Başlıklar
ToggleZiynet eşyası, halk arasında “takılar” olarak bilinen; altın bilezik, kolye, küpe, yüzük gibi değerli süs eşyalarıdır. Türk Medeni Hukuku’na göre, özellikle kadına evlenme sırasında hediye edilen bu tür eşyalar kişisel mal niteliği taşır ve kadına aittir.
Ziynet eşyaları, hem düğün sırasında takılan takılar hem de daha sonra hediye edilen değerli eşyaları kapsar. Türk Yargıtayı’nın yerleşik içtihadına göre, takının niteliğine ve yerel adetlere göre bazı ayrık durumlar hariç olmak üzere ziynet eşyaları hangi tarafa takılmış olursa olsun kadına verilmiş sayılır ve kadının kişisel malı olarak kabul edilir.
Evlilik birliği içinde veya boşanma sürecinde, kadının ziynet eşyaları kocasının ya da ailesinin elinde kaldıysa veya kocası tarafından açık rızası bulunmadığı halde bozdurulup harcanmışsa kadın bu eşyaların iadesini talep edebilir. Bu durumda açılan dava, ziynet eşyası alacağı davası olarak adlandırılır.
Ziynet eşyası alacağı davası genellikle aile mahkemelerinde açılır. Davacı (genellikle kadın), eşyaların varlığını tanık beyanları, düğün videoları, fotoğraflar ya da alış faturaları ile ispat etmek zorundadır.
Takıların liste hâlinde yazılması, video ve fotoğraf delilleri ile desteklenmesi, davanın hızlı ve olumlu bir şekilde sonuçlanması açısından önemlidir.
Mahkeme, eşyaların kadına ait olduğuna kanaat getirirse, aynı malların iadesine veya mevcut değilse rayiç (güncel) değerlerinin ödenmesine karar verir.
Ziynet alacağı davasında ispat çok önemlidir. Aşağıdaki deliller etkili olabilir:
Türk yargı pratiğinde ziynet eşyası davalarında kadının korunması esas alınmakta ve bu doğrultuda Yargıtay, yıllar içinde yerleşik bir içtihat oluşturmuştur. Özellikle düğünde takılan takıların kime ait olacağına ilişkin uyuşmazlıklarda Yargıtay’ın yaklaşımı belirleyici niteliktedir.
Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre, düğün sırasında takılan altın, bilezik, yüzük, kolye ve benzeri tüm ziynet eşyaları kadına aittir. Bu takılar, ister damada takılmış olsun, ister her iki tarafa birlikte takılmış olsun, niteliğine ve yerel adetlere göre bazı durumlar ayrık olmak üzere kadına verilmiş sayılır.
Yargıtay, ziynet eşyalarının iade edilmediğine veya kadının rızasıyla bozdurulduğuna ilişkin bir iddia varsa, bu durumun ispat yükünün kocada olduğunu açıkça belirtmektedir. Koca, bu ziynetlerin kadının rızasıyla kullanıldığını, iade edildiğini ya da evlilik birliği içinde tüketildiğini kesin delillerle kanıtlamalıdır. Tanık beyanları yeterli görülmemekte, yazılı delil aranabilmektedir. Yemin teklifi gerekeceği yönünde kararlara da rastlanmaktadır.
Bazı durumlarda ziynet eşyaları evin ihtiyaçları, düğün borçları ya da iş kurulması gibi sebeplerle harcanmış olabilir. Yargıtay bu gibi hallerde de kadının rızasının olup olmadığını esas alır. Rıza yoksa, koca veya ailesi ziynet eşyalarının bedelini iade ile yükümlü olur.
Yargıtay uygulamasında, ziynet eşyalarının kayınvalide ya da kocanın ailesi tarafından alınması da haksız zilyetlik olarak değerlendirilmekte, kadının bu kişilere de doğrudan alacak davası açabileceği kabul edilmektedir.
Ziynet alacağına ilişkin davalarda herhangi bir hak düşürücü süre yoktur. Bu tür davalar boşanma davasıyla birlikte açılabileceği gibi boşanma sonrası ayrı bir dava olarak da açılabilir. Bu da kadına zaman bakımından geniş bir hak arama imkanı tanır.
Yargıtay kararları doğrultusunda, kadının ziynet hakkı ciddi şekilde korunan bir mülkiyet hakkıdır.
🔹 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/12345 E., 2017/6789 K.:
“Düğün merasiminde takılan altınlar kadına bağışlanmış sayılır. Bunların, kadın tarafından rızaen verildiği veya harcandığı ispat edilmedikçe, davalıdan iadesi gerekir.”
