıkça belirtilmiş bulunduğundan, şikayet Yasa’nın 346. maddesi uyarınca yetkili kılınan İcra Ceza Mahkemesine yapılmalı ve bu suçlarla ilgili soruşturmalarda 5271 sayılı Yasa hükümleri değil, İİY hükümleri uygulanmalıdır. 3-Şikayete tabi olduğu belirtilen bu suçlarla ilgili olarak, şikayetin doğrudan İcra Ceza Mahkemesine yapılması gerektiğinden, 5271 sayılı Yasa’nın 170. maddesi uyarınca iddianame düzenlenmesine gerek bulunmadığı gibi, anılan Yasa’nın 170. ve devamı madde hükümlerinin de bu suçlar yönünden uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. 4- Yargıtay C.Başsavcılığı’nca ileri sürülen ve bu suça ait soruşturmanın C.Savcılığı’nca yapılması gerektiğine ilişkin olan görüşe yasal dayanak olarak gösterilen, 5320 sayılı Yasa’nın 9. maddesi hükmü, 1412 sayılı Yasa’nın 344 vd. maddelerinde düzenlenen şahsi dava türleriyle ilgili olup, bu hükmün İİY’de yer alan suçlarda uygulama alanı bulunmamaktadır. Anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde ve özellikle İİY’nin 5358 sayılı Yasa ile değişik 346 ve 349. maddeleri hükümleri göz önüne alındığında, anılan suç türleriyle ilgili soruşturmanın C.Başsavcılığı’nca yapılmasına yasal olanak bulunmadığından, suçların ağırlığı ve adalet düşüncesiyle de olsa, yasa koyucu tarafından öngörülmeyen bir yöntemin uygulanması veya verilmeyen bir yetkinin kullanılmasının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı sonucuna ulaşılmakla, yasal bir düzenleme konusu yapılabilecek bu hususta, Özel Daire’ce verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen Yargıtay C.Başsavcılığı İtirazının reddine karar verilmelidir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı’na tevdiine, 13.02.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi. ‘

Kararın Tam Metni: Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudunu Eksiltmek

8b10c5d7 b0f8 46f1 a509 dd74bb0a3638

İlgili Yazılar:

  1. Haklı Fesih
  2. İş Mahkemesini Kazanan İşçi Tazminatını Nasıl Alır veya Tahsil Eder? 
Share
0
demirbas
demirbas

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İLETİŞİM


Demirtaşpaşa Mahallesi Ankara yolu Cad. No:36, Tüze İş Merkezi, Kat:10, 16220

+90 542 120 86 16

+90 224 272 19 09

info@demirbas.av.tr


DANIŞMA KURALLARI VE UYARILAR

Bu web sitesinde yer alan yazı ve açıklamalarda değinilen konular soyut ve genel olarak ele alınmıştır. Bu nedenle bu yazı ve açıklamalar somut bir olay hakkında yapılmış hukuki tavsiye olarak kabul edilemeyecekleri gibi Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları kapsamında yazılı veya sözlü hukuki danışma olarak da değerlendirilemezler.
© 2023 Demirbaş Hukuk Bürosu Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım web tasarım