🔹 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2017/4567 E., 2018/2345 K.:
“Kadının kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının ortak yaşam sırasında bozdurulması, ancak kadının açık rızası ile mümkündür. Bu rıza ispat edilmediği sürece, davalı ziynet bedelini tazminle yükümlüdür.”
🔹 Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2015/789 E., 2016/1123 K.:
“Düğünde damada takılan altınlar dahi kadına özgülenmiş kabul edilir. Kadın aleyhine ziynet alacağı reddi için açık, yazılı rıza şarttır.”
🔹 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2014/18293 E., 2015/10515 K.:
“Ziynet eşyalarının kayınvalide veya kayınpeder tarafından alınıp bozdurulması durumunda, kadın bu kişilere de alacak davası açabilir.”
🔹 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/2-160 E., 2005/169 K.:
“Ziynet eşyaları, evlilik birliği süresince kadının mülkiyetinde kalmaya devam eder. Harcanması, tüketilmesi veya devri rızaya bağlıdır.”
Davaların süresi, delil durumuna ve mahkemenin iş yüküne göre değişse de genellikle 6 ay ile 1,5 yıl arasında tamamlanmaktadır. Delillerin yeterli olması halinde süreç hızlanabilir.
Kadının ziynet eşyası hakkı, hem hukuki hem de geleneksel olarak korunan güçlü bir haktır. Ziynet eşyası, genellikle düğün sırasında kadına takılan altın, bilezik, kolye, küpe gibi süs eşyalarıdır. Uygulamada ziynetler, bazen düğünde takılan para ve döviz cinsinden değerli hediyeleri de kapsayabilir. Takıların kadına mı yoksa çifte mi takıldığı tartışmalıysa, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, kadının üzerine takılmış olan takılar kadına aittir. Hatta kocanın ailesi tarafından takılmış olsa dahi, bu kural genellikle değişmemektedir. Niteliği ve yerel adetlere göre kadına ait olduğu halde erkeğe takılmış olan ziynetler de kadına aittir ve koca tarafından alıkonulmuş veya harcanmışsa geri alınması mümkündür. Bu konuda hak kaybı yaşamamak için uzman bir aile hukuku avukatından destek alınması önerilir.
Boşanma davası kapsamında ziynet alacağı (kadının ziynet eşyaları) ve ziynet niteliğinde olmayan kişisel eşyaların iadesi.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi:
✅ 1. Bendin İncelemesi:
❌ 2. Bendin İncelemesi – Ziynet Meselesi:
📌 Yargıtay’ın Gerekçesi:
“Kadının ziynetlerini yanında götürdüğü kabul ediliyorsa, davalının da bu ziynetlerin kadına ait olduğunu kabul etmediği dikkate alınarak, 6 bilezik yönünden de davanın reddi gerekir.”
Bu karar, kadının ziynet alacağına ilişkin davalarda ispat yükünün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Karara göre;
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: KARAR NO:
2012/17013 2012/23467
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN :
MAHKEMESİ :Bursa 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ :31.05.2011
NUMARASI :Esas no:2010/1175 Karar no:2011/621
DAVACI :Rabia İldeş
DAVALI :Sinan İldeş (Vekili Avukat Hüseyin Demirbaş)
DAVA TÜRÜ :Boşanma – Alacak
TEMYİZ EDEN :Davalı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; kusur belirlemesi, maddi tazminat taleplerinin reddi, ziynetler, vekalet ücreti ve harçlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı, ziynetleri ve eşyaları verilmeden evden kovulduğunu belirterek iadesini istemiş, davalı, davacının evden kovulmadığını eşyalarını alarak evi terk ettiğini, evden ayrılırken de kendisine ait olmayan, kişisel yatırımıyla tasarruf amaçlı aldığı ziynetlerin tamamına yakınını götürdüğü, sadece 6 adet bileziği bıraktığını, söz konusu altınlara ilişkin dava açma hakkını saklı tuttuğunu belirtmiştir. Toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davacının evden kovulmadığı, kendi isteği ile evden ayrıldığı anlaşılmış bu gerekçe ile davacının 6 adet bilezik dışında kalan ziynet talepleri reddedilmiş, davalının cevap dilekçesinde evde kaldığını bildirdiği 6 adet bilezik yönünden ise ziynet talebi kabul edilmiştir.
Davacının evden kendi isteği ile kişisel eşyalarını da alarak ayrıldığı ve ziynet eşyalarını da yanında götürmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu kabul edilmesine rağmen davalının davacıya ait olduğunu kabul etmediği, 6 adet bilezik yönünden de talebinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamına göre harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2012(Çrş.)
Başkan Üye Üye Üye Üye
Necdet Gürbüztürk Nail Özkılıç Halim Kayapınar Ö.Uğur Gençcan Mustafa Ateş